Kaymakam yeni gelmişti Konya’dan Akşehir’e,
Köy, şehir dolaşıyor gidiyordu her yere.
Sıra geldi Nasrettin Hocanın memleketine!
Köylülerle sohbet için oturdu kahvelerine,
“Sizin köyde Nasrettin diye biri varmış,
Çağırında konuşalım, bakalım nasıl bir adammış(!)”
Haber gider Nasrettin’e, kürk sırtında,
Kavuk başta, heybetle!
Çıkar gelir, geçer oturur başköşeye.
Kaymakam alay ile; “Nesin, kimsin sen böyle?”
Ben mi, “Hiç ’im!” der hoca.
Ya sen kimsin sen söyle?
Kaymakamım der, yeni geldim Akşehir‘e!
Sonra ne olacaksın, varsa şayet kısmetinde.
“Vali” der, lafı uzatmadan kestirmece.
“Ya sonra” der Nasrettin, “Seçilirsem mebus, bakan.”
“Daha sonra ne olursun? Belli ki başbakan!”
Daha sonra, daha sonra ne olursun deyiver?
Kaymakam şaşırır, kızarır “Hiç” der!
Makamını tükettin gördün mü, bak kaymakam.
Ben şimdiden “Hiç ‘im!” der, senin geleceğin makam!
Böbürlenme, gururlanma herkes toprak olacak
Uslanmayan kör nefis bir gün sonu bulacak.
Kürkünü, kavuğunu orada bırakır hoca,
Al der senin olsun, “HİÇ” olunca giyersin,
Yıllar sonra Nasrettin’e belki dua edersin!..
“Şiirli Öyküler ve Fıkralar Kitabımdan”