Başlıkta, cezaevinden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne ‘uzanan yol’ demedim, ‘uzayan’ yol demeyi tercih ettim.

Gerçekte o yol, uzattıkça uzatılan, engeller, engebeler oluşturulan bir yol…

Düşünün ki, tutuklu olarak cezaevinde bulunan, hakkında henüz kesinleşmiş bir ceza kararı bulunmayan bir kişi, Yüksek Seçim Kurulu’nun süzgecinden geçerek aday oluyor, seçmenlerin tercihiyle milletvekili seçiliyor, TBMM Genel Kurulu’ndaki ant içme töreninde ismi okunuyor, ancak cezaevinden çıkarak gelip yemin edemiyor. Tıpkı, Gezi Parkı davasından tutuklu olarak cezaevindeyken Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen avukat Can Atalay'ın TBMM’de ant içmek için tahliye edilmesini beklemesi gibi.

Bu sorunun yoğun olarak Ergenekon davaları sırasında yaşandığı aklımızda kalsa da, Türk demokrasi tarihinde bir çok seçim döneminde aynı sorunun yaşandığını küçük bir araştırma yapınca gözlemliyoruz.

GAZETE SAHİBİ MÜMTAZ FAİK FENİK

Cezaevinden TBMM’ye uzanan yolun ilk yolcusu gazeteci Mümtaz Faik Fenik oldu.

İstanbul Hukuk Fakültesi ve Brüksel İktisat Fakültesi mezunu olan Fenik, Demokrat Parti’yi destekleyen Zafer Gazetesi’nin kurucusu, başyazarı ve Genel Yayın Yönetmeni’ydi.

CHP’nin iktidarda olduğu 1950 yılının Şubat ayında tutuklandı. Çok partili hayata geçilmesini sağlayan 14 Mayıs 1950 Milletvekili Genel Seçimi’ne tutuklu olarak cezaevindeyken katılan Mümtaz Faik Fenik, Demokrat Parti’nin tek başına seçimi kazanmasının ardından tahliye edilerek TBMM’nin çalışmalarına katıldı. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan ve Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin kurucuları arasında bulunan Fenik, 2 dönem milletvekilliği yaptı.

OSMAN BÖLÜKBAŞI İKİNCİ ÖRNEK

Çetin bir politikacı ve iyi bir konuşmacı olan Osman Bölükbaşı, 1950 Genel Seçiminde Millet Partisi'nin tek milletvekili olarak Kırşehir'den TBMM’ye girdi. Partisi, laikliğe aykırı politika ürettiği gerekçesiyle 1953 yılında kapatıldı. Bunun üzerine Şubat 1954'te, bir grup eski millet partisi üyesi ile birlikte Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurdu ve Genel Başkanı oldu.

Bölükbaşı 1957’deki Genel Seçimde yüzde 44 oy alarak yeniden Kırşehir Milletvekili seçilince, Demokrat Parti Hükûmeti Kırşehir'i ilçe yaparak Nevşehir'e bağladı. Kırşehir, Haziran 1957’de, bazı ilçeleri Nevşehir’de bırakılarak yeniden il durumuna getirilirken, Bölükbaşı ise, Temmuz 1957'de hükümetin manevi şahsiyetine hakaret ettiği iddiasıyla tutuklandı. Ekim 1957 Genel Seçiminde cezaevinde olan Osman Bölükbaşı, Cumhuriyetçi Millet Partisi'nden seçilen 4 milletvekilinin arasında yer aldı. Seçimden sonra milletvekili yeminini, Ankara Merkez Ulucanlar Cezaevi’nin 10. Koğuşunda, TBMM Başkanlığı'nın görevlendirdiği bir Başkanlık Divanı Üyesi ile koğuştaki hükümlü ve tutukluların önünde yaptı.

SEBAHAT TUNCEL’E KOLAY TAHLİYE

Tutuklu olarak cezaevindeyken milletvekili seçilen bir başka isim ise Sebahat Tuncel’di. Kocaeli'nin Gebze ilçesinde 9 aydır ‘yasa dışı örgüte üye olmak’ suçundan tutuklu iken 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan Genel Seçimde İstanbul 3. Bölge'den bağımsız milletvekili seçilen Tuncel, yargılandığı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, anayasanın yasama dokunulmazlığını düzenleyen 83. maddesi gereğince verdiği tahliye kararı üzerine, 25 Temmuz 2007 tarihinde cezaevinden tahliye edildi.

