İhlas suresi 1. Ayeti kerimede,
Deki, O Zat Tektir.
denildiği gibi “Tek” olmazdı Allah’ın dışı olsaydı. Her şey Allah’tadır ve yine Allah’ta gerçekleşir. Bizim Zat-ı ilmiyesinden şehadet âlemine sıfatlarıyla zahire gelişi diye idraklerimize sunulmaya çalışılan hakikat, bir ayrılık, bir dışarılık olduğu için değil, hakikatin idraklere sunumunda beyan içindir. Allah’ın Zat-ı ilmiyesinde mevcut olan sıfatlarını, o bilgiyi vücutlandırdığı yer de Kendisidir. O nedenle, Zatından Zatına sıfatlandı diyoruz. O sıfatlar da esma giyinerek gerçekleşiyor. Yeryüzü dediğimiz Kendi tecellisi, yeryüzündeki sayısız yaratılmışlık, o sıfatlar da yine Kendi tecellisi ve insan da yeryüzünün halifesi olsun iye yaratıldı, Kendi tecellisidir. Allah her sıfatta Kendisini zikredip, sevip, bildiği için insan da halifelik özelliği devrede olduğundan dolayı halifelik özelliğiyle aynı Allah’ın Kendi tecellisinde Kendisini zikrettiği gibi zikredebilir. O özellik var onda. Kendi tecellisinde Kendini bildiği gibi bilebilir, Kendi tecellisinde Kendini sevdiği gibi sevebilir. Her sıfat Kendiliğidir sadece Kendisini bilir, sadece Kendisidir. İnsan da tek tek hepsini ve cümlesini bilebilir mi? Tek tek hepsinde ve cümlesinde zikredebilir mi? Tek tek hepsinde ve cümlesinde sevebilir mi? Evet. Bunu ancak kim yapabilir? Allah. O zaman insan ne olmuş oldu? İşte insanın ne olmuş olduğuna Niyazi Sultan,
“Hüsnünü izhar eder cümle sıfat,
Zatına insanı bürhan eylemiş.
..
Hakk’ı istersen yürü insana bak,
Şems-i zât yüzünde rahşân eylemiş.
..
Hakk yüzü insan yüzünden görünür,
Zât-ı Rahman şeklin insan eylemiş.”
diyerek cevap veriyor. Kendi halifeliğinden, kendi donanımından, kendi tevhitliğinden kopuk olan, kendine cahil olan insan, gelmiş olduğu dünya boyutunda, yaşamış olduğu ortam ve içinde bulunmuş olduğu toplumun öğretilerine göre kendine cahil, hakikatinden habersiz, içerisinde o inanç ve zikretme var olduğu için o inancı, o bilmeyi, o zikretmeyi nasıl aktif ve faal tutar? Bir Allah’a inanır ama tecellisinden ötekileştirerek. Allah’ı zikreder ama tecellisinden ötekileştirerek, Allah’ı sever ama tecellisinden ötekileştirerek. İnsan, cehaletinden dolayı Allah’ta ikilik çıkartır. İşte Allah buna tevhit demiyor. Allah buna kulluk da demiyor. Allah buna inanç da demiyor, bunu istemiyor. Tecellisinde, aynılık anlamıyla ayna olarak, Kendisi gibi tecellisinde muhataplık istiyor. Tecellisinin, tecelli edişinin gayesi buydu. Allah, “Bilinmekliğimi murat ettim âlemi halk ettim” diyor mu? Evet. Bu âlemin halk ediliş sebebi, Allah’ın bilinmeklik muradıdır. Yani tecellisinde bilinsin, sevilsin, zikredilsin diyedir. Bu âlemi onun için yaratmış ama yaratılış gayesi doğrultusunda bilecek, sevecek, zikredecek olan yok! İşte insan bunun için yaratıldı.
Devam edecek.
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....