ABD, bu yıldırıcı görev üzerinde onlarca yıl çalıştıktan sonra son kimyasal silah stokunu imha etmeyi geçen hafta bitirdi ve böylece dünya çapında beyan edilen tüm kimyasal silahların imhasını tamamladı.
Ancak bu uzun süre boyunca Washington, diğer ülkeleri defalarca stok bulundurmak ve kullanmakla suçladı.
Bu durum, onlarca yıldır bu ölümcül silahları kendine saklarken, ABD'nin başkalarını yüksek sesle kınarken ikiyüzlü davrandığı anlamına geliyor.
Peki bu politikayı izledi? Siyasi veya ahlaki bir gerekçesi var mıydı, yoksa bunu başka amaçlar için kasten mi yaptı?
Çeyrek asır sonra
ABD ve Sovyetler Birliği, 1989 yılında kimyasal silah stoklarını imha etme konusunda prensipte anlaşmaya vardılar ve ardından Senato anlaşmayı 1997'de onayladı.
ABD'nin geçen hafta Colorado ve Kentucky eyaletlerinde bulunan iki depodaki son stoklarını robotik cihazların yardımıyla imha ederek, taahhüdünü nihayet yerine getirmesi çeyrek asırdan fazla zaman aldı.
Bu gecikmenin ardındaki nedenler siyasi ve teknik olarak farklılık gösterse de bazı eleştirmenler ve siyaset bilimi uzmanları, ABD'nin stoklarını korurken ve onları yok etme konusunda isteksiz davranırken, diğer ülkelerin kimyasal silah programlarını kınayarak, siyasi ikiyüzlülük gösterdiğine inanıyor.
Peki ahlaka aykırı bir uygulama olarak siyasi ikiyüzlülük nedir?
Ayrıca ABD'yi özellikle kimyasal silahlar konusunda siyasi olarak ikiyüzlü hale getiren bağlam nedir?
Siyasi ikiyüzlülük
Washington Üniversitesi felsefe, kamu politikası ve yönetişim profesörü Michael Blake'e göre ikiyüzlülük, genellikle birinin yaptığıyla söylediği arasında bir tutarsızlık içerir.
"Dediğimi yap, yaptığımı yapma" sözünün bazen güzel bir ahlak nasihati olduğu göz önüne alındığında Filozof Eva Feder Kittay'ın de belirttiği üzere bu, ikiyüzlü kişinin sözlerinin yanlış olduğu anlamına gelmez.
Başka bir ifadeyle bir politikacı dürüstlüğü överken kendisi aldatmacaya başvuruyorsa, yine de dürüstlük en yüksek ahlaki tercihi oluşturur.
Siyaset Bilimi Profesörü Judith Shklar, yazılarında ikiyüzlülükle ilgili bu gerçeğe dikkat çekiyor.
İnsanların ikiyüzlü kişiyi hor görmesinin nedeninin başkaları hakkındaki ahlaki beyanlarının yanlış olması değil, bu kişinin başkalarından istediklerini kendisinin yerine getirmemesi olduğunu açıklayarak, "Bu örnek, insanların neden bir ikiyüzlüyü ahlaken uygun bulmadıklarını anlamalarına yardımcı olur. Bu tür bir kınamayı oluşturan ahlak kurallarına bağlı kalmadan başkalarını kınayan taraf, ahlakı ciddiye almıyor demektir" ifadelerini kullandı.
Shklar, ikiyüzlü kişinin, başkalarına yönelik ahlaki kınamasını dürüst bir ahlaki tavsiye olarak yerine getirmediğini söylerken, kendisinin dürüstlüğü öven düzenbaz bir politikacı gibi olduğunu vurguladı.
Profesör, "Daha ziyade kendi çıkarlarını elde etmek veya siyasi puan toplamak ya da başka bir kişi veya parti üzerinde hakimiyet göstermek için ahlaki bir dil kullanır" açıklamasında bulundu.
Onlarca yıldır, dünya genelinde ABD dış politikasını eleştirenler, ABD'yi tam da bu şekilde ikiyüzlü olarak tanımladılar.
Örneğin Singapurlu diplomat ve yazar Kishore Mahbubani, ABD'nin düşmanlarına karşı insan hakları ihlallerini kınamaya genellikle istekli olduğunu ileri sürdü.
Mahbubani'ye göre ancak ABD'nin, müttefikleri tarafından işlenenleri veya 2003 yılında uluslararası hukuka aykırı olarak Irak'ı işgal ettiğinde olduğu gibi, askeri güç kullanımına ilişkin kararlar da dahil olmak üzere kendi uygulama ve eylemlerine girenleri görmezden geldiğini vurguladı.
