Geminin karaya vurmaması için kaptan köşkünde ehil kaptanların oturması gerekir.
Korona virüs felaketinde de bu böyledir.
Akla ve mantığa uymayan kararlar hüsranla sonuçlanabilir.
Sonuçları çok ağır olabilir.
Herkes “Gemisini kurtaran kaptan” düşüncesiyle hareket ederse koca gemi kayalara bindirebilir.
Sağlık bakanı açıklamalarıyla insanlara güven veriyordu. Lakin bir kopukluk olduğu hissediliyor.
Bu işin bir de Bilim Kurulu yanı var.
Meselelerin orada tartışılıp çıkması lazım. Ortak akıl olması gereken bu.
Yaradan şura suresi 38. Ayette öyle demiyor mu “Onlar işlerini birbirlerine danışarak yaparlar”
Ancak, düz gitmekte olan aracın seyrine sermaye sahipleri birden çomak sokar gibi.
“AVM’ler açılacak"
İşin uzmanları bas bas bağırıyor.
"Avm'leri açmayın!.."
Bu ülkede sermaye sahibi değilseniz ağzınızı bile açamazsınız.
Ama sermaye sahibi iseniz AVM’leri de açarsınız.
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dercesine AVM’ler açılıyor.
Uzmanlar tekrar bağırıyor. "AVM’lere gitmeyin!.."
İnsanlar deli gibi kuyruğa giriyor.
..
İşini üzerine tuz biber olacak bir açıklama da TFF’dan geliyor.
“Süper Lig, TFF 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig ve Bölgesel Amatör Ligleri, 12-13-14 Haziran haftasında başlayacak"
Nerede sizin kaptanınız?
Nerede sizin ortak aklınız?
Daha ligler başlamadan futbolun içindeki pozitif sonuçları olanlar birer birer patlamaya başladı.
Beşiktaş kulübü başkanı,
Kasımpaşa’nın iki futbolcusu,
Erzurum sporda masöründen futbolcusuna 11 kişi,
Sancaktepe, Giresun, ve açıklanmayan yüzlerce futbolcu ve kulüp var sırada..
Sahaya çıkacak olan bu mikropları tribünlere mi taşımayı düşünüyorsunuz?..
Seyircisiz de oynatsanız, neticede bu oyunlar bir eğlence.
Yoksa bizim bilmediğimiz başka düşüncelere mi hizmet ediliyor?..
..
Bu atriksiyon karşısında Sağlık Bakanı bir açıklama yaptı ki doğrusu ben bir an kendisinin bu işten vareste tutulduğunu zannettim.
Futbol Federasyonu'nun (TFF) ligleri başlatma kararıyla ilgili, "Federasyon, özgür, kendi iradesiyle kararı verdi, bundan sonra sorumluluk federasyonundur" dedi.
Özgür olan federasyon, insanları hastalıktan kırıp geçirecek bir zemin hazırlarsa bedelini nasıl ödeyecek?..
Her özgür olan kendi kararını kendi verecekse, bu işin sonunda salimen düzlüğe çıkabilir miyiz?
..
Sağlık Bakanı konuşmalarını “Salgın kontrol altına alındı” diyerek bağladı.
Oysa ki R0 sayısını kendisi söyledi.
Türkiye genelinde R0 oranını 1.56.. Yani hasta olan kişinin hastalığı bulaştırma riski 1.56..
Daha açıkçası hastalıklı olan kişi virüsü 1 buçuk kişiye bulaştıracak.
Bu R0 oranı İstanbul için 4.. Türkiye’nin nüfusunun 3 de 1’i İstanbul’da yaşıyor.
Bu işte bir terslik var.
Sanki bir kopukluk yaşanıyor korona ile mücadelede.
Herkese “Evde Kal” telkini yapılırken,
AVM’lerin açılma kararı alınıyor,
Sahaların futbola açılma kararı alınıyor.
İnsanlar 2 gün eve hapsediliyor, geri kalan 5 gün sokağa salınıyor.
..
Tıpkı imtihana hazırlanan bir öğrencinin 2 gün çalışıp 5 gün gezmesi gibi.
Nasıl bir başarı bekleyebiliriz ki!
Mikrobu bulaştırarak sürekli artan bir durumda, seyir göstermesine zemin hazırlanırken Salgın nasıl garanti altına alınabilir ki? Yani kafamızda endişeli bir bekleyiş olacak işin sonunu görmek için.
Özgür ifadeyle verilen karar her zaman doğru olmayabiliyor.
En kısa sürede Ortak Akıl harekete geçerek bu yanlıştan dönülmesi dileğiyle..