Pandemi ile mücadelede aşılanmalara başlanılması ile önemli bir yol alınmaya başladı. Ancak, virüsün mutasyona uğraması ve özellikle de çocuklarda görülmesi tehlikenin henüz bitmediğini gösteriyor.
Alınan onca tedbire, kapanmalara, hızlı aşılamalara rağmen virüsün yayılma hızının önüne geçilememesi de düşündürücü.
Bu satırlar yazılırken virüsün özellikle Almanya’da yayıldığı, önlem almakta hükümetin zorlandığı haberleri geliyordu. Bazı ülkelerde ise virüs can almaya devam ediyor.
5 farklı ülkede corona virüsü mutantlarının daha çok çocukları etkilediği, özellikle 0-9 yaş grubunda vaka sayısında artış rapor edildiği ortaya çıktı.
Soru şu:
“Çocuklar virüs bulaştırmada etkin hale mi gelmiş oldu?
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, mutant virüsün en çok görüldüğü yaş grubuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Bu mutasyonun etkilediği bir durum. Zamanla bu mutasyonlar öyle bir hale geliyor ki belli bir yaş grubunu ağırlıklı olarak hasta yapıyor, bazen belli hastalık gruplarında daha çok hastalık yapıyor. Bazen hastalık yapıcı özelliğini kaybediyor, anavatanı yarasaya gidiyor ve orada kalıyor. Ama insanla temas ettiği zaman yeni bir mutasyon ile tekrar ortaya çıkıyor. Türkiye’deki oranı bilmiyoruz. Bizim, mutant virüs ile orijinal virüslerin klinik sürecini karşılaştıracak kadar süremiz olmadı; bundan sonra değerlendirilir. Ülke çapında bu verileri toplayıp, mutant virüsün klinikte ne gibi değişiklik yaptığını ortaya koymak lazım. Mutasyonda, bir mutant virüs bulduğunuz zaman, genetik yapısı her zaman size ‘bu şunu yapar’, ‘şöyle bir değişiklik yapar’ dedirtmiyor, bunlar inceleniyor. Genetik haritasına göre, ‘şu noktasında değişiklik var’ deniyor; ama o noktasındaki değişiklik virüsün davranışına nasıl yansıyor, onu gözlemle anlayabiliyorsunuz. Bu aslında nedeni bilinmeyen bir durum; ama yeni bildiğimiz bir şey değil.”
Konu şu noktaya gelmiş bulunuyor.
Covid-19 artık mutasyona uğradı. Giderek de yayılıyor. Türkiye’de de birçok bölgede görüldü. Çocuklar ise en büyük taşıyıcı olarak öne çıkıyor.
Sıkı durun:
Açıklanan bu yaş gruplara okullara gidiyor, sokaklara çıkıyor, parklarda oyun oynuyor. 65 yaş ve üstü ise evlerde gün geçirmeye çalışıyor.
Böyle bir durum karşısında nasıl hareket edilecek?
Salgının önüne geçmek mümkün olabilir mi?
Mehmet Ceyhan Hoca bu konuda çok önemli açıklamalarda bulunuyor ve ipuçları veriyor:
Grip ve mevsimsel gribe yol açan 2 mutantın olduğunu görüyoruz. Grip salgınlarına ve mevsimsel griplere yol açan ağırlıklı iki mutant virüs var. Biri H1N1, diğeri de H3N2 dediğimiz varyant. H1N1 İspanyol gribinde ortaya çıkmış; ama gitmemiş, devam etmiş. H3N2 de Asya gribinde ortaya çıkmış, halen dolaşımda. Bir sene bir tip fazla görülüyor, bir sene diğer tip fazla görülüyor, onu başta bilemiyoruz. H3N2 ağırlıklı olarak yaşlıları tutuyor, H1N1 ağırlıklı olarak çocukları ve genç yetişkinleri tutuyor. Buna bağlı olarak da örneğin gebeler daha çok H1N1’den etkileniyor. Ölüm ve düşük oranları artıyor; ama H3N2 o kadar fazla etkilemiyor. Corona virüsü mutasyonunda da benzer bir durumun söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Burada da buna benzer bir durum var. Bunlar tamamen gözlem, nedeni izah edilmiş bir durum değil. Arka arkaya 5 farklı ülke, mutant virüs ortaya çıkan hastaların daha küçük çocuklar olduğunu, özellikle 0-9 yaş grubundaki vaka sayısında artışa yol açtığını rapor etti. Daha çok küçük çocukları etkilediği, orijinal virüs kadar yaşlı kişileri değil, daha genç kişileri etkilediği gösterilmiş”
“İş bitiyor” derken yeni virüslerle tanışmamız öyle görünüyor ki kaçınılmaz olacak.
Bundan sonra alınan tedbirlerin yeniden gözden geçirilmesi gerekecek. Çünkü aylardır evlere kapanan 65 yaş ve üstünün bu saatten sonra evlerde tutulması da zorlaşabilir.
Dışarıdan virüs alan bir çocuk eve geldiğinde bunu yukarıdaki yaşlara bulaştırmaz mı? Böyle korunma olmayacağına göre 65 ve üstündekilerin artık evlere kapanmasının bir anlamı olabilir mi?
Özetleyelim:
Pandemi ile mücadelede işimiz bitmedi. Daha uzun zaman bu bela ile mücadele etmeyi sürdüreceğiz.
Konu hakkında ilk günlerde yazdığımız ve uyardığımız cümleyi yineleyelim:
“Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.”
.