Suriye’yi parçalamak politikaları doğrultusunda Şam’da bulunan Emevi Camisi’nde namaz kılmak için yola çıkan ABD güdümündeki siyasi iktidar, kimilerine göre günümüzde emperyalizme kafa tutmaya başlamıştı. Ancak bu sözde kafa tutuş sürerken Şanlıurfa’ya ABD askerleri geldi. AKP genel başkanı da, PKK terör örgütüne karşı ABD ile ortak harekat merkezi kurduk diyerek, durumu özetlemiş oldu.

ABD askerlerinin Şanlıurfa'ya gelmeleri konusunda TBMM’nin kararı yoktur.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Anayasamızın 92. maddesine göre TBMM’nindir. Şu anda yapılan, açık şekilde bir anayasa ihlalidir. Gerçi tek adam rejimi ile ülkemizde anayasa ihlalleri artık alışkanlık haline gelmiştir.

PKK terör örgütünü kurduran, destek veren, koruyup, kollayan ve binlerce TIR dolusu silah veren ABD ile birlikte PKK terör örgütüne karşı mücadele edilecek olması gerçekçi değildir. “Kürtlere saldırırsanız ekonominizi mahvederiz” diyen ABD Başkanı Trump ile birlikte bölgeden PYD/YPG terör örgütlerinin temizleneceğine inanmak saflıktır. NATO tatbikatında gemilerimizden birini vuran, Süleymaniye’de subaylarınızın kafasına çuval geçirip kelepçeleyen, “Türk ordusunu kafesleyen” ABD’ye güvenmek için akıl yoksunu olmak gerekir. ABD ile ortak harekat merkezinin anlamı, PKK terör örgütü için önce güvenli bölge yaratmak, ardından devletlerinin kurulmasını kolaylaştırmaktır. Güvenli bölge konusunda uzlaşan ABD ile Türkiye’nin amaçları birbirine zıttır.

“Suriye'de sınırımız boyunca terör koridoruna izin vermeyiz” diyenler Fırat'ın doğusunda 30 km derinliğinde Türkiye’nin kontrolüne bırakılmış bir güvenli bölge oluşturulmasını ve PYD/YPG terör örgütlerinin güvenli bölge dışına çıkarılmasını istiyorlardı. Ama bu istekler ABD karşısında yok olup, gitti.

ABD heyeti ile bu konularda yapılan görüşmeler sonucunda 7 Ağustos 2019 tarihinde Ankara’da mutabakata varıldığı açıklandı. Siyasi iktidarın yetkilileri bunu büyük bir zafer kazanılmış ve yol alınmış gibi ilan ettiler. Bu mutabakat ile en kritik isteğimiz olan kurulacak güvenlik bölgesinin sadece Türkiye'nin kontrolünde olması talebimiz hakkında olumlu bir sonuç yoktur; bölge, ABD ile birlikte yönetilecektir. Kurulacak güvenli bölgedeki PYD/YPG terör örgütlerinin ne olacağı da belli değildir. Terör örgütlerinin oradan çıkarılacağı kayıt altına alınmamışken, bölgenin bir güvenli bölge ya da barış koridoru haline getirileceği de büyük bir kandırmacadır. Bu barış koridorunun kimlerle ve neden barışmak için kurulduğu belli olmadığı gibi, güvenli bölgede kime veya kimlere karşı güvenliğin sağlanacağı da bilinmemektedir. Siyasi iktidar, her zaman olduğu gibi yine Türk kamuoyunu yanıltmaktadır.

ABD’nin amacı, sadece Ortadoğu’daki enerji kaynaklarının denetimini ele geçirmek değildir. Doğu ile Batı’nın kavşak noktası olan bu bölgeye egemen olarak, dünyaya da egemen olma amacındadır. Ancak, bu bölgeye Rusya ve Çin’in de gereksinimi vardır. Bu nedenle, ABD Ortadoğu’ya egemen olmak için her yolu denemekte ve her türlü şiddete başvurmaktan çekinmemektedir. ABD’nin Savunma eski Bakanı Condoleezza Rice, 7 Ağustos 2003 tarihinde The Washington Post gazetesinde Fas’tan Çin sınırına kadar 22 ülkenin siyasi ve ekonomik coğrafyasının değiştirilmesini amaçladıklarını söylemiştir. Adım adım bu amacın gerçekleştirildiği görülmektedir. ABD güdümünde siyaset yapanlar, bu amacın maşalarıdır.

Irak’ın, Kuveyt’i işgali nasıl tezgahlandığını, Irak’ın kuzeyi nasıl uçuşa yasak bölge ilan edildiğini ve Çekiç Güç’e verildiğini anımsamakta yarar var. Şimdi de Fırat’ın doğusundaki güvenli bölge, yine aynı tezgahtır. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, Suriye’yi bölmek isteyen ABD ile sağlayamaz, bunun tek şartı Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan Suriye devletiyle işbirliği yapmaktan geçer. Emperyalizm ile işbirlikçilerinin oyunları asla bitmez. Eğer bu oyunlar bozulamazsa, oyuncak durumuna gelinir, sürekli sömürge olunur ve ülkenin saygınlığı bitirilir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.