Hayat pahalılığı ve paranın değerinin düşmesi ciddi ekonomik sıkıntı çekmemize sebep oluyor.

İnsanlarda alım gücü bırakmayan pahalılık ve her yeni güne yeni bir zam haberiyle başladığımız bir süreç yaşıyoruz.

Enflasyonun yüksek olması alım gücünü zorlaştırıyor, hatta bazı şeyler için yok ediyor.

İnsanlar, sağlıkla ayakta kalabilmek için gerekli olan temel gıdayı alamaz hale geldi.

Hatta yavan ekmeğe katık bulmak dahi güçleşti.

Ekonomik sorun yaşamayan, düzenli yüklü miktarda geliri olan insanlar etkilenmediyse de, toplumun geneli ciddi boyutta sıkıntılı bir sürece girdi.

Oysaki sosyal devletin görev ve sorumluluğu, vatandaşını refah içinde yaşatmak, gelir dağılımında adaleti sağlamak değil mi?

Gelir düzeyi düşük olan halk, bu pahalılığın altında eziliyor.

Son ekonomik krizde, kentlerde yaşayan insanlarımızı, köylerde yaşayanların temel gıda üretimiyle desteklediğini hatırlıyorum. Şimdi köyden kente tarım ürünü gıdaların dahi getirilemez olduğunu görüyoruz. Marketler ithal ürünlerle dolu ve fiyatları da aldı başını gidiyor. Kısıtlı imkânlarla üretilmeye çalışılan yerli gıdaların da maliyet girdileri nedeniyle aynı fiyat artışlarında oldukları da bir gerçek.. Elektrik, akaryakıt, tohum, gübre ve diğer her şeye yapılan rekor zamların, tarımı, hayvancılığı da ciddi şekilde olumsuz etkilediği ortada..

Sürekli değişen etiketler ve fiyatlar el yakıyor. Markette raftan aldığımız bir ürünün fiyatının kasaya ulaşıncaya kadar zamlandığı bu dönemde, hiç değilse daha ucuz diye düşündüğümüz semt pazarlarında da fiyatlar uçuk.

İnsanlar emekli olunca küçük bir sahil kasabasına veya kendi köyüne yerleşme planları yaparlardı bir zamanlar. Kentlerde yaşamak zor olduğu gibi, eskiden daha kolay olan köyde yaşamın da artık imkânsız hale geldiğini görüyoruz.

Günü zor kotarırken, yılın yorgunluğunu atmak için gerekli olan mütevazı bir tatil programı yapmak bile sanki hayal oldu.

Bırakalım tatili, asgari ücretle geçinmeye çalışan, evi kira, çocuklu bir ailenin mutfak masrafı yetersiz olduğu için, açlık sınırının altında olması!

Ve bunların yanında, yıllar boyu süregelen işsizlik de başlı başına ayrı bir sorun.

Ne kadar acı değil mi?

Hepimizin önceliği olan; başımızı sokacak bir ev almak, geçindirecek bir gelirimizin olması, kimseye muhtaç olmadan hayatı idame ettirmek.. gibi masumane müştereklerimizin dahi artık lüks hale gelmesi ne kadar üzücü.. Gençlerimiz evlenmeye, yuva kurmaya korkar oldular. Bunun da ötesinde Türk toplumunun mihenk taşı olan “Aile” müessesesi süratle dağılmaya başladı.

..

Bu durumlar halkın genelinde mutsuzluk ve huzursuzluk yaratıyor.

Hoşgörü, iyi niyet gibi naif duygular yok olup, yerini endişe, kaygı ve öfkeye bırakıyor.

Herkes sinirli, herkes öfke kontrolsüz ve herkes barut gibi..

Bir taraftan da sinsi sinsi yayılan uyuşturucu, fuhuş ve dolandırıcılık gibi tehlikeler..

Arsız, hırsız, uğursuz insanların sayısı gün geçtikçe çoğalıyor, adli olaylar artıyor.

İyi de nereye kadar bu gidişat?

Hayat pahalılığının yüzdesini tespit eden kurum dahi net sayı vermezken, halk bunu daha iyi cevaplıyor. Hangi mala ve hizmete ne kadar zam geldiğini, paramızın değerinin ve bu bağlamda insan emeğinin ne kadar ucuzlatıldığını, hatta her ayın enflasyon oranını halk daha iyi biliyor.

Evet, hayat çok pahalı olmaya başladı ve halkın alım gücü günden güne düşüyor.

Öyle “gerekirse simit yiyeceğiz” diyenler gibi basite indirgenmeyecek kadar ciddi, üzerinde espri yapılmayacak kadar acı bir gerçek.

İyi de nereye kadar bu gidişat?

Ey Devlet Baba,

Nereye kadar?..

Tüm bu sorunların çözüldüğü, aydınlık ve huzurlu günler diliyorum.

Sağlıkla, saygıyla, sevgiyle kalın.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ada Soysal 2 yıl önce

Ellerinize sağlık, hepimizin ortak sorununu dile getirdiğiniz için. Sevgiler.

Avatar
Şayan Ercan 2 yıl önce

Teşekkür ederim Ada hanım, evet hepimizin ortak sorunu.