Şamil Basayev
14 Ocak 1965 Çeçenistan’ın Vedeno köyünde dünyaya gelmiştir. İsmini, kendisinden çok önce Kuzey Kafkasya’da yıllar boyu bağımsızlık mücadelesi için savaşmış Şeyh Şamil’den almıştır.
Ailesi 6 Kasım 1917’deki Rus İhtilali’nden sonra Çeçenistan’dan Kazakistan’a sürülmüş ancak 1957’de Nikita Kruçev’in Sovyetler Birliği başkanlığı döneminde çıkan afla yurtlarına geri dönebilmiştir. Beş kardeşin ikincisidir. Kardeşlerinin isimleri sırasıyla, Halima, Zinaida, Shirvani ve İslam’dır.
İlköğretim ve lise eğitimini Vedeno’da tamamlamış, üniversite eğitimine Moskova’da State University of Land Use Planning‘de (Eyalet Üniversitesi - Arazi Kullanım Planlaması) mühendislik alanında devam etmiş ve 1987 yılında mezun olmuştur. Bir süre İstanbul'da da eğitim gören Şamil Basayev, daha sonra ticaretle uğraşmış ve futbolla ilgilenmiştir.
Üniversite yıllarında devrimci kişiliği ile ön plana çıkmış, demeçlerinden birinde, odasında Che Guevera’nın posterinin asılı olduğunu dile getirmiştir. Hatta Basayev, 1991’deki iktidar değişiminde tercihini Boris Yeltsin’den yana kullanmıştır. Moskova’da siyasi karışıklıklarının yoğunlaştığı dönemde, gördüğü bir rüya üzerine tekrar Çeçenistan’a dönüş yapmış, Rus ordusundan istifa edip Çeçenistan’ın bağımsızlığını ilan eden Cahar Dudayev’e katılmış ve bugünden sonra “özgür, Müslüman, bağımsız bir Çeçenistan” hayalini kendine dava edinmiştir.
Gorbaçov’un ortaya attığı “Glasnost” (Açıklık) ve “Perestrokya” yani siyasi sistemin, devlet örgütünün ve hükümet organlarının yeniden yapılanması politikalarının uygulamaya başlanması sonrası 1991 yılında dağılma sürecine giren Sovyetler, 6 Eylül 1991 yılında alınan Çeçenistan’ın bağımsızlık ilanını görmezden gelmişti. Bu tarihe kadar adı duyulmayan Şamil Basayev, Çeçenistan mücadelesini dünyaya duyurmak ve Rusya’nın bağımsızlığı tanıması arzusuyla yedi arkadaşıyla, yarım saatte düşünülen bir plan yaparak, 178 yolcuya sahip bir Rus uçağını kaçırarak, Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirdi. Basayev bu olayı, “9 Kasım 1991’de Rus askeri Grozni’ye girdi. Savaş başlamak üzereydi. Bir savaşa yol açmadan bunu dünyaya nasıl duyururuz diye düşündük. Bir arkadaşımla plan yapıp Minovat Havaalanı’na gittik oradan da uçağı Türkiye’ye uçurduk, çünkü en yakın yabancı ülke Türkiye’ydi.”şeklinde anlatmıştır.
Söz konusu uçak kaçırma olayında rehinelere hiçbir zarar görmeksizin Rusya’ya teslim edilirken, Şamil Basayev ve arkadaşları da güvenli bir şekilde Türkiye’den ayrıldılar.
Basayev’in ilk görevi, Cahar Dudayev’in emriyle Abhazya'ya geçerek Kafkas Halkları Konfederasyonu'na (K.H.K) katılmasıydı. Basayev de Cahar Dudayev ve diğer Çeçen komutanlar gibi Kafkas halklarının ancak bir bütün olduğunda en başarılı sonuçlara ulaşacağı inancına sahipti. Bu yüzdendir ki “Çeçen, Abhaz, Adige, Kabardey, Çerkes demeden birlik olmalıyız. Eğer böyle olmazsa ‘Bu bölgede Kafkasyalılar yaşarmış’ diye ileride masallarda anlatılacaktır. Geçmişte Kafkasya’dan istemeyerek göç etmek zorunda kalanlar, tarihi anavatanlarıyla ilgilensinler. Çünkü burası, bütün Kafkasya onların atalarının vatanıdır. Herkes kendi küçük topraklarını düşünmesin! Tüm Kafkasya bütün bir toplumun evidir”diyerek Kafkasya birliğini vurgulamıştı.
