İran rejiminin muhalifleri susturma yöntemleri: İşkence, tecavüz, tehdit

Bazı İranlı protestocular, bu ay protestolar sırasında gözaltına alınırken maruz kaldıkları acımasız işkenceden bahsederek, ölüm tehditleri ve tecavüz ile karşı karşıya olduklarını bildirdi.

CNN’e konuşan 29 yaşındaki bir protestocu, Ekim ayı başlarında başkent Tahran’da bir sokakta hükümet karşıtı bir gösteriye katıldığı için gözaltına alındıktan sonra hayatının sonsuza dek değiştiğini söyledi.

İran Devrim Muhafızları tarafından dört gün boyunca işkence gördüğünü söyleyen genç, gözaltı merkezinden çıkabilmesi için İran toplumunda ‘kaos yaratması’ karşılığında ABD, İngiltere ve İsrail hükümetlerinden para aldığı yazan bir itiraf imzalamaya zorlandığını iddia etti.

Gerçek kimliğini açıklamaktan korktuğu için kendisine ‘Arman’ diyen protestocu, “Elektrik şoku, kontrollü boğulma ve sahte bir infaz tekniğinin kullanımı dahil olmak üzere acımasız işkenceye maruz kaldım” diye ekledi.

İranlı genç, hücre hapsinde tutulduğunu, aralıklı olarak dövüldüğünü ve güvenlik güçleri tarafından cinsel saldırıya uğradığını söyleyen yüzü ve boynundan yaralanmış bir kadın da dahil olmak üzere yaklaşık 20 protestocuyla birlikte bir odaya yerleştirildiğini söyledi.

Eylemlerine devam etmesi halinde kendisi ve ailesinin yakalanıp gözaltına alınacağı söylenen Arman, maruz kaldığı işkenceler nedeniyle uyumadığını ve çoğu zaman kabus gördüğünü belirtti.

Kendisine ‘Farhad’ diyen başka bir protestocu ise, Kasım 2019 protestolarında, güvenlik güçleri tarafından vurulduktan sonra birkaç arkadaşının Tahran sokaklarında öldüğünü söyledi.

Farhad, “Bu olaydan birkaç hafta sonra yetkililer gece yarısı evime geldiler. Tahran’daki gözaltı merkezinde toplam 16 gün işkence gördüm. Yüzlerce insan benimle birlikte hapsedildi. Bir yatak vardı, insanlar ona bağlanıp taciz ediliyordu. Tecavüzler, elektrik şoku ve kaynar su ile işkenceler oldu. İnsanları dövmek için tavana asıyorlardı” diye konuştu.

Sivil giyimli memurlar tarafından anlamsızca dövüldüğü ve yol kenarına atıldığını söyleyen Farhad, “Günler sonra Tahran’daki evimin yakınındaki bir tıbbi klinikte uyandım” dedi.

Oraya nasıl geldiğini hatırlamayan Farhad, ailesinin İran hükümetiyle bağlantıları olmasını hayatının bağışlanmasının olası bir nedeni olarak görüyor.

Farhad, “Dişlerim kırıldı, dudağım tamamen yarılmıştı. Kanamam çok şiddetli olduğu için sanırım hayatta kalmamı beklemiyorlardı” diye ekledi.

Farhad yakın ailesiyle birlikte Tahran’ı terk ettiğini, ancak İranlı yetkililerden hala gece geç saatlerde karısına tecavüz etmek ve çocuklarını öldürmekle tehdit eden telefonlar aldığını ve banka hesabının periyodik olarak dondurulduğunu söyledi.

Ayrıca, işkenceden sonraki aylarda, İran’da temel hizmetlere erişmek için kullanılan ulusal kimlik kartının sistemden silindiğini iddia etti.

24 yaşındaki bir kadın protestocu ise, CNN’e verdiği demeçte İran Devrim Muhafızları tarafından geçen ay Reşt şehrinde gözaltına alınmalarının ardından birçok arkadaşının işkence gördüğünü ve bunlardan birinin cinsel tacize uğradığını belirtti.

Genç kadın, “Henüz bana bir şey olmadı ve kaçmayı başardım. Ancak bu her an mümkün” dedi.

Şarku'l Avsat'ın CNN'den aktardığı habere göre, İranlı yetkililer gösterilere katılanları güvenlik kameraları ve internetteki devlet destekli hackerlar aracılığıyla tespit ediyor, ardından kovuşturma, işkence, takip ve tehdit ediliyorlar.

Ancak bu, İran’da her gün binlerce kişinin risk almasını engellemiyor.

Bu sefer çocuklarıyla birlikte protestolara katılan Farhad, mücadelenin bedelini biliyor ama bu kendisinin, çocuklarının ve ülkesinin özgürlüğü için ödemeye hazır olduğunu söylediği bir bedel.

Arman ise hala tehdit telefonları ve mesajlar aldığını, ancak caydırılmayacağını söyleyerek, “Bize işkence ediyorlar ve dünyaya, uluslararası topluma yalan söylüyorlar. İranlılar özgürlük istiyor. Diktatörlük istemiyoruz. Dünya ile bağlantı kurmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İranlı yetkililer, CNN’nin, insan hakları örgütleri tarafından belgelenen yaygın ihlallere ek olarak, protestoculara yönelik keyfi tutuklama, işkence ve cinsel istismara ilişkin bu açıklamalar hakkında yorum yapma talebine yanıt vermedi.

Londra/Şarku’l Avsat