Mahbubani, bu durumun, ABD'nin insan haklarını her zaman kendi başına umursamadığını ve bunları kendi çıkarlarını elde etmek için sıklıkla siyasi bir araç olarak kullandığını gösterdiğine dikkati çekti.
Kimyasal silahlar konusunda ikiyüzlülük
21'inci yüzyılın başından bu yana ve ABD'nin kimyasal silahları imha etme anlaşmasını onaylamasının ardından, bazı Batılı ve Ortadoğulu yorumcular, ABD bu silahların, düşmanları tarafından kullanılmasını kınadığında, ortaya koyulan Amerikan tavırlarına yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdı.
Zira ABD, 1925'ten beri uluslararası hukukun ihlali olan ya da sivillere yönelik diğer saldırılarda müttefiklerinin savaş alanında aynı silahları kullanmasına göz yumarken, onlara yardım ediyor.
Bu davadaki ABD ikiyüzlülüğünün en belirgin örneklerinden biri San Francisco Üniversitesi'nde siyaset profesörü olan Stephen Zunes'un, İngiltere ve Fransa ile birlikte 2018'de Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad rejimini Duma'da kimyasal silah kullanmakla suçladığında ABD hükümetinin tutarsız tutumları hakkında yazdıklarıdır.
Öyle ki ABD, 1980'lerde İran-Irak savaşı sırasında İran'a karşı veya kuzeydeki Halepçe şehrinde Kürtlere yönelik Mart 1988 katliamında sivillere karşı aynı silahı kullanmasına göz yummuş veya eski Irak Cumhurbaşkanı Saddam Hüseyin rejimine yardım etmişti.
Vicdan azabı duymadan
ABD Başkanı Ronald Reagan yönetimi, rejime hardal gazı üretiminde kilit bir bileşen olan 'tiyodiglikol' sağlamak için Irak'ı Dışişleri Bakanlığı'nın terörü destekleyen devletler listesinden, vicdan azabı duymadan çıkardı.
ABD Savunma İstihbarat Teşkilatı'nda üst düzey bir pozisyonda bulunan Walter Lang, Iraklılar tarafından savaş alanında gaz kullanımının Başkan Reagan ve diğer yönetim yetkilileri için derin bir stratejik endişe olmadığını, çünkü Irak'ın savaşı kaybetmeyecek olmasından emin olmak istediklerini kaydetti.
Lnag'a göre CIA, savaş sırasında Iraklıların onlara karşı kimyasal silah kullandığını bilerek, Saddam Hüseyin rejimine İran kuvvetlerinin yerleri hakkında Amerikan uydu verilerini sağlamak için personelini Bağdat'a gönderdi.
Saddam, ABD'nin sadık bir müttefiki ve İran''n bölgesel etkisinin gerekli bir düşmanı olarak görülüyordu.
Irak rejiminin sivillere karşı kimyasal silah kullanması bile, Halepçe şehrinde Saddam'ın güçleri 5 bin kadar Kürt sivili kimyasal silahlarla öldürdüğünde ABD tarafından sorun olarak görülmedi.
Reagan yönetimi bu durumu hafife aldı. ABD, 1986 ve 1987 yıllarında Birleşmiş Milletler raporlarında ortaya çıkan kanıtlara rağmen ve Irak'ın Kürt sivillere karşı kimyasal silah kullandığını belgeleyen Halepçe trajedisinden önce, rejimin zehirli gazlar kullandığını doğruladıktan sonra bile Irak'a yardım göndermeye devam etti.
Bu iddialar, CIA tarafından yürütülen soruşturmalar ve Türkiye'deki Iraklı Kürt mültecileri ziyaret eden ABD büyükelçiliği personeli tarafından doğrulandı.
İronik bir şekilde, Irak bu yasaklı silahlardan kurtulduktan çok sonra, her iki partiden ABD'li politikacılar, geriye dönük olarak Halepçe katliamını 15 yıl sonra ABD'nin Irak'ı işgali için bir gerekçe olarak öne sürdüler.
Gerçekten de Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, bu silahlar, savaş araçları olarak anlaşma ile açıkça yasaklanmış olsa da Irak'ı işgal etme operasyonunun bir parçası olarak öldürücü olmayan kimyasal silahların kullanılmasına izin vermek için yasal bir yol aradığını Kongre'de itiraf etti.
Genellikle bu silahlar, 'öldürücü olmayan' terimiyle öne sürülenden daha yıkıcıdırlar. Örneğin Rusya, 2002'de Rusların Çeçenler tarafından rehin alınmasına yanıt olarak öldürücü olmayan uyku gazları kullandı. Ancak bu, 130 rehinenin ölümüne yol açtı.