Kod adı ile Emir Abdullah Şamil Ebu İdris, Ağustos 1992-Eylül 1993 arasında gerçekleşen Abhazya-Gürcistan Savaşı sırasında, emrindeki birlikle beraber Abhazya’ya destek verdi, daha sonra Azerbaycan’a giderek burada Ermenilere karşı savaştı. Abhazya Savaşı sonrası, Abhazlar tarafından “Halkın Kahramanı” madalyasını aldı ve Abhaz Savunma Bakanlığı’na getirildi. Aynı zamanda Elina adında Abhaz bir kadınla evlenen Basayev, bir erkek ve üç kız çocuk sahibi oldu. Bakan olduktan 1 yıl sonra savaşmadan yapamayacağını anlayarak görevinden istifa etti ve eşiyle birlikte Çeçenistan’a dönerek bağımsızlık mücadelesine katıldı.
1994 yılına gelindiğinde Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, meseleleri siyasi yollarla halletmek isteyen Cahar Dudayev’e karşılık vermedi. Hatta Çeçenistan içinde muhalif gruplara destek vererek bir iç savaş çıkarmaya çalışmıştı. Birliklerin muhalifleri bastırması üzerine Ekim 1994’te Çeçenistan’a bir ültimatom veren Yeltsin, savaşan tarafların 48 saat içerisinde silahlarını bırakmasını, aksi takdirde Çeçenistan’da olağanüstü hâl ilan edilerek askeri operasyonlara başlanacağını açıkladı. Rus ve Çeçen temsilciler arasında görüşmeler devam ederken 11 Aralık 1994 sabahı, Rus birlikleri Çeçenistan’ın başkenti Grozni’yi işgale başladı. Boris Yeltsin işgal başlamadan önce Grozni’nin iki saat içinde alınacağını söylese de, işgalin seyri uzun sürecek bir savaşın sinyallerini çoktan vermişti.
Şamil Basayev, 1994 yılında tamamı kendi birliğinden olan savaşçılarla Afganistan'ın Host Vilayetine gitmiş, burada Afgan komutanlarla bir toplantı yaparak 5 gruba ayırdığı birliklere nisan ve mayıs aylarında ciddi bir askeri eğitim vermişti. Her türlü silahı bilen ve kullanabilen komutan, Çeçenistan’daki muhaliflerle olan çatışmaların haberini aldığında hemen Çeçenistan’a geri dönüş yaptı.
11 Aralık 1994 sabahı Rus Birliklerinin Grozni’ye girmesiyle başlayan Birinci Çeçen-Rus Savaşı sırasında oldukça trajik olaylar yaşanmış, savaşçı-sivil demeden Çeçenistan bombalanmış, sayıları oldukça az ve mühimmatları sınırlı olan Çeçenler’e yenilme ihtimali, Rus askerlerini iyice acımasızlaştırmıştı.
Savaşın devam ettiği 1995 yılının başında, Rus savaş uçakları Basayev’in, Vedeno'daki evini bombalayarak ailesinden 11 kişiyi katletti. Basayev, “Her şeyimi kaybettim ama asla kendimi kaybetmedim” diyerek mücadelesine kaldığı yerden devam etti. Rusya, bu tarihlerde Çeçenistan giriş ve çıkışlarını tamamen kapatarak, içeride olan hiçbir haberin dışarı çıkmamasına ve Çeçenistan’ın dünya gündeminden düşüp unutulmasına çalışıyordu. Basayev de savaşta oldukça zor durumda olmaları sebebiyle, ellerinde son koz olduğunu düşündükleri, Kremlin Sarayı’nı ele geçirme fikrini, Dudayev’in de talimatıyla birlikte uygulamaya soktu. Yaklaşık 65 Çeçen savaşçı, Çeçenistan’dan Moskova’ya doğru giden bir askeri kamyondaki tabutlara saklandı. Birçok kontrol noktasını atlatıp Budennovsk şehrine geldiklerinde paraları bitmiş ve yola çıktıkları Ruslar tarafından da öğrenilmişti. Rusların Çeçenistan’dan dönerken takip ettikleri güzergahı kullanılan savaşçılar, nereye gidecekleri Ruslar tarafından bilinmese de işlerini şansa bırakmadan planlarını değiştirmiş ve eylemlerini Budennovsk’ta yapmaya karar vermişlerdi. Bu sürede de Ruslar’a haber verenlerin, Çeçen savaşçıların içinden 2 muhbir olduğu öğrenildi.
