Diyorlar ya: “Türk ülkemizdeki bir etnik grubun adıdır; bütün Türk halkına Türk dersek birliği sağlayamayız. Öyleyse yeni bir ad bulalım ve Türkiyeli diyelim. Böylece bütün diğer etnik gruplar bu adı benimser ve mesele kalmaz.” Hatta pkk terör örgütü birden bire barış örgütü haline gelir. Silahları bırakır ellerine bilgisayar alırlar, diye düşünenler de az değil.
Buna benzer bir düşüncede kardeş devletimiz Azerbaycan’da doğmuştu. O zaman başkan Ebulfez Elçibey idi. "Biz Türk’üz" diyordu ve anayasalarına da "Azerbaycan Devleti’nin resmi dili Türkçedir" diye yazmışlardı. Türkiye’dekine benzer iyi niyetli ve kötü niyetli Azerbaycanlılar buna itiraz ettiler. Dediler ki “Azerbaycan’ın çoğunluğu Türk olsa da ülkemizde Kürtler var, Talişler var, Tatlar var, Gürcüler var, Udinler var, Museviler var, Lezgiler var, daha başkaları da var.. Öyleyse biz kendimize Azerbaycanlı milleti diyelim, dilimize de Azerbaycan dili diyelim, böylece her yurttaşımız kendisini Azerbaycan milletinin bir mensubu saysın…”
Azerbaycan’ın büyük lideri Haydar Aliyev de ne yazık ki bu yanlış fikre kapıldı. Ve Elçibey’den sonra Cumhurbaşkanı olunca uygulamaya koydu. Anayasa değişti, Türkçe kaldırıldı, "Azerbaycan dili sözü" konuldu. Azerbaycanlı deyince bütün etnik grupların kendi adlarından vazgeçip, Azerbaycanlı milletine dahil olacakları hayal edildi..
Peki ne oldu?
Olanlar oldu. Azerbaycan’da Türklük ve Türkçülük bilincine sahip bir kısım aydınlar hariç, Azerbaycan’ın Türk halkı kendilerine artık "Azerbaycanlı" demeye başladılar. Ötekiler mi? Yani Azerbaycan Türk’ü olmayı kabul etmeyenler, Azerbaycanlı'yı da kabul etmediler. Ve kendi etnik adlarıyla kimliklerini ifadeye devam ettiler. Böylece Türkleşmiş olan Türkçe şiirler yazan mahnılar (türkü) söyleyen bir takım insanlar da ortada kaldılar. Onlar kökenlerini unutmamışlardı ama Türk olmaktan da gocunmuyorlardı. Şimdi ne olacaklardı. Çok meşhur Azerbaycanlı Türk şairleri ve türkücüleri arasında böyle insanlar var.
Bizim TİKA diye bir kuruluşumuz var; güzel etkinlikler yapar. Tika’nın yayınladığı Tika Dünyası diye de nitelikli bir dergi vardır; bunun 2012 ikinci sayısında Azerbaycan hakkında bir bölüm var. 2012'de yapılmış bir sayımdan söz ediliyor. Buna göre Temmuz 2012 itibariyle Azerbaycan’ın nüfusu 9.453.000 miş halkın %90.6 sı kendisine Azerbaycanlı diyormuş. (İşte bu Türk ve Türkleşmiş olan Azerbaycanlıların oranıdır) halkın %2.2 si kendisine Lezgi diyormuş. %1.5 Ermeni. %1 Taliş… Kalan %4.7 lik bölümde ise Türk. Tatar, Ukrayn, Sahur, Gürcü, Kürt, Tat, Udin ve Museviyim diyenler yer alıyor. Yani Azerbaycan Türkleri Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldular. Türklük gitti ama öteki etnik gruplar yerlerinde duruyorlar. Azerbaycan’da televizyonda bir program izlemiştim; Lezgi asıllı bir Türk şairi Dünya Türklüğü ile ilgili bir şiirini heyecanla okuyordu. Annesi doğduğu köyde oturuyor ve Türkçe bilmiyordu. Ne demek mi istiyorum? Demek istediğim açık değil mi? İkide bir Türkiye’deki etnik grupları sayan ve bundan sanki haz duyan, Kevser suresinden bile milliyetçilik karşıtı anlam çıkarmaya çalışan bir yönetimimiz var. Öyle görünüyor ki kafasını “Türk’e takmış”.. Moğolistan’da bile Göktürk hitabelerinden söz ederken milletimiz diye söz ediyorlar. Bu arada bu kitabelerin Moğollarla ortak tarihimizin eseri olduğunu söyleyerek de ne kadar engin bir tarih bilgisi olduğunu ortaya koyuyorlar. Moğollar eminim ki kendi aralarında konuşup bu yüksek bilgiye gülüyorlardır. Böyle bir tarih bilgisi ve tarih bilincinden yoksun insanların acaba Azerbaycan’daki örnekten ders alması mümkün olur mu?
Değerli okuyucum işler öyle bir noktaya geldi ki artık Türkiye Cumhuriyeti’nin %90'ını oluşturan ve “Ne Mutlu Türküm” diyen insanların da taleplerini bu yeni durum karşısında haykırmaları artık gün meselesidir. Nasıl mı haykıracaklar? Türkiye Cumhuriyeti ve hatta Türkiye Devletini Selçuklusuyla Osmanlısıyla Cumhuriyetiyle kuran Milletin adına TÜRK derler. Öyleyse evet Türkiye Cumhuriyeti adı da değişsin TÜRK CUMHURİYETİ olsun. Anayasadan “Türk Devletine Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes TÜRK’TÜR” ifadesi kaldırılsın “Türk Devleti’ni benimseyen kendisini Türk hisseden herkes TÜRK’tür” denilsin. Ama unutulmasın ki bu devlet TÜRK’ün Devletidir. Türk kendi devletini kendisi yönetecektir.
Kimlik defterlerine isteyen istediği kimliği yazdırabilir. 18 yaşına gelen her yurttaş da kendisine yeniden kimlik seçebilir. Ama Devlet TÜRK Devletidir ve Devleti Türk olanlar yönetecektir. Resmi dil Eğitim dili Türkçedir.
Ötekiler mi? Ötekiler Türklerin aziz misafirleridirler. İstedikleri gibi yaşarlar insan haklarından bütün yurttaşlar eşit yararlanırlar. Ama Devlet TÜRK devletidir. Ve Devleti TÜRKLER yönetecektir. Anadili Türkçe olan ve olmasa da Türklüğü millet kimliği olarak benimseyen bütün Türkler, bir gün bu taleplerini haykıracaklar.
Hiç kimse unutmasın ki bu çadır Türk’ün çadırı bu Otağ Türk’ün Otağıdır.
Ev sahibi olmak isteyen ev sahibidir. Misafirim diyen de haddini bilecektir.