Benim ailem Kosova mübadil muhaciri..
Sosyal refah varlıklarını terkederek Türkiye aşkına, Anadolu'nun bir köyünde yoksulluk içinde yaşayan..
Geri dönmelerini zorlayacak koşullar içerisindeki ikilemleriyle,
Aşağısı sakal, yukarısı bıyık, kaderine razı boyun büküklüğüyle,
Sağlık hizmetlerinin olmadığı ortam ve koşullarda,
Türk dilini konuşmak şöyle dursun Arnavut dilini konuşacak ne yakın ve ne komşunun olmadığı bir köy ortamında...
Meraklı hınzır bazı köy erkek bireylerin yüzünü görmek amacıyla, iki küçük yavrusunun defalarca üzerine sürdüğü hayvanların önünden çekip aldığı ve asla yüzünü göstermediği Anne asaletiyle,
Çilekeş Anam ve Halamın tüberkülozdan, 3-5 bebeğinin de diğer hastalıklardan terk-i dünya ettiği 1940'lı yıllarda...
Din kardeşiniz de olsa farklı dil, farklı kültür ve sosyal yapılarda yaşayan göçmenler yuvadan atılan yavru, üvey evlat durumuna düşerler, ister istemez.
Gittikleri ülkede ZOR’un en ZOR’unu yaşar göçmenler.
Hele UYGAR çağımızda ÖTEKİLEŞTİRME canavar duygusunun zirve yaptığı bu zamanda.
Öz toprağınızdan kopmanın acısının yanında, ikinci sınıf evlatlığınızın damgası vurulur kaderiniz ve kalplerinize,
Biteviye durmadan..
Çevreden güzel yürekli insanların desteğini görmeniz, ruhunuza yansıyan dehliz ışığından öte bir anlam taşımaz.
ZOR olanın ZOR’udur göçmen olmak..
Benim kardeşim 1969'dan beri Alman yurttaşının köleliği andıran hizmetinde.
Evlatları ve torunları Alman bayrağının dalgalandığı, ulusal marşlarının söylendiği okullarda eğitim ve öğretim gördüler.
Tıpkı diğer ülkelerdeki göçmenler gibi..
Ülkesinden ayrılmışlığın, kimsesizliğin yalnızlığından yanmışlıkla başbaşa..
Nihal Atsız’ın şiir dizesinde olduğu gibi;
“Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden itler bile gülecek kimsesizliğimize” diyerek.
Yazdıklarım Anayurt özlemleriyle kavrulsunlar içindir..
Toprağına, bayrağına ihanet ederek yurdu terkedenler için değil..
Lokmasını kazanamadığı ülkesinden ayrılmayı, içine sindiremeyen yurtseverler için geçerlidir sözlerim...
Yoksul olsak da yurtseverliğimiz, sahip olduğumuz değerlerin metelikle değiştirilmesine izin vermeyecek yüceliktedir.
Ait olduğumuz toprağın gelişmişliğine var gücümüzle yapacağımız katkılar olmalıdır, göçmen konumuna düşmemek için..
Özetle,
Yurtlarından kovulan, sürülen;
Açlık ve yoksulluk bağlamında göz yaşları içinde,
Vatanlarından ayrılan göçmenler de diğer yurttaşlar kadar değerlidir..
Hayırlı ve huzurlu RAMAZANLAR..