Budennovsk şehri yakınlarındaki kontrol noktasında Rus askerleri tarafından alıkonulmak istenilen Çeçen savaşçılar, Rus askerleriyle çatışmalara başladı. Çeçenler, önce polis merkezini daha sonra da belediye binasını ele geçirdi.
Basayev, çatışmadan sonra, plansız yaşanan bu hadisenin Ruslar’a geçiş için istedikleri parayı vermemelerinden kaynaklandığını açıklamıştı. Hatta Şamil Basayev’e göre para için çıkan bu çatışmada, Ruslar’a paraya önem vermediklerini göstermek amacıyla, girdikleri bankayı ateşe vermişlerdi.
Amaçları aslında Moskova’ya gitmek olan Çeçen savaşçılar, Budennovsk çatışması süresince Şamil Basayev’in talimatıyla yaralanan sivillere yardım etmiş ve onların hastaneye götürülmesiyle bizzat ilgilenmişti.Rus hastanesine götürülen yaralıları taşıyan kişilerle birlikte, bir de onların durumunu kontrol etmek için grup savaşçı gönderiliyordu. Bu durumun istihbaratını alan Rus birlikleri, hastanede Çeçenlerin de olması sebebiyle, hastaneye bir pusu kurdu ve baskın düzenledi. Basayev ve arkadaşları, kendilerini koruyabilmek için hastanedeki Rus sivilleri rehin aldı. Ancak olayda herhangi bir can kaybı yaşanmadı.
36 saat süren bu hastane eylem sırasında, paralı özel Rus "Alfa" ve "Omon" birlikleri, hastaneye dört defa operasyon düzenlemiş, fakat başarısız olmuştu. Basayev, Rusya Başbakanı Viktor Çernomirdin’le beş defa telefon görüşmesi yaparak sonunda bir anlaşmaya vardı. Anlaşmaya göre; Çeçenistan operasyonu durdurulacak ve Rus yönetimi Cahar Dudayev liderliğindeki milislerle görüşmelere oturacaktı. Ayrıca Basayev ve adamlarını götürmek üzere yedi otobüs, ölüleri içinse bir soğutmalı kamyon tahsis edilecekti. Buna karşılık rehineler serbest bırakıldı ve Çeçen askerler hastaneden çıkıp yol güzergâhlarını sık sık değiştirerek Çeçenistan’a dönüş yaptılar. Çeçen savaşçıların, anlatıldıkları gibi olmadığını gören bazı Rus rehineler, serbest bırakıldıktan sonra Çeçen askerleriyle birlikte savaşa katılmış ve Çeçenler’e destek vermişti.
Şamil Basayev gerçekleştirdikleri bu eylemi şu sözlerle anlatmıştı: “O gün 300 Rus askeri öldürdüm. Üç helikopter düşürdüm. Onlar bize saldırdıklarında ilk olarak hastaneleri, doğumevlerini ve petrol kuyularını vuruyorlardı. Biz zorunlu olduğumuz için hastaneye girdik. Onlar burada gelip yaşlıları çoluk-çocuğu öldürürlerken dünya neredeydi? Onlara niye terörist demediler? Bugün bana terörist demeleri umurumda değil. Benim ne yaptığımı Allah biliyor. Ben halkım için savaşıyorum. İnsanların ne düşündükleri umurumda değil.”
Budennovsk ve hastane baskını sonucunda 129 kişi hayatını kaybetmiş, 415 kişi de yaralanmıştı. Moskova’da, yaşanan bu eylem sonrası Rus kudreti sorgulanmış, Rusya’nın aslında rehineleri önemsemediği anlaşılmış ve bazı bakanlar bu yüzden istifa etmek zorunda kalmışlardı.
Savaşın devam ettiği 1996 yılına gelindiğinde Şamil Basayev, Cahar Dudayev'in emriyle Çeçenistan İçkerya Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığına getirildi ve aynı sene Rus güçlerinin Çeçenistan’dan çekilmesini sağlayacak Grozni operasyonunu komuta etti.Çeçenistan’nın geniş caddeleri ve yollarını bloke ederek Ruslar’ı dar sokaklara sıkıştıran Basayev ve askerleri, bu operasyonda yüzlerce askeri aracı hurda yığınına çevirmişti. Amerika’lı bir muhabir bu olayları: "Grozni sokaklarında neler olduğunu bilemiyoruz ama bildiğimiz tek şey var. O da her tarafın tank ve cemse hurdalarıyla dolu olduğudur" sözleriyle ifade etmişti.
