Yeni sistemde Türkiye Büyük Millet Meclisi toparlanıyor, işler ve işlemler sırasıyla yerli yerine oturtuluyor. Türkiye’nin idari yapısı ise darmadağın. Tüm kurum ve kuruluşlara el konuluyor, biri öbürüne, diğeri berikine bağlanıyor ya da kapatılıyor.
Ortam tıpkı kentsel dönüşüme benziyor. Binalara dozerler yaklaşıyor, evlerden eşyalar çıkartılıyor, yenisi verilene kadar gösterilen kira evlerine taşınıyor. Yıllardır aynı evi, aynı mahalleyi, aynı semti paylaşmanın alışkanlığı, özlemi ve yaşanmışlıklar akla geliyor; gözler ıslanıyor, gönüller kabarıyor, acılar depreşiyor, geleceğe dönük kaygılar artıyor.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başlattığı idari yapılanmanın uygulaması da tıpkı böyle bir şey. Bunun adı ise ‘İdarede Dönüşüm’. Her yer her yerde, her şey darmadağın.
Tabii ki bir süre sonra her şey toparlanacak, yerli yerini bulacak. Ama maalesef hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Cumhuriyet kurumlarının, geleneklerinin, ilkelerinin dümdüz edilebileceği endişesi taşıyor insanımız ve kaygılanıyor.
***
Şimdi bugüne kadar olanlara bir göz atalım. Önce TBMM’den başlayalım…
Milletvekillerinin yemin etmesiyle 27. dönem çalışmalarına başlayan TBMM, Binali Yıldırım’ı başkan seçtikten sonra, bu hafta da Meclis Başkanlık Divanı ve İhtisas Komisyonlarını oluşturacak.
TBMM Başkanlık Divanı üye sayısı 23’ten 20’ye indirildi. Karara göre, (başkan hariç) bu 20 üyenin Siyasi Partilere dağılımı şöyle: AKP- 1 Başkanvekili, 6 Katip Üye, 3 İdare Amiri; CHP-1 Başkanvekili, 3 Katip Üye, 1 İdare Amiri, HDP-1 Başkanvekili,1 İdare Amiri; MHP-1 Başkanvekili, 1 İdare Amiri, İYİ Parti- 1 Katip Üye.
İhtisas komisyonlarından Dilekçe Komisyonu 12, Plan ve Bütçe Komisyonu 30, KİT Komisyonu 35, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu 17 üyeden, diğer komisyonlar ise 26'şar üyeden oluşuyor. AKP, Meclis Başkanlık Divanı’nda olduğu gibi, komisyonlarda da ancak MHP’li üyelerle birlikte çoğunluğu elde edebiliyor. Üyeler belli olduktan sonra komisyonlar ayrı ayrı toplanarak Başkanlık Divanlarını seçecek.
***
Olağanüstü Hal bu hafta sona eriyor. Çoğunluk partisi AKP, Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Erdoğan’ın isteği üzerine, ‘terörle mücadelede aksaklık yaşanmaması’ amacıyla, birçok kanunda düzenlemeleri içeren bir Kanun Teklifini bu hafta Meclise getirecek. Önce Adalet Komisyonu’nda ele alınacak olan teklif, ardından TBMM Genel Kurulunda da görüşülerek yasalaştırılacak.
Böylece, Erdoğan’ın ve partisinin seçim sürecinde ‘özgürlükleri genişletme’ vaadine karşın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 27. Dönemde çıkardığı ilk yasa, özgürlükleri kısıtlayan düzenleme oldu.
***
İdarede Dönüşüm diye adlandırdığımız yeni yapılanmaya gelince.
Anayasa’nın 104. maddesi Cumhurbaşkanı’na kararname çıkarırken sınırlar çiziyor. Yürürlükteki anayasaya göre Cumhurbaşkanı şu üç konuda Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkaramıyor:
1- Temel haklar, kişi hak ve ödevleri, siyasi hak ve ödevler
2- Anayasanın mutlaka ‘kanunla düzenleyeceksin’ dediği konular
3- Kanunda açıkça düzenlenmiş konular.
Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda çelişen hükümler olması halinde, kanunun hükümlerinin geçerli olacağı Anayasada yer alıyor.
