İngiliz 'The Guardian' gazetesinin çarpıcı bir haberinde bakın neler söyleniyor;

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Kızılderililere ait yatılı okulları inceleyen araştırma raporu tespitlerine göre, 53 ayrı yatılı okul bölgesinde, Kızılderili ailelerin çocuklarına ait 500 mezar tespit edildi.

Anılan raporda “Bu çocuklardan pek çoğu Kızılderili kabilelerinden, Alaska yerli köylerinden veya yerli Hawaii topluluğundan ve ailelerinden genellikle yüzlerce ve hatta binlerce kilometre uzakta belirsiz veya bakımsız mezarlara gömüldü” deniliyor.

Hey Amerika Heey!

Ermeni Soykırım yalanlarını, biraz da bu rezilliklerini örtüp, dikkatleri bizim üzerimize çekmek için kullanıyorsun. Ve bunu artık sizdeki ve bizdeki kertenkele fosilleri hariç, insanlık tamamen anladı.

Bu defa ülkemizden bir kaynak;

AK Parti İstanbul Milletvekili Dışişleri Komisyonu ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Üyesi Serap Yaşar’ın hazırladığı, "Avrupa'da Kayıp Mülteci ve Göçmen Çocuklar" başlıklı raporundaki kayıp çocuklara ilişkin korkunç tespitler.

Raporda, “Avrupa'da her iki dakikada bir çocuğun kaybolduğu” vurgulanmış.

"Boyutları büyük, farkındalığı çok küçük bir konu" diyen Yaşar, kayıp çocukların suç örgütlerinin eline düştüğünü ve suç teşkil eden işlere bulaştırıldıklarını belirtse de, sanırım olayın boyutlarındaki vahim detaylar kendisini de ürkütmüş olabilir. Zira birazdan yazacaklarım, kayıp çocukların hangi amaçlarda kullanıldıklarını biraz da olsa ortaya koyacaktır.

Raporun detaylarındaki Avrupa kaynaklı verilere göre;

İtalya: 2017'de 12 bin 6, 2018'de ise 7 bin 929 yabancı çocuk ortadan kayboldu. 1974'ten bu yana toplamda 80 binden fazla 18 yaşından küçük yabancı ortadan kayboldu. Bu kişilerden 39 bin 243'ü halen aranıyor.

İspanya: 2019 Mart ayında, daha çok 13-17 yaşları arasında, kayıp küçüklere yönelik 9 bin 737 aktif şikâyet ulaştı.

İsveç: Toplamda, 2009'dan bu yana 6 bin 612 çocuk kayboldu/kaçtı; bunlardan 538'i refakatsiz iken 6 bin 74'ü ise aileleri ile birlikteydi.

Fransa: İçişleri Bakanlığı tarafından 2018 yılında 5 bin 544 çocuğun 'kendiliğinden ayrıldığı' rapor edildi.

Yunanistan: Toplamda 3 bin 774 refakatsiz küçük bulunuyor. Yunan polisi tarafından, 2018'de bin 110, 2019'da 404 kayıp göçmen ve mülteci çocuğu olduğu bildirildi.

Avusturya: 1 Temmuz 2019 tarihi itibarıyla, 393 AB vatandaşı olmayan (0 - 18 yaş arası) küçük çocuk kayboldu.

Belçika: 1021 kayıp göçmen ve mülteci çocuk, geçen yıl kayda geçirildi.

Finlandiya: 2011-2019 yılları arasında aileleriyle yaşayan 194 çocuk ve 163 refakatsiz küçük çocuk kayboldu.

İncelememizi sürdürürsek,

Belçika merkezli “Missing Children in Europe” teşkilatının verilerine göre 2014-2017 arasında Avrupa’da kaybolan mülteci çocuk sayısı 30 bine ulaştı. 2019-2021 arasında ise kayıp çocuk sayısı 18 bin 291. (Tabii rakamlar minimize edilmiş de olabilir)

Gaziantep Üniversitesi İİBF. Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, geçen yıl yaptığı bir açıklamada “Suriye iç savaşından sonra yaklaşık 150 bin çocuğun Avrupa’da kaybolduğunu” vurgulamıştı.