Yaklaşık 11.000 kişilik orduyu ustaca yöneten Şamil Basayev, Ruslar’ı Çeçenistan’dan püskürtmüş ve Ruslar’a ağır bir yenilgi yaşatmış, askeri becerisini kanıtlamış ve tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Birinci Çeçen-Rus Savaşı’nı elinde her türlü askeri gücü barındıran Ruslar’a karşı, onların tabiriyle “bir avuç Çeçen” kazanmıştı ve bu Rusya için kabul edilmesi zor bir gerçekti. Savaş sonrası Rus hükümeti ciddi şekilde eleştirilmiş ve iktidar kudreti halk gözünde oldukça kırılgan bir hal almıştı.
Grozni operasyonu sonrası, 31 Ağustos 1996 tarihinde imzalanan Hasavyurt Antlaşması ile aşamalı olarak bir süreliğine barış tesis edildi.
Cahar Dudayev’in 21 Nisan 1996'da, binmek üzere olduğu aracının bombalanması sonucu öldürülmesinden sonra yerine geçici olarak Zelimhan Yandarbiev getirildi. Yandarbiev, otoritenin tam olarak sağlanması için savaştan sonra 27 Ocak 1997’de yeni bir seçim düzenledi ve Basayev de Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı görevinden istifa edip cumhurbaşkanı adayı oldu. Seçim sonrası, Şamil Basayev oyların % 23'ünü alarak seçimi kaybetmişti ancak oyların % 77 'sini alan yeni Cumhurbaşkanı Aslan Mashadov'u ilk tebrik eden kişi olmuştu. Aslan Mashadov da Şamil Basayev’i başbakan olarak atadı ve onu yanında görmek istediğini dile getirdi.
Şamil Basayev, 1997 sonlarında politikanın ona göre olmadığını düşüncesiyle başbakanlık görevinden de istifa ederek, Çeçenistan'daki El Ensar grubunun genel komutanlığını yapan Emir Hattab ile birlikte Dağıstan'dan gelen meşhur Dağıstanlı âlim Abdurrahman önderliğindeki halk temsilcileriyle görüştü. Görüşme sonucunda, 26 Nisan 1998’de başkent Caharkale’de (Grozni’nin ismi, Cahar Dudayev anısına bu şekilde değiştirilmişti) Çeçen-Dağıstan Halkları Kongresi’nin toplanmasına karar verildi.
Basayev, bu kongrede oyların tamamını alarak başkan seçilmiş ve kongrenin ikinci toplantısında alınan kararla 1 Ağustos 1999 tarihinde kurulan İslam Şûrâsı'nın başkanlığına getirilmişti. Aynı tarihlerde Basayev ve Hattab, bin 400 savaşçı ile birlikte Dağıstan'daki bağımsızlık savaşına yardım etmiş ve burada Çeçen-Dağıstan İslami Cumhuriyeti'ni kurmaya çalışmışlardı. Ancak ağustos sonuna kadar süren çatışmalarda, Rus birlikleri, Dağıstan’daki taarruzu geri püskürttü.
Çeçenistan ve Dağıstan’da bu olaylar gerçekleşirken, 1998 yılında Boris Yeltsin önderliğinde Rusya’da, Çeçenistan devletinin meşruiyeti ve Dağıstan Halkları Kongresi’nin çalışmalarını görüşmek üzere gizli bir toplantı yapıldı. Toplantı sonunda Ruslar’a göre “terör faaliyetlerinin bitirilmesi” ve “teröristlerin ortadan kaldırılması” kararı alındı ve bu görev Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Vladimir Putin’e verildi.
31 Ekim 1999’de artık başbakanlığa atanmış bulunan Putin ve Devlet Başkanı Yeltsin Çeçenistan'a karşı yeni bir savaş başlattıklarını duyurdu. Sebep olarak ise Şamil Basayev önderliğindeki direnişçilerin kendi topraklarına girerek askeri operasyonlar yapmalarını ve böylece içişlerine karışmalarını gösterdiler. Yeni bir Çeçen-Rus Savaşı sinyalleri sonrası, Basayev de 1999’da Dağıstan’dan yeniden Çeçenistan'a dönerek “Doğu Cephesi Komutanlığı” görevini sürdürmeye başladı.
