Mısır'ın efsanevi ismi Kleopatra'nın mezarının nihayet bulunduğu düşünülüyor. Arkeologlar, şimdi keşfettikleri yeni bir tünelle tarihe damgasını vuran hükümdarlardan birinin izlerine ulaşmaya çalışıyor.
Arkeologlar, yeni keşifleriyle eski ve gizemli bir efsaneye ışık tutmaya çalışıyor. Kleopatra’nın uzun süredir kayıp olan mezarını ortaya çıkarabileceği düşünülen bir tünele rastladılar. Tünel, Mısır’ın antik Taposiris Magna Tapınağı’nda keşfedildi.
Kleopatra ve ölümsüz aşkının izlerine nihayet rastlanmış olabilir. Arkeologlar, Mısır’da bir döneme damga vuran Kleopatra ve Mark Antony’nin mezarına ulaştıklarını düşünüyor.
San Domingo Üniversitesi’nden arkeolog Kathleen Martinez, on yıldan fazla bir süredir Kleopatra ve sevgilisi Mark Antony’nin tapınağın içinde defnedildiğine ve tünelin bu keşfe giden yol olabileceğine inanıyor. Martinez, kraliçenin orada gömülü olma ihtimali olduğunu ve eğer bu ihtimal doğruysa, bunun 21. yüzyılın en önemli keşfi olacağını söylüyor.
Martinez, tapınağın altında bulunan kayaya oyulmuş tüneli ortaya çıkardıktan sonra teorisi de güçlenmiş oldu. Sahada çalışan ekipler, tünelin Akdeniz suları altında kalan bölümünde, çamur tortusunun altında çok sayıda çanak ve çömlek buldu. Araştırma ekibi, Mısır’ın eski başkenti İskenderiye yakınlarında bulunan Taposiris Magna Tapınağı’nın temellerinin de MS 320 ile MS 1303 yılları arasında Mısır kıyılarını vuran en az 23 deprem nedeniyle sular altında kaldığına inanıyor.
Sözcüde yer alan habere göre, Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı İskenderiye’de yerin 13 metre altında bir taş tünel bulunduğunu açıkladı. Arkeolojik keşifte iki kaymaktaşı başının yanısra çanak ve çömlekler bulunuğu da duyuruldu. İskenderiye’deki Taposiris Magna sürdürülen kazılarda bulunan ve kayalar oyularak yapılan tünel yaklaşık 1300 metre uzunluğunda. Alanda daha önce yapılan kazılarda, Yunan ve Roma dönemlerinden altın dilli mezarlar, Kleopatra’nın taş bir başı, onun resmini taşıyan 22 sikke, altın varaklı muskalar ve devasa başsız bir granit heykeli içeren 2000 yıllık mezarlar ortaya çıkarılmıştı.
HEM HÜKÜMDAR OLDU HEM DE AŞKI BULDU
Arkeolog, Kleopatra’nın, büyük aşkı Mark Antony ile ölümlerinden çok önce beraber gömülmeleri için ayrıntılı planlar hazırlamış olduğunu düşünüyor.
Kleopatra, MÖ 51’den öldüğü güne kadar, yani MÖ 30’a kadar hüküm sürdü. Babası Ptolemy XII’nin ölümü üzerine Mısır kraliçesi Kleopatra VII oldu ve erkek kardeşi Ptolemy XIII hükümdar oldu. Kardeşler Mısır’ı karı koca resmi unvanı altında yönetti. Ptolemy, Kleopatra’yı tahttan uzaklaştırsa da bir süre sonra Ceasar’ın da yardımıyla yeniden hükümdar olmayı başardı, kardeşi ise ülkeden kaçtı ver Nil’de boğuldu.
Ancak kraliçe, ailesinin kökenini Yunanistan’a kadar takip etti ve Mısırlı kanı olmaması üzerine Mısır halkı arasında destek kazanmak için Mısır güneş tanrısı Re’nin kızı olarak da ilan edildi.
BİRLİKTE SONSUZ BİR HAYAT İSTEMİŞ
Bu arada Kleopatra, Julius Caesar’ın büyük yeğeni ve Roma imparatorluğunun varisi olan Mark Antony’e aşık oldu. Ancak Antonius, Octavian ile evliydi. Octavia da Kleopatra’ya aşık olunca karısını ve çocuklarını terk etti.
Octavianus, Kleopatra ve Antonius’a savaş ilan etti ve ikisini de yendi. Kleopatra’nın kendisi için yaptırdığı tapınağa sığınması, intihar ettiğine dair söylentilerin yayılmasına neden oldu. Antony de bu söylentileri inanınca intihar ederek hayatına son verdi, çok sevdiği Antony’nin ölüm haberini alan Kleopatra da onsuz yaşamak istemeyince intiharı seçti.
Kleopatra ölümlerinden sonra nasıl gömülecekleri ile ilgili hazırları çoktan yapmıştı. İsis ve Osiris efsanesini yeniden canlandırmak istediği için onunla birlikte gömülmek istedi. Osiris kültürü, ölümsüzlük bahşeder. Kleopatra’nın inancına göre; tanrılar ölümlerinden sonra Kleopatra’nın Antonius ile başka bir varoluş biçiminde yaşamasına izin vereceklerdi, böylece birlikte sonsuz bir hayata sahip olacaklardı.