Dünyamızda her geçen gün politik, ekonomik krizler, savaşlar, intiharlar, cinayetler artıyor. Bu durumu nasıl değiştirebiliriz?
Birçoğumuzun içinde olup bitenlere karşı bir isyan, hayal kırıklığı, umutsuzluk var. Bir şeylerin pozitif yönde, yenilenme yönünde değişmesini istiyoruz. Ama değişime nasıl yaklaşmamız lazım? Değişim için yaklaşım nasıl olursa pozitif bir değişim olur?
Ne kadar çok değişim isteyen insan varsa o kadar da değişim yöntemi vardır. Değişim bir yeniden düzenleme, bir başkaldırış veya devrim şeklinde gerçekleşebilir. Fakat bu yaklaşımlar yüzeysel yaklaşımlardır.
Bunlar sadece yüzeyi değiştirir ama derin bir değişim sağlamaz. Formaliteler ve dış çerçeve değişir fakat insanların benliğinde hiçbir şey değişmez.
Yeniden düzenleme insanları dıştan parlatabilir ama içten karartır. Birey değiştiğine dair bir yanılsama içine girer sadece. Bu durum insanları ikiyüzlü yapar. Çünkü içi hiç değişmemiştir.
İnsan varlığı hayatını iki düzeyde sürdürür; fiziksel ve ruhsal. Yüzeysel, dışsal değişimler ekonomik, politik yani fiziksel düzeye aittir. Bu tür değişimde insan benliği değişime uğramaz.
İnsan benliğinin değişime uğraması için bireysel değişim için çabalamak şarttır. Yani başkaları değişsin demek yerine kendini değiştirmek.
Bireysel olarak yenilenmek, değişime olanak tanımak için eski olan her şey bırakılmalıdır. Çünkü eskiden gelip devam eden her şey eskinin ayakta kalmasına neden olur.
Yeniden düzenlemek, başkaldırış dış yapıyı etkiliyor, içyapı değişmiyor. Çünkü zihniyet değişmiyor. İnsanlar eskisi gibi bencil, açgözlü, öfkeli, rekabetçi, hırslı olmaya devam ediyor sadece.
Her insanda içsel bir öz vardır. Ve o içsel öz engellenmiştir. Bunun nedeni, toplumun dayattığı kalıplar, inançlardır. Yani toplum baskısı nedeniyle insanlar hayatı içsel özlerine göre yaşayamazlar. Özgürce yaşamak demek içsel öze göre yaşamak demektir.
İnsan özgür olunca hep değişim ister, değişime karşı olmaz, değişim taraftarı olur.
Toplumlar insanları köleleştirir ki insanlar değişimden korksun, istemesin. Çünkü değişim özgürleştiricidir ve özgürlük değiştiricidir.
Değişim içerden başlamalıdır. İçsel değişim köklü bir değişimdir. Gerçek değişime ancak farkındalığı yükselterek başlayabiliriz. Kendimizi değiştirerek tüm dünyayı değiştirebiliriz. Değişim potansiyelini harekete geçirerek herkes sevgi dolu olabilir. Başkalarını kontrol etmekle, güç gösterisiyle ve başkalarını baskı altında tutmakla ilgilenmeyen yeni insan değişim sayesinde hayatını farkındalıkla yaşar.
Dünya Değişim Akademisi’nde sunulan “Değişim Sanatı” değişim programı bizlere değişim esintisini yaşatıyor. Değişim Sanatı programı uyguladığınızda değişimin dinamiklerini ve aşamalı olarak nasıl gerçekleştiğini önce kendiniz deneyimlersiniz, sonra da herkesin değişimine katkıda bulunabilirsiniz. Program 8 seanstan oluşuyor ve 1 ayda tamamlanıyor. Her seansta, bireyin aktif bir şekilde bilinçli değişime hayatın içinde nasıl yer vereceği ve değişim araçlarını nasıl kullanacağı konusunda teorik bilgilendirme yapılıyor ve ardından pratik uygulamaya geçiliyor.
Bireysel değişim olmadan toplumsal değişim olamaz. Bu yüzden kendimizi değiştirelim dünya değişsin!