26 Eylül 1999’da başlayan İkinci Çeçen Savaşı, Birinci Çeçen Savaşı’ndan daha acımasız bir seyir izledi. Basayev komutasındaki askerler uzun süre Rusya’yı zorlasa da bir süre sonra Grozni’den dağlara çekilmek zorunda kaldı ve gerilla usulü savaşa devam ettiler. Terk ediş sırasında savaşçıların önüne çıkan bir mayın tarlasından, Basayev öncü olarak geçmek istemiş ve bir mayına basmıştı. Mayın sonucu ayağının bir kısmını kaybetti ve bastığı mayının vücutta dağılma özellikli bir mayın olmasından dolayı da bir sene boyunca tedavi gördü. İyileştikten sonra yeniden savaş meydanlarına döndü.
11 Eylül 2001 tarihinde Putin, Çeçenistan'ı “Basına Kapalı Bölge” ilan etmiş ve basın mensuplarının içeri girmesini engellemişti. 23 Ekim 2002'de Şamil Basayev'in emriyle 40 kadar Çeçen savaşçı, Rusya'nın başkenti Moskova'da Dubravko Tiyatrosu’na bir müzikalin gösterimi sırasında baskın düzenledi ve Rusya’yı barış görüşmeleri yapmaya zorladı. Fakat Putin’den gelen “hepsini öldürün” emri üzerine Rus askerleri zehirli gaz kullanarak 178 kişinin ölümüne sebep oldu.
Savaş sırasında sivil, yaşlı, çocuk, hastane, okul, savaşçı ayırt etmeksizin bombardımanlar yapılmış ve halkın barış isteği görmezden gelinmişti.Nisan 2009’a kadar devam eden savaş süresince 4 bin Rus askeri ile 100 bin dolayında sivil öldü. Çeçenistan içerisinde konaklayacak ev, okul, hatta hastaların götürülebileceği hastaneler dahi bırakılmadı. 2004 yılında Basayev bir video yayınlayarak, “Rusya'nın neler yaptığını neden görmüyorsunuz? Bir milyon nüfusumuzun 260.000'i katledildi ve dahası onlar on binlerce çocuk katletti. Bir o kadarı da sakat kaldı! Kimyasal silahlar bile kullandılar. Hani nerede medeni dünya?” diyerek Rus zulmünü dünyaya duyurmaya çalışsa da başarılı olamadı.
Şamil Basayev, savaşı tüm Kafkasya'ya yaymaya karar verdi ve bu doğrultuda, “Ya Özgürlük Ya da Ölüm” sloganıyla bir takım çalışmalar başlattı. 9 Mayıs 2004’te Caharkale Halk Stadyumu’nda Çeçenistan Devlet Başkanı Ahmed Kadirov’a düzenlenen mayınlı saldırı, bu dönemin en dikkat çekici eylemiydi. Basayev’in emriyle öldürülen Kadirov, Birinci Çeçen Savaşı’nda Rusya karşıtıyken, sonraları Moskova yanlısı olmuş; daha sonra Rusya tarafından Çeçenistan devlet başkanlığı görevine atanmıştı.
21 Haziran 2004’te Şamil Basayev’le birlikte 180 savaşçı, İnguşetya'nın Başkenti Nazran'a doğru ilerledi ve toplam üç gün sürecek olan "Bekham Şehir Operasyonları”nı başlattı. Bu operasyonda polis, güvenlik ve istihbarat binaları imha edilerek, FSB üssü ve İnguş ordusunun cephaneleri ele geçirildi.
Bekham saldırılarında 22 savaşçı Ruslar tarafından esir alınmıştı. Basayev esirleri kurtarmak ve Rusya ile barış görüşmeleri sağlamak için Kuzey Osetya'nın başkenti Vladikavkaz'daki Merkezi Rus Askeri Üssü’nü ele geçirme planı yaptı, fakat Vladikavkaz'ın çok yakınındaki Beslan kasabasında yaklaşık 50 savaşçıyla birlikte Rus birliklerine yakalandı.
Rus birliklerinin sıkıştırması üzerine Çeçen savaşçılar, yakınlardaki bir okulu ele geçirmek zorunda kaldı ve 400’den fazla vatandaşı da esir aldı.Tüm dünyada duyulan bu haber büyük bir ses getirdi. Çeçen savaşçılar, amaçlarının zarar vermek olmadığını göstermek için çocukların yarısını serbest bıraksa da Rusya tarafından bu durum herhangi bir kabul görmedi ve Rus tankları ve uçakları okulu bombalamaya başladı. Beslan operasyonu, 334 esir ve 32 Çeçen savaşçının hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı.
