TURİZM SEKTÖRÜNÜN GÜNDEMİ

             Sektörü krizden çıkarmak için bir fırsat     olarak kullanabilecek miyiz?

             Turizm sektörü Türkiye ve Dünya’da 2016 yılı için hiç alışık olmadığımız ve  hiç tecrübe etmediğimiz birçok sıkıntının bir arada toplandığı bir yıl oldu. Rusya ile yaşanan uçak krizi, PKK ve IŞİD terörü gibi nedenlerle bu yıl Türkiye ve Dünya’da turizm sektörü 2016 yılı için hiç alışık olmadığımız, hiç görmediğimiz ve hiç  tecrübe etmediğimiz birçok sıkıntının bir arada toplandığı bir yıl oldu.

Turist sayılarında yaşanan sert düşüş bir çok otelin personel giderlerini karşılayamayacağı için  açılmamasına ya da geçen yıla  göre daha geç açılmasına sebep oldu.
 

             Küçük ve maliyeti yüksek olan oteller açılmadı. Yüksek sezona girerken yeni eleman almak bir yana çalıştırılan personelin de azaltılması yoluna gidildi. Sektörde yaşanan sıkıntıların personeli işten çıkarma aşamasına gelmesinin sektörde yıllardan beri ilk kez yaşanıyor.

             Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 28 düşerken, yılın ilk 4 ayında ziyaretçi sayısındaki azalma yüzde 16’yı aştı. İlk 4 ayda gelen yabancı turist sayısı 5.8 milyonda kaldı. Yabancı turist sayısındaki düşüşün bu yıl devam edeceğini düşünürsek turist kaybı yüzde 20’yi bulabileceği görülüyor.

             Bununla birlikte ülkemizde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle ciddi sıkıntı
oluştu. Turizm sektörü önünü göremiyor. Turizmdeki kaybın bu kadar büyük olması
en çok otelcileri hatta sektör temsilcilerini etkiliyor. Açılan otellerde de durum pek
parlak değil. Doluluk oranları yüzde 20-30. Fiyatlar da geçen yılın fiyatlarına göre
yüzde 50-60 aşağıda. Birden fazla oteli olan işletme sahipleri de sadece bir otelini açıyor. Fiyat kırmayan geçen senenin üstünde fiyatlarda satış yapan oteller var.

           
             Bu krizi bu yıl aşsak bile krizden çıkmak en az 3- 4 yıl sürer, çünkü tur operatörleri çektikleri uçakları başka ülkelere en az beşer yıllık anlaşma yaparak yönlendiriyor. Geri gelmeleri beş yılı bulur. Haziran ayında ekonomik sıkıntı, siyasi sıkıntı, Avrupa şampiyonası, okulların geç tatil olması, Ramazan ayı nedeniyle iç pazarda ve Ortadoğu pazarlarında ciddi durgunluk yaşandı. 
Turizm sektöründe nerdeyse tam 200 bin kişi işsiz kaldı.

           
             “Baskılarla bir sezon yaşıyor”
 

             Son otuz yılın en büyük krizi ile karşı karşıyayız. Başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinin büyük bir bölümü otuz yıldır ilk kez vatandaşlarına ‘Türkiye’ye gitmeyin’ uyarısı yaptı. Bugün bir yerden bir yere gitmek için, 'Acaba bir olay olur mu?' psikolojisi yaşıyor insanlar. Avrupa’dan da güvenlik gerekçesiyle rezervasyon iptallerinin artması, turizmciyi  iflasın eşiğine getirdi. Bankalara yüklü miktarlarda borcu olan otelciler, tesislerini satmaya başlandığı söylense de maalesef pembe tablolar çizilmeye devam ediliyor. Turizm sektörü baskılarla bir sezon yaşıyor.

              Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2016 yılı Ocak ayı, Giriş-Çıkış Yapan Yabancı ve Vatandaş Verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye’ye gelen yabancı turist sayısı Ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6.4 azaldı. Türkiye’ye geçtiğimiz yılın Ocak ayında 1 milyon 250 bin 941 yabancı ziyaretçinin geldiği bu yıl ise bu rakam 1 milyon 170 bin 333 olarak açıklandı. 

              Siyasi ve terör olayları ve bombalı saldırıların da etkisiyle Avrupa pazarında ve Antalya'nın en büyük iki pazarından biri olan Alman pazarında
da ciddi oranda düşüş oldu. Bu yılın ilk 5 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre kente gelen turist sayısında yüzde 42 oranında azalma oldu. Antalya Havalimanı verilerine göre, geçen yıl 1-16 Haziran arasında 732 bin 353
turistin geldiği Antalya'ya bu yıl aynı dönemde 302 bin 522 turist geldi. Aynı dönemde Rusya'dan gelen turist sayısı 241 bin 320'den, yüzde 98.5 oranında
düşüşle 3 bin 517'ye geriledi. 

 

             “Kriz yönetimi açısından turizm kamu ve özel kesimleriyle resmen sınıfta kaldı”

             Kimseyi suçlamaya gerek yok, Herkes bir şeyler söylüyor. Umarım bu son ders olur. Sadece konuşarak turizmcilik yapmak yerine  ciddi çalışmalar uygulanabilir. Krizi her yönüyle turizm sektörümüz için bir fırsata çevirmek ve bu sektörü olması gereken standartlara getirmek dönemi. Sektörü bu krizden çıkarmak için bir fırsat olarak kullanabilecek miyiz? 

            Turizmde uzun yıllardır ihtiyaç olan toparlanma niyetlerinde krizin içinde büyük hatalar ve bunalımlar yaşandı. Kriz yönetimi açısından  turizm kamu ve özel kesimleriyle resmen sınıfta kaldı. Şimdi ise hala yöntem ve model arayışının yerine oturmadığı ve Unwto dan KTB’nin yardım istediği görülüyor. Fakat bu yönde WTO uzmanları gelip de bize “yaptığınız stratejiyi 10 yıldır neden uygulamadınız?” diye sorunca… Kim ne cevap verecek acaba..??