"Çok heyecan verici"
Neandertaller yaklaşık 40 bin yıl öncesine kadar Avrasya'da yaşıyordu (Reuters)
Sibirya'nın güneyindeki mağaralarda ortaya çıkarılan kemik ve diş parçalarından elde edilen DNA'yı inceleyen bilim insanları, Neandertallerin aile hayatını ortaya çıkardı.
Araştırmacılar Altay Dağları'ndaki Chagyrskaya mağarasında ve yakındaki Okladnikov mağarasında tespit edilen, aralarında çocukların da olduğu 13 Neandertal bireyinden alınan DNA örneklerini analiz etti.
Örneklerin bazılarının bir baba ve kızına, onlarla akraba başka bir adama ve ayrıca ikinci dereceden akrabaları olan iki kişiye (muhtemelen teyze ve yeğen) ait olduğu ortaya çıktı.
Bulgular, Neandertallerin aile yaşamı ve akrabalık ilişkilerine dair önemli ipuçları sunuyor.
Almanya'daki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden Laurits Skov, bu bireylerin aynı dönemde yaşaması ve tek bir sosyal topluluğa ait olmasını "çok heyecan verici" diye niteledi.
Bulgular, bir Neandertal topluluğunun neye benzediğine dair fikir veriyor (Tom Bjorklund/Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü)
Araştırmacılar arasında, eski genom örnekleri üzerinde çığır açan çalışmalarından dolayı bu yılki Nobel Tıp Ödülü'nü kazanan Svante Pääbo da vardı.
Hakemli bilimsel dergi Nature'da yayımlanan araştırmanın ortak yazarlarından Benjamin Peter, "Genelde Neandertal kalıntıları ve özellikle korunmuş DNA'ya sahip kalıntılar son derece nadir bulunur" dedi:
"Genellikle birbirlerine binlerce kilometre uzak olurlar ve aralarında binlerce yıl olan tekil bireylerdir."
Yaklaşık 54 bin yıl önce mağaralara sığınan Neandertaller, mağaraların baktığı nehir vadilerinde göç eden hayvanları avlıyordu. Bunlar arasında dağ keçileri at ve bizon da vardı.
Araştırmacılar Neandertal ve hayvan kemiklerinin ötesinde binlerce taş alet de tespit etti.
"Üzerinde çalıştığımız topluluk muhtemelen çok küçük, belki de 10 ila 20 kişiden oluşuyor. Altay dağlarında geniş Neandertal nüfuslarına epey dağınık olduğunu bulduk" diyen Peter, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine de yüz binlerce yıl boyunca zorlu bir ortamda direnmeyi başardılar ve bence bu büyük bir saygıyı hak ediyor."
Şarku'l Avsat, Independent Türkçe, The Guardian, IFL Science