Şamil Basayev, Beslan’da yaşanan bu trajik olayın sorumluluğunu üstlendi. Beslan hadisesi, Basayev’in askeri kariyerindeki en tartışmalı olay olma özelliğini hâlâ korumaktadır. Özellikle olayın amacı, hedefi, sonuçları ve elde edilenler noktasında, Basayev’e yöneltilen çok sayıda eleştiri, İslâm dünyasında da gündeme getirilmiştir.
Vladimir Putin, yaşanılan acı olay sonrası Basayev’in başı için 10 milyon dolarlık para ödülü koydu. Çeçen savaşçıları tüm dünya tarafından terörist ilan edildi. Basayev, daha sonra iki defa zehirlenmeye çalışıldı fakat başarılı olunamadı.
2005 yılı Çeçen savaşçılar için ciddi kayıpların olduğu acı bir yıl olmuştu. Önce Çeçenistan'ın meşru Cumhurbaşkanı Aslan Mashadov'un ailesi, daha sonra da kendisi işkencelerle öldürüldü. Aslan Mashadov’un öldürülmesinden bir süre sonra Şamil Basayev’in eşi ve diğer komutanlardan bazılarının aileleri kaçırıldı. Komutanların teslim olmaları karşısında esirleri serbest bırakacaklarını açıklayan FSB’ye, Şamil Basayev bir video kaydında "Onları öldürün, hatta isterseniz yakın. Zaten elbet bir gün şehit olacaklardı. Biz size teslim olmadık ve hiçbir zaman olmayacağız" mesajını iletti.
Ekim ayında Basayev ve askerleri hem intikam hem de Rusya’yı barış görüşmelerine zorlamak amaçlı yeni bir plan yaptı. Plana göre, Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinden olan Kabardey-Balkar’ın başkenti Nalçik ele geçirilecekti. 13 Ekim 2005 tarihinde yola çıkan 100 kadar Kabardeyli ve Çeçen savaşçı, 2 gün sonra Nalçik’e varmış ve çatışmalara başlamıştı. Çatışmalar sırasında Chegem bölgesindeki karakol ele geçirildi ve hafta boyunca 200’den fazla Rus güvenlik elemanı öldürüldü. Daha sonra Putin’in emriyle, 2 bin Rus güvenlik elemanının katıldığı bir operasyonla çatışma bastırıldı ve yaklaşık 65 savaşçı öldürüldü.
17 Haziran 2006'da Çeçenistan'ın meşru lideri Abdulhalim Sadullayev’in öldürülmesi üzerine yerine Dokko Umarov geçmiş ve yayınladığı bir beyanatta Şamil Basayev'i kendisinden sonra cumhurbaşkanı olarak atadığını duyurmuştu.
10 Temmuz 2006 tarihine gelindiğinde İnguşetya’da gizlenen Basayev, yine yaptığı bir plan için yolculuğa çıktı. Bu haber, öncesinden bir muhbir tarafından Rusya’ya bildirmiş ve bunun sonucunda aracına oldukça yüklü miktarda patlayıcı yerleştirilmişti. Araç, seyir halindeyken uzaktan kumanda patlatıldı ve paramparça edildi. Saldırıdan birkaç dakika sonra ise, ağır yaralanan Basayev, hayatını kaybetti.
“Ne zaman öleceğimiz önemli değildir. Asıl önemli olan nasıl öleceğimizdir. Bize düşen şerefimizle ölmektir” sözünü sıklıkla tekrarlayan Şamil Basayev, tam da ölümü arzu ettiği gibi, bombalar sonucu vücudu parçalanarak öldürülmüştü. Basayev’in öldüğüne inanamayan Rus birlikleri, olaydan sonra parçalanmış bedenini hastaneye götürdü ve ölümünün doğrulanmasını istedi. Götürüldüğü hastanede parçalanmış cansız bedenine ağlayarak müdahale etmeye çalışan hemşirenin durumu, taraflı-tarafsız herkesi duygulandırmıştı.
Rusya, Basayev’in ölümünün ardından: “Şamil Selmanoviç Basayev isimli terörist, 15-17 Temmuz tarihleri arasında başkentimiz Moskova'da yapılacak olan G-8 zirvesini basacak ve dünya liderlerini esir alacaktı. Dün itibariyle büyük bir saldırıya imza atacak bu teröristi öldürdük. Artık Çeçen-Kafkas direnişi bitti” açıklamasını yaparak İkinci Çeçen Savaşı’dan Rusya’nın galibiyetle ayrıldığını tüm dünyaya duyurdu.
Yardımcı Kaynak: Mecra