Modern hayata uyum sağlamak adına köyleri terk ettik; yapay yiyecek, içecek ve sayısız kimyasallarla sağlığımızı bozup organik her şeye hasret kaldık.
Sonra doğal yiyecek hasretini gidermek için organik avına çıktık. Boşluğu gören kapitalizm “organik” kelimesini parlatarak fiyatları ikiye-üçe katlayıp rafları,
Organik ekmek,
Organik yumurta,
Organik süt,
Organik yoğurt,
Organik sebze,
Organik meyve gibi sahte organiklerle doldurmaya başladı.
70 yıl önce terk etmeye başladığımız köylerimize geri dönmek yerine, köy ürünleriyle köyümüzü devasa şehirlere getirmeye çalıştık ama olmadı.
Çünkü şehir hayatını bize kakalayan kapitalizmin organik etiketli kazıklarını yedikçe köydeki insanlığın, arkadaşlığın, iyi niyetin, samimiyetin, dürüstlüğün ve dostluğun organik etiketli yiyeceklerde olmadığını, "organiklerdeki hedefin de sadece daha çok para kazanmak olduğunu" fark etmeye başladık.
Robot teknolojisinin gelişmesiyle piyasaya;
Hasetlik duygusu olmayan dostlar,
Gizlimizi paylaşabileceğimiz sırdaşlar,
Kin gütmeyen arkadaşlar,
Sıkışınca satmayacak, yarı yolda bırakmayacak yoldaşlar,
Çıkarsa şaşırmayalım…
Çünkü, dolandırıcılığın “sosyal mühendislik” olarak meşrulaştığı şehir hayatında, insan oluşumuzun en önemli göstergeleri olan “dostluk, arkadaşlık, dürüstlük, iyi niyet, vicdan, güven” gibi özellikler yok oldu…
Her şeye rağmen insani özelliklerini kaybetmemiş olanlara selam olsun…