BURSA ARENA / Haber Merkezi
Çin ve Dünya Sağlık Örgütü neden suçlandı?
Çin’in Wuhan kentinden ortaya çıktığı öne sürülen Covid-19’dan milyonlarca insan zarar görmüştür. 26 Aralık 2019 tarihinde, yeni tip koronavirüsün SARS virüsü ile %87 oranında benzer özellik taşıdığı, ilk defa Çin medyası tarafından öne atıldı. Wuhan’da görev yapan göz doktoru Li Wenliang, sosyal medyadan yeni tip koronavirüsü duyurmayı denemiştir ancak virüse dair bilgilerin yayılmasından endişe eden Çin hükümeti medya ve doktorlar üzerinde baskı uygulayarak virüse dair bilgilerin yayılmasını durdurmaya çalışmıştır.
Yapılan tüm baskılara rağmen hastalıkla alakalı vaka sayısının artmasıyla birlikte, Çin hükümetinin gerçekleri saklaması ihtimallerin dışına çıkmaya başlamıştır. 31 Aralık 2019 tarihinde, Wuhan Belediyesi Sağlık Komisyonu virüsün insandan insana bulaşmadığını belirten bir açıklama yayınlamıştır. Bu açıklamadan 2 hafta geçtikten sonra, Çinli yetkililer 14 Ocak 2020 tarihinde virüsün insandan insana bulaştığını açıklamıştır.
Virüsün akıbetine yönelik belirsizlikler devam ederken Dünya Sağlık Örgütü bu süreçte küresel salgın ilanı yapmayı gerekli bulmamıştır. Aksine, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Doktor Tedros Adhonom, Çin’e karşı sınırlarını kapatan ülkeleri süreci siyasileştirmekle suçlamıştır. Virüsün ilk defa duyurulmasının ardından geçen uzun süre sonucunda, 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edilmiştir. Bu süre zarfında virüs dünyanın birçok bölgesine yayılmış ve birçok insan enfekte olmuştur.
Küresel salgın ilan edilmesinin ardından, dünya üzerindeki birçok devlet salgının yayılımını durdurmak amacıyla çeşitli önlemler almaya başladı. Sokağa çıkma yasağı, eğitime ara verilmesi, ulusal ve uluslararası uçuşların durdurulması alınan bu önlemlerin önemli parçasını oluşturmuştur. Tüm bu süreçte Çin’in virüse dair bilgileri gizleme arzusu ve Dünya Sağlık Örgütü’nü geç bilgilendirmesi, Çin’e yönelik suçlamaların yer aldığı çeşitli tartışmaların başlamasına neden oldu.
Birçok siyasetçinin açıklamalarında ve medya organlarında yer alan haberlerde, dünyanın çektiği bu sancılı sürecin sebebinin Çin olduğu ve tazminat talep edilmesi gerektiği ifade edilmeye başladı. Uluslararası Sağlık Tüzüğünün 6.Maddesine göre, “salgın durumunda devletler imkân nispetinde sık ve ayrıntılı bilgilendirme yapmalılar. Olay ve ölüm sayısı en az haftada bir kez bildirilmeli. Hastalığın yayılmasını önlemek için alınan tedbirleri, özellikle riskli bölgeden ayrılan gemiler, uçaklar, trenler, kara taşıtları yahut farklı taşıt araçları ile başka ülkelere yayılmasını önlemek için uygulanan tedbirleri belirtmeleri gerekir”. Bu tüzük devletlerin bu süreçte şeffaf, dakik ve dürüst olmaları gerektiğinin altını çizmektedir. Ocak ayı içerisinde, Dünya Sağlık Örgütü, Çin’e salgın izleme desteği gönderme teklifinde bulunmuş ancak Çin bunu herhangi bir gerekçe belirtmeden reddetmiştir.
Tüm bunların ardından, Donald Trump, Dünya Sağlık Örgütü’nü Çin’e güvenmekle suçlamış ve yardım fonlarını keseceğini duyurmuştur. Koronavirüs yerine ‘Çin virüsü’ ifadesini de kullanan Donald Trump, tazminat tartışmalarının ortaya çıkmasını da etkilemiştir. Almanya’nın yüksek tirajlı gazetesi Bild ise Çin’in Almanya’ya 165 milyon dolar tazminat ödemesi gerektiğini öne sürmüştür.
Uluslararası hukuk perspektifinden tazminat meselesine bakış
Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Hukuk Komisyonu nezdinde, devletlerin fiillerinden dolayı sorumlu oldukları kurallar bulunmaktadır. Eğer bir devlet uluslararası camiayı etkileyecek şekilde yükümlülüklerini çiğnerse, kurallara aykırı davranmış olur.
Bu aykırı davranış devletler veya kurumlar arasında sorunlara yol açabilir. Ortaya çıkan bu problemler, zarara yol açan ve çıkan zarardan etkilenen devletler için yeni haklar ve yükümlülüklerin ortaya çıkmasına neden olur.
