ORTA KULAK İLTİHABI VE ZAMK KULAK HASTALIĞI…

Çocuklara, bebeklikten itibaren hayatlarının ilk yıllarında bir sürü “ateş düşürücü, ağrı kesici ve antibiyotik” verilmesinin en önemli nedenlerinden birisi de “kulak iltihapları ve zamk kulak hastalığıdır.” Eldeki verilere göre kulak enfeksiyonları (sanki bir salgın hastalık gibi), çocukluk çağındaki doktor ziyaretlerinin en az yarısının ana sebebidir.

Peki yıllardır neden böyle bir salgın var?” Neden bu kadar çok bebek ve çocuk akut orta kulak enfeksiyonu nedeniyle, bir türlü sonu gelmeyen kimyasal ilaç tedavilerine mahkum ediliyor? Kimyasal ilaçlardan başka doğal yollarla çözüm yolu yok mu?

Bu soruların cevabını verebilmek, vücudumuzda (en küçük zerresine kadar) “hiçbir şeyin şansa bırakılmadığını,” her şeyin en ince ayrıntısına kadar yaratıcı tarafından hesap edildiğini ve ona göre bütün tedbirlerin alındığını görebilmek için, “kulak yapısını ve çalışma şeklini” kısaca açıklamakta fayda görüyorum.

Bizleri (özellikle bebek ve çocukları) rahatsız eden ağrı, ateş, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi şikayetlere neden olan asıl kulak enfeksiyonları “orta kulakta gerçekleşir.” Orta kulak; ortalama 1 cm³ hacminde, küçük kapalı bir alandır ve asıl fonksiyonu “dışarıdan gelen sesi kulak zarından iç kulağa aktarmaktır.”

Bu işlemi, “birbirine bağlı örs, çekiç ve üzengi kemikleri” yardımıyla yerine getirir. Orta kulağın içi hava ile doludur ve dış kulak kanalından kulak zarıyla ayrılır. Ancak “dış dünyaya kulak yolu veya östaki borusu” denen bir tünelle bağlıdır. Bu tünelin fonksiyonu ve kulak hastalıklarında oynadığı önemli rolü nedeniyle özellikle detaylandırmak istiyorum.

Ana görevi; “orta kulakta ki basıncı atmosferik basınçla eşitlemek” olan östaki borusu, orta kulağın ön duvarından üst yutağa, yani burun ve boğazın arkasına kadar uzanır. Östaki borusunun üst yutakta açıldığı alan, “bağışıklık sisteminin organları olan geniz eti ve bademcikler” bünyesinde yer alan ve “tubal tonsil denilen” bir lenfoid doku yığını tarafından korunur.

Tubal tonsillerin görevi “burun ve ağız yoluyla gelen bakteri veya virüslerin östaki borusuna ve orta kulağa girmesini engellemektir.” Çalışma şeklini kafamızda daha rahat canlandırabilmek için, çoğumuzun başına gelen çok basit bir olayı örnek olarak vermek istiyorum.

Zaman zaman uçakta veya yüksek yerlere çıktığımızda, yahut aşağı doğru indiğimizde (ani irtifa değişikliklerinde) “kulağımızın tıkanması,” mikroplar nedeniyle tubal tonsillerde veya östaki borusunda enfeksiyon oluşması, veya mikroplar ya da toksinler nedeniyletonsillerin hassasiyetinin azalması sonucudur.

Bu durumda “orta kulağımızdaki basınç,” uçağın kalkış veya inişi nedeniyle “değişen atmosferik basınçla eşitlenemez.” Kulağımızda tıkanıklık hisseder ve sesleri boğuk duyarız.

Yutkunma, esneme, ağzımızı genişçe gerdirerek açıp kapama, nefesimizi dışarı vermeye çalışırken, burun ve ağzı kapalı tutma gibi hareketler östaki borusunun girişini esnetir ve orta kulağa hava girmesini sağlar ve tıkanıklık açılır. Ancak enfeksiyon fazlalaşmış, orta kulağa kadar ulaşmış ağrı ve ateş yapmaya başlamışsa bu yapılan hareketlerin bir faydası olmaz.

Östaki borusu enfeksiyona neden olacak mikropların orta kulağa ulaşması için tek açık yoldur. Ancak buradan mikropların geçişi çok kolay değildir. Östaki borusunun mukus zarları “kirpikli epitellerle” kaplıdır ve yoğun şekilde “mukus bezi ile lenfatik foliküller” içerirler. (Devamı - 'doğal çözüm yolları' bir sonraki yazımızda)

Cuma gününün sağlık bilincimizin çoğalmasına vesile olması dileğiyle..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Dr Ayşe 5 yıl önce

Bu gidişle ordinaryus olacaksınız.