Şeyhanlıoğlu, işgalden sonra Afganistan’ın da uyuşturucu tarlasına dönüştürüldüğünü belirterek, "Uyuşturucuya bulaşmış Afgan çocuklarının UNICEF tarafından iyileştirildiğine dair bir rapor neden yok?" sorgulamasını da gündeme getirmiş idi..

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2019 verilerine göre, 2,6 milyon Afganlı yerinden edildi, bunun yarısına yakınının çocuklardan oluştuğu tahmin ediliyor. 2021 yılının ilk yarısında kayıp çocuk sayısı en yüksek seviyelere ulaştı. Ülkedeki her 3 insan kaybından biri çocuk.

Tüm bu kısmi örneklerden itibaren, olayın bir de özellikle Afrika ve Uzak Doğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde devletlerarası yaşanılan savaşlar ve ülkelerin kendi iç savaşları dikkate aldığında, çok tehlikeli bir gerçek ortaya çıkıyor;

Tesadüfen çıkmadıkları ve her birinin dip ucunun birilerinin projelerine dayandığına göre günümüzdeki savaşların, çok yönlü amaçları arasında “Çocuk Kaçırmaları” konusunun bulunduğunu da anlıyoruz.

Son olarak en taze gelişme de Rusya- Ukrayna Savaşı’ndan;

Geçenlerde Avrupa Konseyi Toplantısına video konferansla katılan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, şöyle söylüyordu; “savaş sırasında 2 binden fazla Ukraynalı çocuk kaçırıldı, çocuklarımızın nerede olduğunu bilmiyoruz.."

Yani Ukrayna Savaşı da bu kervana katıldı ve Zelenskiy’nin bahsettiği 2 bin kayıp çocuk sayısının nerelere ulaşacağı da meçhul..

Genel olarak amaçların ne olduğuna baktığımızda ise kaçırılan çocukların;

* Bağımlı yapılarak uyuşturucu kaçakçılığı ve ticaretinde,

* Askeri eğitimle yetiştirilerek savaşlar ve iç çatışmalarda,

* Yine tehlikeli (bomba gibi) savaş araçları imalatında,

* Seks ve çocuk pornosu ticaretinde,

* Üstün zekâlıların seçilerek bilimsel (!) çalışmalarda,

* Öldürülerek böbrek, kalp, damar, kemik iliği, bebeklerin göbek bağı, kan hücreleri

   gibi organ ticaretinde,

* Yine öldürülerek bilimsel (!) çalışmalarda “kadavra” olarak,

(Ayrıca araştırmacılık düzeyi yüksek bir arkadaşımın tespitlerine göre ise)

* Satanist ayinlerde kurban edilmelerde..

Kullanıldıkları gibi konular çıkıyor karşımıza..

Bunların hiçbiri iddia ve tahmine dayalı değil; somut örnekleriyle kesin olaylardır ki, bu defa ötesinde detayları yazmayı da gerek görmüyorum.

Çocuklarımız,

O masum çocuklarımız,

Canilerin ellerinde savunmasız, garip çocuklarımız.

İnsanın içi almıyor, yüreği sızlıyor..

Başta savaşlarda olmak üzere kaybolan veya kaçırılan çocuklar konusu bir utanç olarak hep karşımızda duruyor. İnsanlığın yüz karası ve hatta devletlerin dahi güçleri yetmez hale gelmiş bu iğrençlikler. Hep karşımızda.

Öyleyse çare nedir? Bu sorunu nasıl çözeriz? Diyenler de olabilir. Peki, ne diyeyim ben şimdi onlara?

“Kovulmuş şeytandan ve onun şerrinden Allah'a sığınırım

Diyeyim bari, ne diyebilirim ki başka?..

Sağlıcakla kalın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.