Yörük Ali Efe
1895’te Aydın’da dünyaya gelir.
Çocukluğu savaş yıllarına denk geldiğinden, öğrencilik hayatı pek uzun sürmez.
Birinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği yıllarda dağa çıkmak, zeybeklere katılmak ve halka yardım eli uzatmak ister.
19 yaşına geldiğinde Aydın’ın dağlarında dolaşan Alanyalı Molla Ahmet Efe’nin grubuna katılır.
Kısa zamanda başardığı önemli işlerle kendisini kanıtlar ve zeybekler tarafından çok sevilir.
Ahmet Efe’nin Bozdoğan baskınında ölümü üzerine grubun başına geçer.
Dört yılı aşkın bir süre dağlarda dolaşır.
Ezilen, hor görülen, zulme uğrayan ve yokluk çeken halkın yardımına koşar.
Kimileri onu yol kesen bir eşkiya diye biliyor olsa da yaptıkları ile halkın gönlünde taht kurar, itibar ve destek görür.
1919’da dağdan indiğinde İzmir’in işgal edildiğini, düşmanın Aydın ve Nazilli’yi ele geçirmek üzerine yürüyüşe geçtiğini öğrenir.
En güvendiği arkadaşları ile bir araya gelerek milli mücadele çıkarları adına düşmana bir darbe indirmeye karar verirler.
16 Haziran 1919 tarihinde Malgaç demiryolu köprüsü yanındaki Yunan karakoluna baskın düzenler. Efelerin efesinden ne kaçan kurtulur ne de uçan; tüm karakol imha edilir, cephane ve erzaklara el konulur.
Bu baskın Batı ve Güney Anadolu'da düzenli, bilinçli ve millî şuurla işgalcilere yapılan ilk baskın olarak kabul edilmektedir.
Bu başarı halka ümit verir, düşmanın yurttan atılacağı inancını perçinler.
Yunan ordusu ise beklemediği bu baskın karşısında geri çekilir.
Miralay Şefik Aker’in başkanlığında kurulan halk meclisinde Aydın’ın kurtarılması emrini alır.
Düzenli ordu kurulana kadar geçen 20 aylık süreçte düşmanı çoğu yerde bozguna uğratır.
Köşk, Umurlu ve Dörtyol cephelerini tutarak düşmanın içerilere girmesini önler.
Düzenli ordunun kurulması üzerine emrindeki grubu ile birlikte TBMM Ordusu'na katılır.
Milis Miralay rütbesiyle Millî Aydın Cephesi Komutanı olarak atanır.
Savaş sonunda başarılarından dolayı TBMM tarafından Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası ile ödüllendirilir.
Türk Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği yararlılıkları dilden dile dolaşıp türkülere konu edilir.
Kazanılan zaferden sonra bir süre İzmir’de yaşar, 1928’de bir süre karargah olarak kullandığı Yenipazar’a yerleşir.
Soyadı kanunu çıkınca, yıllarca gururla taşıdığı “Yörük” ünvanını soyadı olarak alır.
İzmir’de geçirdiği talihsiz bir tramvay kazası sonucu ağır yaralanır, bacaklarını kaybeder.
Bursa’da tedavi gören Son Zeybek Yörük Ali Efe, 23 Eylül 1951’de hayatını kaybeder.
Vasiyeti üzerine Yenipazar’da toprağa verilir.
Yine Yenipazar’da bulunan evi ise düzenlenerek Yörük Ali Efe Müzesi adıyla ziyarete açılır.
Milli Mücadelenin Gerçek Kahramanlarından biri olan Yörük Ali Efe’yi, vefatının 69.yılında saygıyla ve şükranla anıyoruz..
(T.S.G.A - Metin: Gerçek Kahramanlar - Fotoğraf: Sedat Zengin)