KRONİK İNFLAMASYONUN NEDENLERİ
Kronik inflamasyon, leptin direncine neden olduğunda leptin hormonunun iştah ve kilo kontrolü sinyalleri gönderme becerisini sekteye uğratarak yağın yakılması gerekirken depolanmasına neden olur. Netice de daha çok inflamasyon ve daha çok leptin direncinin geliştiği kısır bir döngü ortaya çıkar.
Bu kısır döngü ise daha çok leptin direncine, daha çok yağ depolanmasına ve daha çok inflamasyona neden olur. Hangi nedenle olursa olsun, vücudumuz bir kez kronik inflamasyona hazır hale geldiğinde “içimizdeki sessiz yangını başlatmak için tek bir kıvılcım dahi yeterli” olabilmektedir.
“Bu kıvılcım” çoğunlukla alkol – sigara gibi toksinler, stres, yıkıcı duygu ve düşünceler, alerjik reaksiyonlar, uykusuzluk, aşırı bedensel yorgunluk, gıda duyarlılıkları veya herhangi bir şekilde oluşan basit bir enfeksiyon gibi nedenlerle ortaya çıkabilmektedir.
Bu durumu “tersine çevirebilmek ise tamamen kendi elimizdedir.” En basit yolu öncelikle kronik inflamasyonu tetikleyen sebepleri öğrenip ortadan kaldırarak, bağışıklık sistemimizi güçlendirecek yaşam tarzına ve bağırsak florası normal bir sindirim sistemine sahip olarak, antioksidan ağırlıklı beslenme düzenine geçmektir.
KRONİK İNFLAMASYON BELİRTİLERİ
Günümüzde vücudumuzdaki inflamasyon düzeyi C – reaktif protein (CRP) gibi iltihap göstergelerinin kanda ölçülmesiyle belirlenmeye çalışılıyor. Ancak bu ölçümlerin sonucu kesin olarak göstermesi mümkün değildir. Çünkü inflamasyon vücudumuzun herhangi bir yerinde, herhangi bir zamanda ve herhangi bir nedenle ortaya çıkabilmektedir ve akut enfeksiyonlar dışındakilerin de bariz bir göstergesi yoktur.
Bu haftanın da, mevcut sağlık sistemi (Ortadoks Tıbbı) hakkında düşünmemize fırsat olması umuduyla…