Günümüzden 1000 yıl kadar önce Yusuf Hac Hacib yazdığı Kuatdgu bilig kitabı ile ülkeleri yönetecek hanların halklarına karşı iyi davranmalarını yazdı. Avrupalılar ise bugün Machiavelli’nin "İktidar için her yol mubahtır" felsefesinden vazgeçerek, Yusuf Has Hacib’in kurallarını ülkelerindeki halklara uyguluyorlar.
Kutadgu Bilig, 11. yüzyılda Uygur Türklerinden Yusuf Has Hacip’in Doğu Karahanlı hükümdarı Tabgaç Uluğ Buğra Kara Han’a atfen yazdığı ve takdim ettiği Türkçe eserdir. Bu eserde Yusuf Has Hacib’in idarecilere verdiği öğütler ibret vericidir.
-Memlekette bir kimse bir gece aç kalırsa, Allah Teâlâ onu sana soracaktır; gözünü aç!
-Ey hükümdar, sen bugün bir hekimsin; halk ise sana muhtaç olan bir hastadır. Bazısı darlığa düşmüştür ve bedbahttır; bir kısmı da fakirlik ızdırabı içindedir. Bazısı aç, bazısı da çıplaktır; bazısı ise, endişe içinde kıvranır. Bütün bunların devası sendedir; sen onların hekimi ol, ilaç ver ve tedavi et. Eğer sen bunlara, ilaç vererek tedavi etmezsen, halk için bir hayat felâketi olursun.
-Kendi menfaatini arama, halkın menfaatini düşün; senin menfaatin halkın menfaati içindedir.
-Bey, halk için bir saadettir, halk mesut olmalıdır; halkın mesut olması için karnının doyması lâzımdır.
-Halka huzur ve rahat sağlayacak bir nizam kur ki, sana hayır- dua etsinler.
Zenginlerin yükünü orta hâllilere yükleme! Yoksa orta hâllilerin durumu bozulur ve büsbütün sarsılır. Orta hâlli kimselerin yükünü de fakirlere yükleme! Yoksa fakirler açlıktan kırılır ve mahvolur. Fakirler orta hâlli olursa, orta hâlliler zenginleşir; orta hâlliler zenginleşirse, memleket zengin olur.”
Vezirlik ve ordu kumandanlığı çok mühimdir; Çünkü bunlardan biri kılıç tutar, biri kalem. Memleketi alan onu kılıç ile almıştır, memleketi tutan da onu kalem ile tutmuştur. Bir memleketi kılıç ile derhal ele geçirmek mümkündür; fakat kalem olmayınca, insan onu elinde tutamaz.”
-Ey devletli hükümdar! Sen saray ve köşkler yaptırma; kara toprak altında senin evin hazırdır. Yüksek, geniş ve süslü sarayların burada kalacak, sen de inleyerek, karanlık toprak eve gireceksin.
-Ey hükümdar! Kendini aldatarak içinde bulunduğun rahatlığa güvenme! Zira bu hâl, seni gaflet uykusuna düşürür. Şunu unutma ki ipek sırmalarla örtülen vücudun kara toprağa serilecektir. Sarsmayan, rahvan küheylân attan inip, acz içinde, eyersiz bir ağaca bineceksin!
Velhâsıl idareci, bütün faziletleri şahsında cem etmelidir. Cimrilikten şiddetle kaçınıp eli açık ve cömert olmalıdır. Zira hasis kimse dünyada fukara hayatı yaşar, ahret te de zenginler gibi hesaba çekilir. İdareci, hiddetli, şiddetli ve kötü huylu olmayıp halkın dilinden anlayan, yaralı gönülleri tesellî eden ahlâk-ı hamide sahibi hazık bir gönül hekimi olmalıdır.
Beyin özü sözü doğru ve tabiatı güzide olmalıdır. Bey doğru sözlü olmalı, tavır ve hareketleri itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansın ve huzur içinde yaşasın.
Bey haya sahibi, yumuşak huylu ve asıl tabiatlı olmalıdır.
Bey adil olmalıdır. Ey hakim, memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın.
Bir bey için fena olan şeylerden birisi inatçılıktır.
İnsanın bunca zahmet çekmesi, hep boğazı ve sırtı içindir; mal toplar, yiyemez; öldükten sonra da vebali altında.
Helalin adı kaldı onu gören yok, Haram kapışıldı hala duyan yok.
Bey her türlü fazileti tam olarak elde etmeli; uygunsuz ve olmayacak işlerden uzak durmalıdır. Seçkin bir bey olabilmek için fazilete kıymet verilmelidir.
Bu öğütleri Dünya Coğrafyasında yer alan 49 İslam Ülkesi uygulamazken, 15-16 Yüzyıllarda yaşamış Machiavelli’nin “Hükümdar” kitabında yazdığı gibi, O ülkeleri yönetenler halklarını zulümle yönetiyorlar. Burada Machiavelli hakkında bilgi almak isteyenler İnternetten ulaşabilirler. Kitaplarını da alabilirler. İkisi arasındaki farkı okuyabilirler…