“Ayrılık mevsimidir bu aylar
Yazlıkçılar döndüler
Kırlangıçlar Nil deltasına gitti
Bu aylarda renk çiçekten ayrılır
Güneş kumdan
Menekşe kırmızıdan
Bahçeler çocuk seslerinden
Salkım asmadan
Yaprak dalından
Bir boş salıncak, rüzgârla terasta sallanır
Ayrılık mevsimidir bu aylar
Her sene bu aylarda ben “ayrılık” yazımı yazarım
Her cümlenin sonuna noktalar, artı iki damla
Hüzün günleridir
Yaş gözden ayrılır
Küçük köpek kaç gündür arkadaşı çocuğu arıyor kumsalda
Arada bir koşuyor kendi kendine
Koşunca arkadaşı gelecek sanıyor
Nereden bilsin
Bu mevsim ayrılık zamanıdır
Dün gece ilk yağmur yağdı
Çatılarda tıkır tıkır
Küçük gölcükler oluştu sokakta
Kediler saçak altlarına sığındılar
Bu sonbahar yağmurları, sanki doğanın ayrılıklara ağlayışıdır
Yaz aşklarında bu günlerde tenler ayrılır
Ne çok giden olur
Ne çok el sallanır bu mevsimde
O ne çok vedadır
Bu mevsimde ne çok “Beni unutma!.” Vardır
Ayrılık mevsimidir bu aylar
Aklında bir hüzzam şarkı
Bir de ayrılıkların sızısı kalır
“Bütün kuşlar vefasız, mevsim artık sonbahar…”
Rahmetli meslektaşım Bekir COŞKUN ne de güzel anlatmış mevsim dönüşümünü.
YAZ BİTTİ GERÇEKLE YÜZ YÜZEYİZ
Tatilciler sahillerden, yaylalardan, memleketine, köyüne gidenler oralardan, doğdukları değil doymaya, yaşamaya çalıştıkları kentlere, kasabalara dönüş yaptılar.
Çünkü yeni Adli Yıl başladı, okullar açıldı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) yeni Yasama Yılının açılışını yaptı.
Dağ gibi birikmiş dosyalar nedeniyle git-gel ile usandıran adliye, Anayasayı ve Anayasa Mahkemesi Kararlarını tanımayan bir iktidarın baskısı altında akla ziyan kararlar veren bir yargı..
Ateş pahası giyim kuşam, yurt, kira evi ve kırtasiyenin yanı aşıra, yaz boz tahtasına dönen müfredat, dindar ve kindar nesil yetiştirmeyi amaçlayan gayri milli eğitim sistemi..
Tek adamdan gelecek talimatlara göre gündemini belirleyen (Cumhur İttifakının çoğunluğuna sahip) bir TBMM.
İşçi, esnaf, çiftçi, kamu görevlisi ve emeklinin hak arama eylemlerinin giderek dozunu artırdığı bir ortam, sokakta burnundan soluyan vatandaş.
Havanda su dövülen Birleşmiş Milletler’in yıllık Genel Kurul toplantısı, İsrail’in genişleyen saldırılarına duyarsız kalan BM Güvenlik Konseyi.
Hamas’ın ve Hizbullah’ın lider kadrosunu nokta atışlarıyla yok eden İsrail’ın, Gazze’den sonra Lübnan’a başlattığı kara harekâtı üzerine İsrail’e yağan İran füzeleri ve üçüncü dünya savaşı çıkacağı endişesi.
GENEL DEĞERLENDİRME VE ÇÖZÜM
Bütün bu gelişmeleri akıl süzgecinden geçirdiğimizde şu özet değerlendirmeyi yapmamız mümkün:
Türkiye'nin yargı sisteminde ve eğitim alanında ciddi sorunlar bulunuyor. Yargı sistemi, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı işlemler yapıldığı için güven kaybediyor.
Eğitim sistemindeki aşırı yüksek giderler, müfredat karmaşası, milli olmayan yaklaşımlar ve dindar-kindar nesil yetiştirme hedefleri toplumun farklı kesimlerini derinden etkiliyor ve Türkiye'nin geleceğine dair endişeleri artırıyor.
Vatandaşların gündelik yaşamını derinden etkileyen ekonomik sıkıntılar nedeniyle toplumun farklı kesimlerindeki huzursuzluk ve artan protestolar Türkiye'nin içinden geçtiği zorlu dönemi yansıtıyor.
ULUSLARARASI GELİŞMELER VE GÜVENLİK ENDİŞESİ
Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bir diğer önemli konuyu da uluslararası gelişmeleri oluşturuyor. İsrail'in genişleyen saldırıları, Birleşmiş Milletler'in etkisizliği ve İran'ın füze saldırıları gibi olaylar, bölgesel ve küresel güvenlik endişelerini artırıyor. Özellikle Gazze ve Lübnan'daki gelişmeler, üçüncü dünya savaşı çıkacağı endişesini de beraberinde getiriyor.
Tek adamdan gelen talimatlara göre gündemini belirleyen, Cumhur İttifakının çoğunluğuna sahip bir TBMM, Türkiye'nin demokratik kurumlarının zayıflamasına neden oluyor. Ayrıca parlamenter sistemden uzaklaşan Türkiye'nin, başkanlık sistemine geçişi sırasında yaşadığı zorluklar da siyasi istikrarsızlığı artırıyor. Bu durum, toplumun farklı kesimlerinde endişelere yol açıyor ve ülkenin geleceği için önemli riskler oluşturuyor.
NELER YAPILABİLİR
Adalet Sisteminin Güçlendirilmesi; hukuk devleti ilkesine bağlı, tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin kurulması, Türkiye'nin sorunlarının çözümü için kritik önem taşıyor.
Eğitimde Köklü Reform; eğitim sistemindeki sorunların giderilmesi, fırsat eşitliği sağlanması ve milli değerlere dayalı bir eğitim modelinin geliştirilmesi, geleceğe dair umutları artıracaktır.
Ekonomik İstikrarın Sağlanması; enflasyon, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği gibi ekonomik sorunların çözülmesi, vatandaşların refah düzeyini yükseltecek ve toplumsal huzuru sağlayacaktır.
Bu konulara yönelik kalıcı ve kapsamlı çözümlerin üretilmesi, toplumsal huzuru temin edecek ve Türkiye'nin demokratik, kalkınmış ve güvenli bir ülke olarak yoluna devam etmesine katkı sağlayacaktır.
---
İYİ HAFTALAR
remzidilan_48@hotmail.com
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....