SOLUNUM YOLU HASTALIKLARININ ÇÖZÜMÜ KOLAY…
Modern hayatla birlikte “modern tıp” (Ortadoks tıbbı) ortaya çıkıncaya kadar, insanlık tarihi boyunca hiçbir hastalık yok muydu, hiçbir hasta tedavi edilmedi mi, hiçbir ilaç kullanılmadı mı ki; tüm insanlık “adı ilaç olan ama ne işe yaradığını asla araştırmadığımız veya bilmediğimiz kimyasallara mahkum olduk veya edildik.”
Özellikle “Pandemi dönemi ve sonrasında” son üç yıldır dünya genelinde yapılan uygulamalar ve insanların çaresizliği göstermiştir ki; “modern sağlık sistemi (Ortadoks tıbbı) hastalıklara çözüm bulmak konusunda reklamı yapıldığı kadar başarılı değil.” Bu durumda birey olarak bizler “çaresizliği kabullenip (köleler gibi) çözümü hep başkasından beklemek zorunda mıyız, kendi sağlığımız için yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu?”
Tabii ki “bütün hastalıklara karşı yapılabilecek çok şey var,” ancak burada içinde bulunduğumuz kış mevsimi nedeniyle çoğumuzun başına daha sık gelebilecek olan “üst solunum yolu hastalıklarıyla ilgili” önerilerde bulunmak istiyorum.
Eğer; kendiniz, çocuklarınız ya da yaşça büyükleriniz hasta olmadan önce “ani sıcaklık değişimlerine karşı gereken tedbirleri alarak, bağışıklık sisteminizi zayıflatacak düşünce ve davranışlardan uzak durarak, genel beslenme kurallarına uyarak, toksinlerden uzak durarak,” aşağıda vereceğim tarifleri (başka tariflerde olabilir) uygularsanız, kış boyunca evinize solunum yolu hastalıklarının çok zor uğrayacağından emin olabilirsiniz.
*Sabahları aç karnına, bir su bardağı ılık su içerisine yarım limon sıkıp, yaş durumuna göre, (bir çay kaşığından, bir çorba kaşığına kadar) yeterli miktarda hakiki bal katarak içmeyi ya da içirmeyi alışkanlık haline getirin. Hem bünyeyi güçlendirir enerji verir hem de yağ yıkımına destek olur, cildinizi güzelleştirir.
*Ev yapımı olması şartıyla aynı karışımı, limon suyu yerine elma ya da alıç sirkesi kullanarak da uygulayabilirsiniz (sirke miktarı da yaş durumuna göre ayarlanmalı ve bir çay kaşığından az, bir çorba kaşığından fazla olmamalıdır). Bal miktarını da yaş ve kilo durumuna göre ayarlamalısınız.
*Taze zencefili az bir miktar (kişi başı ortalama bir fındık büyüklüğünde) rendeleyin, çay gibi demleyin. Ilıdıktan sonra içerisine bir limon sıkın, yeteri kadar (bir çay kaşığından – iki tatlı kaşığına kadar) hakiki balla tatlandırarak yudum yudum için ya da içirin.
*Rendelenmiş taze zencefili, (yaş durumuna göre yarım çay kaşığından, bir tatlı kaşığına kadar rendelenmiş olarak) taze sıkılmış limon, portakal, havuç, nar ya da elma suyuna karıştırarak için ya da içirin.
*Zaman zaman kırmızı pancar suyu (1/4 oranında olmalı) ile (bulabilirseniz siyah havuç daha etkilidir) havuç suyunu (3/4 oranında) karıştırarak için veya içirin.
*Akşamları, ayva yaprağı, ıhlamur, kuş burnu, hibiskus, nar çiçeği, havlıcan, tarçın, ada çayı, papatya, kekik gibi bitkileri, damak tadınıza göre ikişer üçer ya da daha fazla sayıda karıştırıp, çay gibi demleyerek (kaynatmadan) her gün içmeyi alışkanlık haline getirin.
*Banyonuz müsait ise, zaman zaman bitki banyosu yapmanız da tüm enfeksiyonel hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde faydalı olacaktır. Enfeksiyona karşı etkili olan, altın otu, ada çayı, fesleğen, gül, lavanta, hanım eli, reyhan, ıhlamur, sarı kantaron, kekik, papatya, karabaş otu, yavşan otu, sığır kuyruğu gibi bitkilerden mevcut olan birkaç çeşidini, (toplam iki avuç dolusu kadar) karıştırıp üzerini suyla doldurup, bir tencerede kaynatın.
Küveti sıcak su ile doldurun. Kaynattığınız bitkilerin suyunu bir elek yardımıyla dolu küvete boşaltıp karıştırın. En az 15-20 dakika içerisinde yatarak hiç durulanmadan çıkın ve kalın bir örtünün altında bir süre dinlenin. Hem virüslerin yok edilmesinde faydalı olacak, hem de ter yoluyla atılan toksinler sizi rahatlatıp, iyileşmenize yardımcı olacaktır.
*Ev ya da iş yerinizde (corona korkusuyla alıştırıldığınız) çamaşır suyu veya alkolü dezenfektan olarak kullanmak yerine, basit bir difüzör veya buhurdanlık içerisine damlatacağınız 3-5 damla (hakiki) kekik, papatya, okaliptüs, defne, yarpuz veya nane yağı ile “hem ortamı dezenfekte edin hem de güzel kokmasını sağlayın.”
Bunlara rağmen hasta olmuşsanız, ya da hastalığınız düzelmiyorsa kesinlikle beslenmeniz çok bozuk, sindirim sisteminiz iyi çalışmıyor, gerekli mikro gıdaları alamıyor, yediklerinize içtiklerinize dikkat etmiyor veya vücudunuza içki, sigara, glikoz gibi ağır toksinler alıyorsunuz demektir.
Bu durumda ise “endişelenip korkuya kapılmadan (vaktiniz uygunsa) dinlenerek, beslenmenize biraz daha dikkat ederek, toksinlerden uzak durarak, kullandığınız doğal karışımları çeşitlendirip kullanım miktarını artırarak” şikayetlerinizin ortadan kalkmasını sağlayabilirsiniz.
(Geniş bilgi “Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim’” de)
Yeni haftanın yeni umutlara vesile olması dileğiyle…