TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırısını kınıyor, 5 şehidimize Allahtan rahmet, 19 yaralımıza acil şifalar diliyorum.
1919-1923 Yılı Millî Mücadele Dönemi ve Vatanımızın kurtuluş, Cumhuriyetimizin kuruluş dönemidir. Cumhuriyet tarihinde yazar kimliği ile ön plana çıkan Halide Edip Adıvar, "...Hak var Allah var. Tüfek ve top düşer. Hak ve Allah bakidir. Topunun yüzüne tükürecek kadar, evlatlar, analar, kalbinizde aşk ve iman, milliyet duygusu var" diyerek zafere yürüdü.
Aydın bir savaşçı olan Münevver Saime, öğrenciliğinden öğretmen olana kadar milli mücadelede yer aldı.
Tayyar Rahmiye, 9’uncu Tümende gönüllü olarak müfreze komutanlığı yaptı ve şehit düştü.
Kılavuz Hatice sayesinde, Kuvayı Milliyeciler, 700 kişilik Fransız Birliğini ele geçirdi.
Gözü kara olduğu için Kara Fatma olarak anılan Erzurumlu Yusuf Ağa'nın kızı Fatma Seher Hanım cephelerde bizzat savaştı.
Milis güçlerine erkek kılığında katılan Halime Çavuş mühimmat taşımakla kendini görevli kıldı.
Selanikli Binbaşı Ayşe İzmir de ilk karşı koyma hareketine silahıyla katıldı.
Nazife Kadın Çanakkale Bigadiç'te Türk Kurtuluş Savaşına katıldı, ama askerlere ekmek pişirdiği fırında yakılarak öldürüldü.
Gördesli Makbule Hanım akıncı olarak dağlara çıktı, Yunan kuvvetlerine ağır kayıplar verdirdi ve Koca yayla da çarpışırken 21 yaşında şehit oldu.
Yaşlı olmasına rağmen Yirik Fatma gece gündüz demeden nöbet tuttu.
Darülfünun dan mezun olan ilk kadın Şukufe Nihal evinde toplantılar yaparak milli mücadeleye destek oldu.
Cumhuriyetin ilanından sonra, kadınların siyasi haklarını kazanması için mücadele eden kadın hakları savunucusu Nezihe Muhiddin, Türk Kadınları Birliği'nin kurucuları arasında yer aldı.
Melek Reşit Hanım Sivas da Müdafai Vatan Cemiyetini kurarak 14 şube açtı ve 800 üyesiyle önemli başarılara imza attı.
Milli Mücadeleye katılan ve madalya kazanan diğer kadınlarımız şunlardır: Ali Kızı Ayşe, Ali Kızı Alime, Besim Kızı Şükriye, Hacı Mustafa Kızı Fatma, Hacı Osman Kızı Fatma, Kara Bektaş Kızı Fatma, Mehmet Ali Kızı Hafize, Mehmet Kızı Ümmühan, Molla Hasan Kızı Fatma, Molla İbrahim Kızı Fatma, Musa Kızı Ayşe, Veli Onbaşı Kızı Ayşe... Ve yüzlerce Anadolu kızı, kadını..
Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, Fatih Rıfkı Atay'ın şu sözleriyle tespit edelim: "Atatürk ne yaptığını, nasıl yapacağını, kimlere ne yaptıracağını, kimleri nasıl ve nerede kullanacağını bilen pek hesaplı bir adamdı." Cumhuriyetin Kuruluşu Atatürk'ün siyasi dehasının büyüklüğünü göstermektedir. Cumhuriyet, Türk Toplumunu çağdaşlaştırmayı amaç edinen Atatürk Devrimlerinin en önemli bir parçasıdır. Cumhuriyet, yenileşme sosyalleşme, tüm reformların önünü açan siyasal bir inkılap hareketidir. Cumhuriyet, kısaca halkın egemenliği, yöneticilerin halk tarafından belirli bir süre için oy vererek seçildiği bu yönetim biçimidir. Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir." düşüncesini ilke edinerek 29 Ekim 1923 tarihinde TBMM tarafından ilan edilmiş ve o gün, yurtiçi ve yurtdışında 101 yıldır kutladığımız milli bayramımız olmuştur.
