2001 senesinde, Nizamettin Gökçe’nin 3 kişiyi öldüren Hizbullah tetikçisi olduğu Gaffar Okkan tarafından açıklanmasının 9 gün sonrasında Okkan şehit edildi ve Gökçe yakalandı. Daha sonra ise akılları durgunluk veren olaylar zinciri devreye girdi ve tetikçi doktor olup İstanbul'da aile sağlığı merkezinde hekimlik dahi yaptı.
Eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan’ın şehit edilmeden 9 gün önce Valilik binasında kamuoyuna açıkladığı 26 kişilik tetikçiler listesinde yer alan ve 3 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan Mürsel kod adlı Nizamettin Gökçe’nin adını Ahmet Deniz Gökçe olarak değiştirip İstanbul’da uzun süre doktorluk yaptığı belirlendi.
Sözcü'den Özgür Cebe'nin haberine göre, cezayı duyunca kayıplara karışan tetikçi ile ilgili verilen mahkûmiyet kararını ise İstinaf Mahkemesi "Akıl sağlığı yerinde değildir, durma kararı verilmelidir" diyerek garip bir şekilde bozdu. Bozma kararı üzerine ağır müebbet hapis kaldırılarak durma kararı verildi. Gökçe’nin, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu yıllarda İstanbul Bahçelievler Sağlık Müdürlüğü Soğanlı Aile Sağlığı Merkezinde hekimlik yaptığı ortaya çıktı.
Diyarbakır’da Hizbullah terör örgütü tarafından uğradığı suikast sonucu 5 korumasıyla şehit edilen Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan 15 Ocak 2001 günü Valilik binasında Hizbullah terör örgütünün 26 kişilik tetikçiler listesini kamuoyu ile paylaştı.
Bu kişilerin görüldükleri yerde polise ihbar edilmesi istendi. Bunlardan biri de askeri kanat yapılanmasında yer alan Nizamettin Gökçe'ydi. Okkan’ın şehit edilmesinden 2 gün sonra 26 Ocak 2001 günü İstanbul Zeytinburnu’nda yakalanan Gökçe hakkında Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde öğrenim gören Gökçe akıl sağlığının yerinde olmadığını belirtince mahkeme İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etti. Raporda, Nizamettin Gökçe’ye şizofreni tanısı konuldu ve akli dengesinin yerinde olmadığı bildirildi.
Nizamettin Gökçe, 1974 Elazığ doğumlu.
BAKIRKÖY'DE TEDAVİ GÖRDÜ AKIL SAĞLIĞI TAKİP EDİLDİ
Mahkeme sanık hakkındaki yargılamanın durmasına ve tam teşekküllü bir sağlık kuruluşunda tedavi edilmesine, tedavisinin izlenerek iyileşme emaresi gösterdiğinde yargılamanın kaldığı yerden devamına karar verdi. İstanbul Adli Tıp Kurumu ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde 2001-2022 yıllarında tedavi gören ve düzenli heyet kontrolünden geçen Nizamettin Gökçe’nin sağlık durumuyla ilgili Adli Sağlık Kurulu raporları da düzenli olarak mahkemeye iletildi.
AKIL SAĞLIĞI YERİNDE DEĞİLSE TIP FAKÜLTESİNİ NASIL BİTİRDİ?
“Anayasal düzeni değiştirip yerine şeriat esaslarına dayalı İran modeli bir Kürt İslam devleti kurmak amacıyla vahim nitelikle eylemlerde bulunmak” suçundan TCK’nın 146/1 maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılan ancak akıl sağlığı yerinde olmadığı için hakkında durma kararı verilen Nizamettin Gökçe, yarıda bıraktığı okuluna devam etti.
ADINI DEĞİŞTİRDİ, HEKİM OLARAK ÇALIŞMAYA BAŞLADI
Şizofreni tanısıyla yargılaması durdurulan Gökçe Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirir bitirmez önce adını Ahmet Deniz Gökçe olarak değiştirdi. Ardından da doktor olarak Sağlık Bakanlığınca ataması yapıldı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğu dönemde Hizbullah tetikçisi Nizamettin Gökçe, Bahçelievler İlçe Sağlık Müdürlüğü bünyesindeki Soğanlı Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yaptı.
Kronik şizofreni hastasının Tıp Fakültesini nasıl bitirdiği ve ardından ataması yapılarak İstanbul Bahçelievler Soğanlı Aile Sağlığı Merkezinde ceza alıp kaçtığı güne kadar doktorluk yapması ise akıllara durgunluk verdi ve pes dedirtti.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI ALINCA KAÇTI
Sanık hakkında durma kararı veren mahkeme heyeti Gökçe’nin adını değiştirip ve doktorluk yapması ve hastalığında iyileşme emaresi görülmesi nedeniyle yargılamanın kaldığı yerden devamına karar verip dosyayı 10 Ocak 2022 günü yeniden ele aldı. Mahkeme sanığı Diyarbakır’da 27 Şubat 1994’te Cengiz Baskın’ı, 30 Nisan 1994’te İlhan Böçkün’ü, 18 Mayıs 1994’te ise Kenan Aydın adlı vatandaşların suikast sonucu öldürüldüğü saldırılara katıldığı gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı. Mahkeme, sanığın Hizbullah askeri kanat sorumlusu Şahin Altunterin’e bağlı tetikçi olarak faaliyet yürüttüğünü, gizliliğini sağlamak için Mürsel kod adını kullandığını, örgüte özgeçmiş raporu verdiğini belirtti.
İNDİRİMSİZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS
Birden fazla ölümle sonuçlanan eylemlere katıldığının sabit olduğunu vurgulayan mahkeme, işlenen bu cinayetlerle amaçlanan neticenin, gerçekleşebilme tehlikesinin doğurabilecek nitelikte olduğu, suçun işleniş şekli ve toplum üzerindeki etkisi dikkate alındığında vahim nitelikte eylemler olduğuna dikkat çekti.
Sanık hakkında her ne kadar akıl sağlığı nedeniyle durma kararı verilmiş olsa da, cezai ehliyeti açısından suçun işlendiği tarihlerde akli melekelerinin tespit edilmesi gerektiği ifade edildi. Mahkeme, sanık hakkında düzenlenen ATK raporları da göz önüne alınarak sanığın cinayetlerin işlendiği tarihlerde akıl sağlığının yerinde olduğu, şizofreni tanısının da yıllar sonra konulması nedeniyle ceza verilmesinde usul ve yasa gereği bir engel olmadığı kaydedildi.
Sanığın 3 cinayeti işlediği tarihte eski TCK’nın yürürlükte olduğu ve lehe olan hükümlerin uygulanması nedeniyle hakkında bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis verildiği ifade edildi. Sanığın yakalandıktan sonra da örgütün çökertilmesine yönelik güvenlik güçlerine yardımcı olabilecek nitelikte bilgi ve belge vermediği için hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin de uygulanmasına yer olmadığına ve hakkında hükümle birlikte tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılmasına karar verdi.
KARARI DUYAR DUYMAZ KAÇTI
Hakkındaki mahkûmiyet kararını duyan Ahmet Deniz Gökçe, doktorluk görevini bırakarak sırra kadem bastı. Halen yakalanamayan Gökçe’yle ilgili mahkûmiyet kararını ise Bölge İstinaf Mahkemesi dikkat çeken garip bir gerekçe ile bozdu. İstinaf, sanığın şifa bulup bulmadığı ve iyileşme gösterip göstermediğini dair 6 ayda bir rapor alınması gerektiğini, sanıkta halen aktif psikotik bulgu tespit edilemediği, ancak mevcut hastalığın kronik doğası gereği sürekli psikiyatrik takip ve tedavi edilmesi gerektiğini belirtti. Her ne kadar Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 11 Haziran 2018 günü sanığın cezai ehliyetinin tam olduğuna dair rapor vermiş olsa da, sanık hakkında çok sayıda akıl sağlığının yerinde olmadığına dair raporlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde cinayetlerin işlendiği tarihte akıl hastalığı bulunmadığı, ancak yargılama sürecinde cezai ehliyetini ortadan kaldıran akıl hastalığına yakalandığı vurgulandı. İstinaf suç tarihinden sonra ortaya çıkan akıl sağlığı ile ilgili sağlığına kavuşmadığı taktirde durma kararının kaldırılıp yargılamaya devam edilemeyeceğini bildirdi.
ÖLÜRSE YA DA ZAMANAŞIMI OLURSA DOSYASI AÇILACAK
Sanığın akıl hastanesinde muhafaza, müşahede ve tedavi altına alınıp, amaca uygun aralıklarla iyileşip iyileşmediğinin tıbben saptanması, iyileşmesi halinde yargılamaya devam olunabileceği gerektiğine hükmederek verilen cezanın hukuka aykırı olduğu ifade edildi. İstinafın bozma kararı üzerine dosyayı yeniden ele alan mahkeme, sanığın şifa bulup bulmadığı tespit edilinceye kadar her 6 ayda bir olmak üzere Nisan ve Ekim ayları içinde İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor aldırılmasını kararlaştırdı. Sanık hakkındaki yakalama kararının infaz edilmesinin beklenilmesine, akıl sağlığı nedeniyle yargılaması durdurulan sanıkla ilgili davanın zamanaşımı süresinin dolması veya sanığın ölmesi halinde dosyanın durma kararına bakılmaksızın yeniden ele alınarak bu konuda karar verilmesine oy birliğiyle karar verdi.
Terörle mücadelesi tarihe mal olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, 24 Ocak 2001’de şehit edilmesinden 9 gün önce 26 Hizbullah tetikçisinin ismini açıkladı. Aralarında Nizamettin Gökçe de vardı.
Gaffar Okkan o ismi verdikten dokuz gün sonra suikaste uğradı.
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, 15 Ocak 2001’de valilik binasında açıklama yaptı, Hizbullah tetikçisi 26 kişinin ismini verdi.
Bu kişilerin görüldükleri yerde polise ihbar edilmesini istedi. Bunlardan biri de askeri kanat yapılanmasında yer alan tetikçi Nizamettin Gökçe’ydi.
Açıklamadan 9 gün sora 24 Ocak 2001’de Türkiye’yi sarsan suikast gerçekleşti. Gaffar Okkan ve 5 polis Hizbullah tarafından şehit edildi.