Suçun atfedilmesiyle birlikte suçlu olan devletin tazminat ödemesi, aksi durumda zarar gören devletin karşı tedbir alması söz konusu olur. Suçlu bulunan devletin zararı karşılama yöntemlerinden bir tanesi verilen hasar kapsamında diğer devletlere maddi tazminat ödemesi yapmaktır. Bu tazminat ödemesi yapılamıyorsa karşı önlem kapsamında, görülen zararla orantılı olarak mağdur devlet insan hakları çerçevesinde kendi yaptırımlarını öne sürebilir.
Bu yaptırımlar devamlı olarak karşılıklı uçuşların kısıtlanması, ticaret hacminin düşürülmesi veya ürünlerin ithalatına ek vergi getirilmesi gibi farklı adımları içerebilir. Tüm bunların yanında, geçmişten günümüze doğru bir bakış atıldığında daha önce salgın hastalık sebebiyle herhangi bir devletin maddi tazminat ödediği görülmemiştir.
Hastalığın kesin olarak Wuhan’dan çıkıp çıkmadığı, başlangıç noktasının neresi olduğu, insan yapımı olup olmadığına dair çeşitli tartışmalar devam etmektedir. Bu minvalde, virüsü doğrudan Çin’e atfetmek ve yeni tip koronavirüs ile bağlantılı tüm dünyada meydana gelen vakalardan Çin’i sorumlu tutarak oluşan maddi veya manevi zararları sağlıklı bir şekilde belirlemek neredeyse imkânsızdır.
Böyle bir tazminatın miktarı ve virüsün kesin kaynağı bilimsel olarak açıklansa dahi, Çin maddi tazminatı karşılamayı kabul etmediği sürece yükümlülükleri çiğnemenin yasal bağlayıcılığı bulunmamaktadır; yani tazminatın ödenmesinin şartlarından bir tanesi Çin’in buna ikna edilmesidir. Öte yandan, maddi anlamda zararda olan devletlerin Çin’e yönelik karşı bir önlem alarak çeşitli yaptırımlara gitmesi ise birçok devlet için pragmatik zeminde faydasızdır. Küresel salgın sonrası ortaya çıkacak ekonomik sarsıntıların etkisiyle, Çin’in ekonomik gücü, kuvvetle muhtemel olarak zarara uğrayan birçok devlet için ayağa kalkma reçetesi haline gelecektir.
YAZAR : Yunus Berkay Doğan
Sabancı Üniversitesi Siyaset Bilimi Lisans öğrencisidir. Bunun yanı sıra Sabancı Üniversitesi Politika Kulübü başkanlığını yürütmektedir. Merkezi Londra’da bulunan Democratic Progress Institute ve İstanbul Politikalar Merkezi’nde stajyer araştırmacı olarak çalıştı. Lisans eğitimimin bir dönemini üniversiteler arası değişim programı kapsamında, Çin’in Şanghay kentindeki Şanghay Üniversitesi’nde sürdürdü. İyi derecede İngilizce ve orta derecede Çince bilmektedir.
Referanslar:
- China Is Legally Responsible for COVID-19 Damage and Claims Could Be in the Trillions. (2020, March 23). Retrieved from https://warontherocks.com/2020/03/china-is-legally-responsible-for-covid-19-damage-and-claims-could-be-in-the-trillions/
- Collinson, S. (2020, March 20). Just wait for Trump to demand that China pay for the pandemic. Retrieved from https://edition.cnn.com/2020/03/19/world/meanwhile-in-america-march-19-intl/index.html
- COVID-19 and International Law: Must China Compensate Countries for the Damage? (2020, March 31). Retrieved from https://www.justsecurity.org/69394/covid-19-and-international-law-must-china-compensate-countries-for-the-damage-international-health-regulations/
- Godement, F. (2020, April 3). Fighting the Coronavirus Pandemic: China’s Influence at the World Health Organization. Retrieved from https://www.institutmontaigne.org/en/blog/fighting-coronavirus-pandemic-chinas-influence-world-health-organization
- Moore, M. (2020, April 21). Head of China’s CDC defends country’s response to coronavirus. Retrieved from https://nypost.com/2020/04/21/head-of-chinas-cdc-defends-countrys-response-to-coronavirus/
- Murphy, S. D. (2018). Principles of international law. St. Paul, MN: West Academic Publishing.
- Salo, J. (2020, April 22). Top German paper demands $165 billion coronavirus reparations from China. Retrieved from https://nypost.com/2020/04/22/top-german-paper-demands-coronavirus-reparations-from-china/
- The WHO and China: Dereliction of Duty. (n.d.). Retrieved from https://www.cfr.org/blog/who-and-china-dereliction-duty (Kaynak: TSGA)