Cumhuriyet, Milli Egemenliktir, Demokrasidir, Düşünce Özgürlüğüdür, Seçme ve Seçilme Hakkıdır, Eğitimde Eşitliktir, Kadın ve Erkek Eşitliğidir. Cumhuriyet ile birlikte yaşama hakkımızı, kişi dokunulmazlığını, fırsat eşitliğini, kişi hürriyeti ve güvenliğini, özel hayatın gizliliğini, din ve vicdan hürriyetini, düşünce ve kanaat hürriyetini, bilim ve sanat özgürlüğümüzü kazandık.
Cumhuriyet, akıl ve bilimi rehber edinerek bireylerin özgürleşmesini hedefleyen devrimleri milletin coşkusu ile seferber ederek hayata geçirmiştir. Bu sayede Türkiye Cumhuriyeti Devleti eğitim, kültür, hukuk, ulaştırma, tarım ve sanayi alanlarında büyük başarılar sağlayarak hızlı bir kalkınma hareketi başlatmıştır. Cumhuriyetimizin Temel İlkelerinden 1.si: Tam Bağımsızlık ile Türkiye kendi özgün dinamiğine kavuşmuştur.
2.si Laiklik ile bireyler, cemaat, tarikat ve şeyhlerin egemenliğinden kurtulmuş, tüm inançlara saygı sağlanmıştır. Atatürk'ün şu uyarısına dikkat etmek gerekir: "Efendiler ve Ey Millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! En bu doğru, en hakiki tarikat Medeniyet tarikatıdır."
3.sü Halkçılık ile, Halkevleri, Köy Enstitüleri kurulmuş, medeni kanun ile bireylerin kendilerini geliştirmesi hedeflenmiştir.
Cumhuriyet yönetimi, cinsiyet, din, mezhep, etnik köken ayrımı gözetmeden bireyleri özgürleştirme, bilinçli vatandaş ve sorumlu toplum oluşturma hamlesidir. Atatürk'ün en büyük başarılarından biri, Ümmetten Millete dönüşümü gerçekleştirmesidir. Onun için Atatürk, milliyetçilik ilkesiyle, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir." demiştir.
Atatürk'e göre Cumhuriyetin Temeli Kültürdür. Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Devlet, özellikle Cumhuriyetin bu niteliği korunarak idare edilmelidir. Çünkü Cumhuriyet, erdemdir, fazilettir. Cumhuriyetin dört temel değeri vardır: 1.Dürüstlük, ahlaki, etik ilke ve değerlere tavizsiz bağlılıkta bütünlük, 2.Farklılıllara, doğaya, hayvanlara saygı, 3.Herkes için eşitlik, fırsat eşitliği, toplumsal cinsel eşitliği de adalet, 4. Zorluklar karşısında kararlılık, hedefe ulaşmada disiplin, azim ve cesaret.
Cumhuriyet ile Türk Milleti'nin vizyonu değişmiş, geleceğini belirleme süreci başlatılmıştır. Bu yüzden "Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır."
Sorunların altında ezilen bir Türkiye ile karşı karşıya kaldığımızı görüyor ve biliyoruz. Sadece kurumların iflasına değil, insanı ve ahlaki değerlerin de, toplumunda çürümesine artık seyirci kalamayız! Her birimiz emperyalizme karşı verilen Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan, bütün mazlum halklar için örnek olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin emanetçileriyiz. Türkiye'nin yeniden ayağa kalkma ve Atatürk Cumhuriyeti'ni yeniden kurma zamanı gelmiştir. Cumhuriyetimizin kazanımlarını sağlamlaştırmak yerine kendi iktidarlarını korumak kaygısı ile iç ve dış egemen güçlerin desteğini arayanlarla mücadele edilmeli, sorumlu toplum bilincine sahip olmalıyız. Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Cumhuriyet yolunda çalışanlar...
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