Ayrıca Irak'ın işgali sırasında yasaklanmış silahları kullanma arzusunun, ABD'liler ve İngilizler tarafından formüle edilen işgal gerekçesinin kısmen Irak'ın kendisinin stokları korumasına dayandığı gerçeğiyle tutarlı olmaması da paradoksaldır.
Ahlaki otoriteyi sürdürmek
Ancak ABD'nin geniş kimyasal silah stoklarını geçen hafta imha etmesi, ABD'nin bu silahlarla ilgili geçmişteki tutumlarında ikiyüzlü olduğu yönündeki bazı algıları küçültebilir.
Bununla birlikte bazı gözlemciler, silahların yok edilmesinin Amerikan ahlaki otoritesini tam olarak garanti altına almak için yeterli olmadığına inanıyor.
Çünkü ABD, ister müttefik ister düşman olsun, herhangi bir tarafın yasaklanmış silahları kullanmaya devam etmesini kınayana kadar ikiyüzlülük suçlamalarıyla karşılaşacak.
New York Times gazetesinin haberine göre ABD, kimyasal silahların imhasını geciktirmek için bir gerekçe bulabilir.
Çünkü özellikle patlayıcılar ve zehirlerin kombinasyonu onları başa çıkılması son derece tehlikeli hale getirdiği için yok etmek üzere değil fırlatılmak üzere yapılmalarından dolayı imhaları kolay değil.
Belki de ABD'nin 1970'lerde devasa biyolojik silah stokunun yok edilmesine boyun eğmesi, taahhütlerini gösteren faktörlerden biridir.
Ayrıca bu boyun eğme, onu parça tesirli bombalar, sinir gazıyla dolu kara mayınları, tüm ormanları hardal gazı pusuyla kaplayabilen top mermileri gibi devasa ve çoklu kimyasal silahların imhasını geciktirmekle veya imha etmekten kaçmakla suçlamamak için sebep değil.
Bununla birlikte ABD silahlı kuvvetlerinin 1918'den beri çatışmalarda öldürücü kimyasal silahlar kullandığı bilinmiyor. Ancak Vietnam Savaşı sırasında turuncu bir herbisit olarak portakal gazı kullandılar.
Gecikmenin sebepleri
Öyle görünüyor ki yasaklı silahtan kurtulmanın gecikmesinin nedenlerinden biri de Pentagon yetkililerinin diğer ülkelerin kimyasal silahlarının tamamen ortadan kaldırılmadığına ve bazı ülkelerin anlaşmayı hiç imzalamadığına inanmasıdır.
Londra merkezli bir istihbarat toplama ve analiz hizmeti olan Conflict Monitor'e göre anlaşma, haydut devletler ve terörist grupların kimyasal silah kullanımını da sona erdirmedi.
Hatta öyle ki IŞİD savaşçıları, yasaklı silahları 2014'ten 2016'ya kadar Irak ve Suriye'de en az 52 kez kullandı.
Bunların yanı sıra bu silahlardan kurtulma çalışmaları çok uzun sürdü. Çünkü ABD'deki vatandaşlar ve kanun yapıcılar, işin silah depolarını çevreleyen toplulukları tehlikeye atmadan yapılması konusunda ısrar ettiler.
Zira halk, Utah'ta bir ordu kimyasal silah test sahasının bitişiğindeki arazide gizemli koşullar altında 5 bin 600 koyunun ölmesiyle, özellikle 1968'de bu stokun boyutunu ve ölümcüllüğünü öğrenmişti.
O günden bu yana ABD'li vatandaşlar, ülkelerinin bu silahları geliştirmeye ve stoklamaya devam ettiğini fark etti.
Ayrıca, I. Dünya Savaşı sırasında Batı Cephesi'nin siperlerinde meşhur olarak kullanılan, VX ve sarin gibi küçük miktarlarda bile öldürücü olan sinir gazları da dahil olmak üzere, klor ve hardal gazlarının daha ölümcül versiyonlarına sahipti.
Görevi gerçekleştirmenin maliyeti yaklaşık 1,4'ten 42 milyar dolara sıçrasa da sonunda tamamlandı. ABD'yi ikiyüzlülükle suçlamak, devletlerin kimyasal silah kullanmaması gerektiği gerçeğini değiştirmezken, ABD'nin kınaması, ikiyüzlü de olsa, bazılarına göre hâlâ değerli.
Independent Arabia, Independent Türkçe, Şarku'l Avsat