Şimdi, bu Anayasa hükümlerini göz önüne alarak ‘1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne bakalım derken Resmi Gazete’de 7 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi daha yayımlandı.
15 Temmuz darbe girişimin başarısızlığa uğratılmasının ikinci yıldönümüde Türkiye’nin her yerinde etkinlikler düzenlenip, şehitler anılırken, akşam saatlerinde Resmi Gazete’de yayımlanan söz konusu kararnamelerle, Devlet Denetleme Kurulu, MGK, Yüksek Askeri Şura ve Adli Tıp Kurumu başta olmak üzere bir çok kurum ve kuruluşun yapıları yeniden düzenlendi.
Kararnameler uyarınca YAŞ üyeleri Cumhurbaşkanı yardımcıları, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet Komutanlarından oluşacak. YAŞ, Cumhurbaşkanının başkan olarak belirleyeceği Cumhurbaşkanı Yardımcısının çağrısı ile yılda en az bir kez toplanacak. YAŞ kararları, Cumhurbaşkanının onayı ile yürürlüğe girecek.
Kararnamelerle ayrıca, Savunma Sanayi Müsteşarlığı Savunma Sanayi Başkanlığı'na dönüştürüldü. Kapatılan Avrupa Birliği Bakanlığı’nın yerine Avrupa Birliği Başkanlığı oluşturuldu, İçişleri Bakanlığına bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı (daha önce Meclis Başkanlığına bağlıydı) kuruldu.
Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanı'na bağlandı. Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanının çağrısıyla iki ayda bir toplanacak. Kurula, Cumhurbaşkanının katılmadığı zamanlarda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı başkanlık edecek.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, TİKA ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlandı.
Yayımlanan kararnameler arasında, 6 üniversiteye Rektör atanması, Milletlerarası Andlaşmaların Onaylanmasına İlişkin Usul ve Esaslar ile Resmi Gazete hakkında düzenlemeler içeren Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri de bulunuyor.
Görünen o ki, 1 Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kurumların bir kısmını kapatma, bir kısmını da Saray’a bağlama özelliği taşıyor. 15 Temmuz 2018 Pazar günü akşamı yayımlanan kararnameler ise söz konusu kurum ve kuruluşları yeni sisteme uygun yasal yapılara kavuşturuyor.
Tekrar Anayasanın 104. maddesine dönecek olursak, bu kurum ve kuruluşların yeniden yapılandırılması işlemlerinin ne kadarı kanun, ne kadarı kararname konusudur sorusunu sormamız gerekiyor. Bu soruya, başta idare hukukçuları olmak üzere, bağımsız ve tarafsız hukukçuların cevap vermesi gerekiyor. Söylenenleri dikkate alacak yöneticiler ile düzenlemelere ilişkin itirazları ciddiyetle ele alacak idari ve adli yargı kuruluşlarının varlığı halinde verilecek cevapların ancak anlam kazanacağını hatırlatmayı ise gerek buluyorum.
***
Yeniden yapılanmanın kapsamına da göz atacak olursak;
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’ya göre, yeni sistemde devletin yürütme erki 7 ana yapıdan oluşuyor:
Bunlar, Cumhurbaşkanı ve Yardımcıları, Özel Kalem Müdürlüğü, İdari İşler ve Özel Temsilciler, Ofisler, Danışman ve Başdanışmanlar, Politika Kurulları, Bakanlar ile bağlı kuruluşlar…
Toplam 76 makamdan oluşan kurumların başındakileri Cumhurbaşkanı bizzat atayacak; görev süresi Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle birlikte sonlanacak.
Emniyet müdürü, defterdar, vali yardımcısı ve kaymakamın da arasında bulunduğu 55 makama ise bakanların teklifi ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile atama yapılacak.
Merkez Bankası, YÖK, Diyanet İşleri, İstatistik Kurumu, TRT gibi 21 kurumun başkan ve genel müdürlerini ise en fazla 4 yıllığına, kanunlarındaki usul ve esaslara göre Cumhurbaşkanı görevlendirecek.
Yani, toplam 152 makamın atamasını Cumhurbaşkanı yapacak.
---
İyi Haftalar
remzidilan_48@hotmail.com