Modern dünyadaki insanlardan pek çoğu, “duayı ilkel Çağlar’dan artakalan, yobazlık göstergesi, içi boş saçma bir inanç gibi değerlendirerek,” gereksiz görebilirler. Ancak “bedenimiz, düşüncemiz ve ruh durumumuz ayrılmaz bir bütündür” ve ancak “hepsi birbiri ile tam anlamı ile entegre olduğunda, sağlığımız optimal seviyeye ulaşabilir.”
“İyileştiren Sözler” (Healing Words) adlı kitabın yazarı “Dr. Larry Dossey, dua etmeyi Tıp Biliminin en iyi saklanan sırlarından biri” olarak kabul ediyor ve “bir başkasına karşı hissedilen sevgi, şefkat ve empati hissi” olarak tanımlayarak, “duanın iyileşmenin güçlü ve meşru (ancak hafife alınan) bir metodu” olduğunu vurguluyor.
Bana göre de “dua etmemek demek, sonsuz kudret, kuvvet, rahmet ve merhamet sahibi tek yaratıcımız olan Rabbimiz le irtibatımızı kesmek demektir.” Halbuki Allah insanları hiçbir konuda başıboş bırakmadığı gibi, dua konusunda da başıboş bırakmamıştır ve,
“Kullarım senden beni sordukları vakit deki, muhakkak ki ben onlara çok yakınım, bana dua edildiği vakit dua edenin isteklerine cevap veririm…” Bakara suresi (2) Ayet 186.
“Eğer duanız olmasa, Rabbim katında ne öneminiz var ki …” Furkan suresi (23) Ayet 77.
“Bana dua edin size cevap vereyim…” Mümin suresi (40)/ Ayet 60
Gibi daha bir çok ayette, tüm kapıların birer birer yüzümüze kapandığında, gücümüzün yetmediği her türlü problem karşısında, yalnız ve çaresiz olmadığımızı hatırlatarak, “her şeye gücü yeten Allah’a sığınarak, O’na dua etmemizi emretmiştir.”
Çünkü “dua” insanın Allah karşısındaki acizliğini fark ederek, gönlünden geçenleri yaratıcısına arz etmesidir. Dua insanın aklını, iradesini, her türlü imkanını kullanarak var gücü ile, elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen, ümit kapılarının birer birer yüzüne kapandığında, mücadele gücünü kaybedip yürekten “bittim ya Rab artık gücüm yetmiyor” diyerek kendisini tek yaratıcısı olan Allah’a teslim etmesidir.
Dua; eğer “hala yapabilecek bir şeylerimiz varsa, sonuna kadar yapmamız, gücümüz varsa o bitinceye kadar kullanmamız, soluğumuzun tükendiği noktada ise, hiç ummadığımız yerden, ummadığımız şekilde önümüzde bir kapı açılacağına dair Allah’a olan imanımızdır.”
Duanın insan psikolojisi üzerindeki etkileri bilinmekle birlikte, “bedensel bir hastalık üzerindeki iyileştirici etkilerinin neler olduğu, bilim insanları tarafından tamamen çözülebilmiş değildir.” Ancak özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde, duanın iyileştirici etkileri üzerine, pek çok bilimsel araştırma yapılmış ve insanlarla paylaşılmıştır.
*ABD’de yayınlanan ünlü Newsweek haber dergisinin, 10 Kasım 2003 tarihli sayısında “Allah ve Sağlık, Din İyi Bir İlaç mı? Bilim Neden İnanmaya Başlıyor” (God &Health is Religion, Good Medicine? Why Science is Starting to Believe) başlığı altında “dinin iyileştirici etkisi kapak konusu yapılmıştır.”
Newsweek’in anketine katılan insanlardan %72’si dua ederek hastalıktan daha çabuk kurtulduklarını, duanın iyileşmeyi kolaylaştırdığına inandıklarını beyan etmişlerdir.
*Michigan Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, dindarlar da depresyon ve stresin daha az görüldüğü tespit edilmiştir.
*Chicago’daki Rush Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre ise, düzenli olarak ibadet ve dua edenlerin erken ölüm oranı, dine bağlı olmayanlara göre %25 daha az olarak tespit edilmiştir.
*Duka Üniversitesi’nin anjiyo operasyonu geçiren 750 hasta üzerinde yaptığı bir araştırmada, dua okuyan kalp hastalarının ameliyattan sonraki ölüm oranlarının, okumayanlara göre %30 daha az olduğu tesbit edilmiştir.
*San Francisco Hastanesinde 393 kalp hastası üzerinde yapılan araştırmada, hastalar ikiye ayrılmış ve 150 hasta için, tanımadıkları kişiler tarafından düzenli olarak dua edilmiş ve bu hastaların ilaç tedavisine, dua edilmeyen diğer hastalardan daha çabuk cevap verdikleri görülmüştür.
*Columbia Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada ise, üreme sorunları yaşayan kişiler için düzenli olarak dua okunmuştur. Bu kişilerde döllenme oranı %8’den %16’ya, embriyonun sağlıklı bir şekilde büyüme oranı ise %25’ten %50’ye yükselmiştir.
Bilimsel olarak yapılan bu çalışmalarda, göstermiştir ki; “duanın, performansımız, psikolojimiz, genel sağlığımız, ruhsal ve fiziksel hastalıklar üzerinde iyileştirici etkisi olduğu, özellikle bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olan bir çok hormonunun salgılanmasını desteklediği, bir çok stres kaynağının ortadan kaldırılmasına, psikolojik durumumuzun düzelmesine, kafamızda ki korku, endişe ve umutsuzluk gibi olumsuz düşüncelerden kurtulmamıza neden olduğu” bir gerçektir.
Alexis Carrel’in Dua kitabında dediği gibi, “hiçbir insan karşılığını almadığı bir dua etmemiştir”. Allah yapılan her duaya mutlaka icabet etmiş, ancak neticeyi dua edenin hayrına olacak şekliyle gerçekleştirmiştir.
Yeter ki dua ederken, “acımasız, taş gibi sertleşmemiş, deniz dibindeki gözlerden uzak çöplükler gibi kirlenmemiş, Allah’a sunabileceğimiz temizlikte, samimi, içten davranabilen, özleyen, sızlayan, ağlayabilen, sessizce feryat edebilen bir yüreğimiz” olsun.
“Cuma gününün sağlık bilincimizin çoğalmasına katkı sağlaması umudu ile bereketli ve mutlu bir hafta sonu geçirmemiz dileğiyle…”