Eminim ki bu soruya, “sonu hüsranla biten diyet programlarını defalarca denemiş olanlar bile” evet diyeceklerdir. İnanması çok zor ama gerçekten “hem kalıcı olarak zayıflamak hem sağlığımıza kavuşmak hem de hayatımızın geri kalan kısmını sağlıklı şekilde sürdürmek” mümkün.

Eğer gerçekten zayıflamak ve sağlığımıza kavuşmak istiyorsak, bu iş “çok meşhur diyet programlarıyla veya bilmem hangi ünlünün içtiği bilmem ne zayıflama çayıyla yahut mucize bitkilerle yada kilo verdirici haplarla değil, tamamen kendi isteğimizle, kendi emeğimizle, kendi gayretimizle ve kendi sabrımızla olacaktır.

Burada benim size yapacağım iyilik, “yüzlerce beslenme veya diyet kitaplarından derlenmiş (mümkün olduğu kadar) doğru bilgileri anlaşılır ve uygulanır hale getirerek, hayat tarzınızı ve beslenme şeklinizi değiştirerek zayıflayıp sağlığınıza kavuşmanıza yardımcı olmaktır.

Burada “bilinçli bir şekilde zayıflayarak sağlığınıza kavuşacaksınız” cümlesini rast gele kullanmıyorum. Çünkü yazdıklarımı dikkatlice okuyup uygulamanız halinde; “başta şeker ve tansiyon olmak üzere, inflamasyona, kireçlenmeye, kemik erimesine, kolesterol, trigiliserit ve ürik asit yüksekliklerine bağlı, başta kalp – damar hastalıkları olmak üzere yüzlerce hastalıktan kurtulacağınızdan, daha zinde, daha genç bir görünüşe sahip olacağınızdan eminim.”   

Yılların tecrübesiyle biliyorum ki “uzun makaleler okunmuyor ve ciddi emekler sonucu yazılı hale getirilen altından değerli bilgilerin pek çoğu işe yaramayıp çöp oluyor.” Bu nedenle, kitap haline getirmeyi tasarladığım “zayıflayarak sağlığımıza nasıl kavuşacağımız” konusunu parça parça makaleler halinde yazmayı düşünüyorum. Ve yıllardır ilk defa “okuyanlardan (mutlaka) kısacıkta olsa geri dönüş yaparak kendi gruplarında paylaşmalarını istiyorum.” Çünkü dönüşlere göre hazırlayacağım grubun dışındakilere (yani okumayanlara) gönderip, cep telefonumun hafızasını boş yere doldurmak istemiyorum.

Öncelikle beslenmenin “midemizi içine atacağımız her şeyi öğütecek bir makine gibi rast gele doldurmak olmadığını” öğrenmek zorunda olduğumuzu anlatabilmek için “beslenmenin ne olduğunu ve önemini kısaca yazmak istiyorum.

BESLENME NEDİR?..

“Artık tüm dünyadaki araştırmacılardan toplanan kanıtlar, kan[1]seri önlemede yararlı olan beslenme tarzının; kalp hastalıkları,

obezite, diyabet, katarakt, maküler dejenerasyon, alzheimer,

bilişsel bozukluklar, multibil sekleroz, osteoporoz ve diğer hastalıklar içinde yararlı olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu beslenme tarzı, genleri veya kişisel yatkınlığı ne olursa olsun herkes için yararlıdır.

Colin Campbell & Thomas M. Cambell II  / Kansere Karşı Doğru Beslenme Rehberi

Doğru beslenme; büyümek, gelişmek, kaliteli, sağlıklı, enerjik ve üretken bir hayat sürdürebilmemiz için ihtiyacımız olan; karbonhidratlar, proteinler, elementler, mineraller, vitaminler ve yağ asitleri gibi mikro gıdaları temin edebilmek amacıyla belirli zamanlar[1]da, kurallarına uygun ve dengeli bir şekilde düzenli olarak yapılması gereken bir eylemdir.

Yeryüzünde birbirinin aynı olan iki tane çakıl taşı ya da iki adet kar tanesi bile bulmak mümkün değildir. Aynı şekilde hiçbir insanın dudak izi, dil izi, parmak izi, burnu ya da sesi bir başkası ile asla aynı değildir.

Buradan şu sonuca varabiliriz: “Dünyada tıpatıp birbirinin aynı olan iki insan yoktur.” Her insanın farklı bedeni, farklı yetenekleri, farklı zayıflıkları ve farklı gıda ihtiyaçları vardır. Halbuki “bütün diyet programları, tüm insanların metabolizması aynı şekilde çalışıyor düşüncesiyle hazırlanmaktadır.”

Oysa ki mikro gıdalar (genel olarak) kendi başlarına hareket etmek yerine, hep birlikte bir takım gibi çalışırlar. Bir tekinin eksikliği bile çok ciddi besin yetersizlikleri ve vücudumuzdaki sistemlerin birçoğunda fonksiyon bozuklukları ile sonuçlanabilecek birçok olaylar zincirine neden olabilir.

Tek bir besin yetersizliği, örneğin B3 vitamini yetersizliği C vitamini emilimini engeller, C vitamini yetersizliği Demir emilimini engeller, Demir yetersizliği aşırı Bakır emilimine neden olur, aşırı Bakır emilimi Nikelin metabolize edilmesini engeller, bu durum Demirin metabolize edilmesini etkiler vs vs

Dr. Joseph Beasley / The Kellogg Report (Kellogg Raporu)

Eğer vücudumuzda sadece B3 vitamini eksikliği ile yukarıda sayılan zincirleme etkileşimler oluşabiliyorsa, “diyet programına göre beslenerek zayıflayacağını (geçici olarak zayıflayabilirsiniz) zannederek gıda kısıtlamasına giden” veya sürekli kötü beslenerek pek çok mikro gıda yoksunu insanlarımızın “vücutlarında neler olup bittiğini” hayal bile etmek çok zor. Kilo alırken sağlığını kaybeden birçok insan, “kilo vermeye uğraşırken de sağlığını kaybettiğinin farkında bile olmuyor.”

Normal şartlarda vücudumuzda “her saniye 10 milyondan fazla hücremiz yenilenir.” Yediğimiz besinler ölen bu hücrelerin yerine yenilerini imal etmek ve korumak için yeteri kadar mikro gıda içermiyorsa, “beynimizden daha çok ye” mesajı gönderilir. “Uyguladığınız diyet programı kaç kalorilik olursa olsun bu mesaj kaçınılmazdır ve mikro gıda ihtiyacı karşılanmayan her vücut daha çok yemek ister. Tabi ki ters orantılı olarak yediklerimiz arttıkça sürekli kilo alırız ve sağlığımız bozulur.”

Sağlıklı ve doğru şekilde beslenmek,” sadece vücudumuzun tüm hücrelerinin sağlıklı olmasına destek olup kilo verdirip, ide[1]al kilonuza ulaştırarak, hastalıkların önlenmesine yardımcı olmakla kalmaz. Aynı zamanda hem fiziksel hem de ruhsal açıdan etkileyerek, daha mutlu, daha enerjik, daha genç görünmenize ve “uzun yıllar sağlıklı yaşamamıza” da destek olur.

DOĞRU BESLENMEMİZİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER…

Gelecek makalede inşallah.

Sağlık bilincimizin değişmesine, daha sağlıklı, daha mutlu yaşamamıza katkı sağlaması umudu ile hafta sonunun iyilik yapanların çoğalmasına vesile olmasını diliyorum..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.