Ömrümüz boyunca “düşündüğümüz her şeyin, yaşadığımız her olayın, duyduğumuz her sesin, ağzımızdan çıkan her sözün beynimizde kimyasal bir karşılığı olduğu ve başta sağlığımız olmak üzere tüm hayatımızı etkilediği artık kesin olarak biliniyor…”
Bilimsel olarak bilinen bir şey daha var ki; oda “iradeli bir şekilde istememiz halinde iyi ya da kötü otomatik olarak (içimizdeki derin devlet eliyle) yaşadığımız tüm duygularımızı değiştirmemiz mümkündür…”
Beynimizin üst katmanında "bebekliğimizden itibaren öğretilen dini değerler, gelenek/görenekle ilgili kurallar ve başımıza gelen iyi ya da kötü tüm olayların sonucuna göre bir yazılım oluşur."
Eğer kendi irademizle bu programa müdahale edebilirsek istediğimiz şekilde değiştirmemiz mümkündür…
Örneğin “bir insan bebekliğinde veya çocukluğunda acı bir soğanı, bozuk bir peyniri vs. isteyerek yahut isteği dışında yemiş ve tadından nefret etmişse, o insan ömrü boyunca soğan ya da peynir yemeyecektir.” Veya çocukluğundan itibaren “bazı olaylara bakışı veya davranışı çok katı kurallara bağlanmışsa, ömrü boyunca o kuralların dışına çıkması (otomatik olarak) mümkün olmayacaktır…”
Beynimizde “otomatik kurallar haline dönüşen bu duygu, düşünce ya da davranış biçimlerini” ancak “bilinçli ve iradeli bir şekilde isteyip uygulamamız halinde değiştirmemiz mümkün olacaktır…”
Fiziksel veya duygusal en basit problemlerimizi bile “diploma veya sertifika sahibi birilerinin çözmesini beklemek” yerine “vücudumuzu tanıyıp, sistemlerin nasıl çalıştığını az çok öğrenip, aklımızı ve irademizi kullanarak kendi kendimize çözmemizin” daha kolay ve ucuz olduğuna bir kez daha dikkatinizi çekmek istiyorum…
Not: Çocuklarınızı bu bilinçle yetiştirecek olursanız ileriki yaşlarda hem fiziksel hem ruhsal problemleri daha az olacaktır…
Sağlık sistemine bakışımızın değişmesine katkı sağlaması umuduyla hayırlı haftalar…
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....