BURSA ARENA / Haber Merkezi
Küresel Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında bir süredir sokağa çıkma yasağı uygulanan 20 yaş altındaki gençler ve çocuklar, 13 ve 14 Mayıs 2020 tarihlerinde belirlenen 4 saatlik sokak iznini dört gözle bekliyor. Kısıtlamanın öfke, hayal kırıklığı ve sıkıntı hissettirdiğini belirten uzmanlar, bazı çocukların kaygı nedeniyle dışarıya çıkmaktan kaçınabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre yaşı küçük olan çocuklara normalleşmenin yavaş yavaş başladığı, kaygılanacak bir durum olmadığı ancak her ihtimale karşılık mutlaka önlem alması gerektiği uygun bir şekilde anlatılmalı.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Klinik Psikolog Duygu Barlas, evde kalma zorunluluğunun 20 yaş altı gençler ve çocuklar üzerinde oluşturduğu etkilerden bahsederek, 4 saatlik izin sürecine yönelik önerilerini paylaştı.
Kısıtlama öfke, hayal kırıklığı ve sıkıntı hissettirdi
Uzun zamandır evde bulunma durumunun çocuklar ve gençleri sıktığını belirten Klinik Psikolog Duygu Barlas, “İlk başlarda evde olmak, evden derslere katılmak onlara iyi geldi. Ancak daha sonra enerjilerini yönlendirecekleri kısıtlı aktivitelerin olması, arkadaşlarını görememeleri, rutinlerinde bulunan aktivitelerini yapamamaları onların zaman zaman öfke, hayalkırıklığı, sıkıntı hissetmelerine neden oldu. Başlangıçta çok da sorun olmayan bu durum, zaman içerisinde öfke, kaygı ve sıkıntı yaratan bir sürece yerini bıraktı. İsteklerini, planlarını, enerjilerini ya kısıtlamak ya da başka türlü davranışlar ile göstermek zorunda kaldılar” dedi.
4 saatlik izin mutluluk ve kaygı getirdi
4 saatliğine de olsa kısıtlılık hallerinde esneme söz konusu olduğunu hatırlatan Duygu Barlas, “Çocuklar, gençler ve ebeveynler bu durumu mutluluk ile karşıladılar. Ancak öte yandan kaygı hissettiğini söyleyen çokça kişi bulunduğunu biliyoruz. Kaygı, bizi tehlikelerden koruyan, işlevsel bir duygudur. Kaygı duyduğumuz için tehlikeler karşısında bir çok önlem alıyoruz ve uyguluyoruz. Bu 4 saatlik esneklikte de yine bir miktar kaygı duymak işlevsel bir duygu olacaktır. Kaygı karşısında faydalı olabilecek bazı önlemler alınabilir” dedi.
Sokağa çıkmadan bilgilendirme yapılmalı
Duygu Barlas, çocuklar ve gençlerin sokağa çıkmadan bir gün veya birkaç saat öncesinden bilgilendirilmesi gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Önceden bilgilendirilmiş çocuk, yapacaklarını organize etme fırsatı yakalayacaktır. Bu çocuklara ve gençlere iyi gelen bir durumdur çünkü önceden ne yapacağını planlayan çocuk zamanını iyi bir şekilde değerlendirebilecek. Uzun zamandır olumsuz duygular yaşayan gençler ve çocuklar, olumlu duyguları da tekrardan yaşama fırsatı yakalayacaktır. Ayrıca tekrar plan yapabilmek, yaşamları üzerinde kontrol duygusu hissetmelerine de olanak sağlayacaktır. Bir yandan da önceden bilgilendirilen çocuğun dışarı çıkmak ile ilgili duyguları da yakalanmış olacaktır.”
Çocuklar dışarı çıkma kaygısı duyabilir
Çocuklara ve gençlere normalleşme sürecine başlandığının söylenebileceğini ifade eden Barlas, “Dışarı çıkmak ile ilgili kaygı duyan bir çocuğun ebeveynleri tarafından yatıştırılması gerekiyor. Duygusunun yansıtılması ve bu noktada çocuğa nasıl bilgilendirme yapıldığı da çok önemlidir. Konuşmaya sürecin iyiye gittiği bilgisi verilerek başlanabilir. Daha sonra evde kalmanın, maske takmanın, sosyal mesafeyi korunmanın işe yaradığı açıklanarak normalleşme sürecine başlandığı söylenmelidir. Normalleşme sürecinin nasıl olacağı yazılı veya sözlü bir şekilde çocuğa gösterilmelidir” dedi.
‘Virüsün ziyareti bitiyor’ cümlesi daha az kaygılandırıyor
Klinik Psikolog Duygu Barlas yaş gruplarına göre örneklerle anlatım biçimlerini şöyle paylaştı: “Örneğin normalleşme süreci, yaşı çok küçük bir çocuğa merdiven basamakları çizilerek her basamakta üzerine düşen görevler gösterilip anlatılabilir. Konuşulurken ‘virüsün ziyareti bitiyor’ gibi cümleler kullanılırsa daha az kaygı verici olacaktır. Dışarı çıkarken dikkat edilmesi gerekenler çocuk ile konuşularak kararlaştırılabilir. Virüsün belirli vücut parçalarını çok sevdiği, bedenimizi ilk olarak oralardan ziyaret etmek istediği açıklanarak, eğer o vücut bölgelerimizi ziyarete kapatırsak virüse karşı korunaklı olacağımız söylenebilir. Ayrıca virüsün kapalı ve kalabalık yerleri de sevdiği, oralardan da uzak durulursa güvende olacağı konusunda bilgilendirilebilir. Gençler için ise “rutine dönüş” terimi kullanılabilir. Normalleşme sürecinin bir parçası olan ‘dışarı çıkma’ tanımı doğru olarak yapılmalıdır. Bir başka deyişle, bu dışarı çıkmanın eskisinden daha farklı olduğu, virüsü yenmek istediğimiz için çok dikkatli olarak dışarı çıkılması gerektiği yine resim ile anlatılabilir.”