AHMET TÜRK SEÇİM ÇALIŞMALARINA KATILAMADI

Ahmet Türk de, cezaevindeyken seçime katılan ve milletvekili seçilen siyasetçilerden biri.

1981 ve 1986 yıllarında iki kez Diyarbakır Cezaevi'ne giren Türk, 1987'de cezaevindeyken SHP adayı olarak seçime katıldı. Seçim kampanyası sırasında cezaevinde olan Türk, oy verme gününden kısa bir süre önce tahliye edildiği için milletvekili yemin törenine katılmasında sorun yaşanmadı.

Ayrıca, Mardin Milletvekili Nurettin Yılmaz da, Ahmet Türk gibi seçimlerin yapılmasından kısa süre önce cezaevinden çıkıp Meclis'e girenler arasında yer aldı.

CHP’NİN TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ RAPORU

Tutuklu olarak cezaevindeyken seçime katılan ve milletvekili seçilenler ile bunların TBMM çalışmalarına katılabilmeleri için tahliyeleri konusunda verilen mücadeleyi ise CHP’nin hazırlattığı rapordan özetleyelim:

SEÇİM ÖNCESİ

İkinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından gazeteci Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan ve Başkent Üniversitesi Rektörü Profesör Mehmet Haberal, CHP'den milletvekili aday adayı oldular. Nisan 2011'de Yüksek Seçim Kurulu'na verilen aday listesinde Balbay ve Haberal'a yer verilirken, Özkan yer almadı. YSK, BDP'den bağımsız olarak müracaat eden yedi adaydan, İsa Gürbüz dışındakilerin seçime katılabileceğine karar verdi.

SEÇİM SONRASI

12 Haziran 2011'de yapılan seçimler sonucunda, tutuklu CHP adaylarından Balbay ile Haberal, BDP destekli KCK davası tutuklu adaylarından da Mehmet Hatip Dicle Diyarbakır'dan, Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız Şırnak’tan, İbrahim Ayhan Şanlıurfa'dan, Gülser Yıldırım Mardin'den milletvekili seçildi. YSK, Diyarbakır Cezaevinde olan ve hakkında kesinleşmiş ceza hükmü bulunduğu tespit edilen Hatip Dicle’nin milletvekilliğini ise düşürdü.

TUTUKLU VEKİLLER TAHLİYE EDİLMİYOR

Balyoz davasında yargılanan ve MHP'den milletvekili seçilen Engin Alan'ın mazbatasını avukatı aldı ve tahliye başvurusunda bulundu. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi ve bir üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye talebini reddetti.

Ergenekon davasından ötürü tutuklu olarak yargılanan ve CHP’den aday olup milletvekili seçilen Mustafa Balbay’ın mazbatasını avukatı, Mehmet Haberal’ın mazbatasını ise oğlu aldı. 2 Milletvekilinin tahliye talepleri de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi.

TBMM’de yemin krizi, 12 Haziran 2011 seçimleri sonucu meclise girmeye hak kazanan tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesi ve Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi nedeniyle yaşandı.

Yeni Yasama Dönemine başlayan TBMM’nin ilk birleşimine katılan CHP milletvekilleri, (en yaşlı üye sıfatıyla Geçici Meclis Başkanlığı yapan Oktay Ekşi hariç) yemin etmedi.

Diyarbakır'da görülen KCK davasında tutuklu olarak yargılanırken bağımsız milletvekili seçilen Selma Irmak, Kemal Aktaş, Faysal Sarıyıldız, İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım ile YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle, Diyarbakır 5. ve 6. Ağır Ceza Mahkemelerine tahliye isteminde bulundu. Ancak tahliye taleplerinin tümü reddedildi. Bunun üzerine TBMM’deki and içme törenini boykot eden partililer Diyarbakır'da toplandı.

SORUNA ÇÖZÜM ARAYIŞLARI

Sorunla ilgili başlatılan çözüm arayışları kapsamında, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve AKP yönetiminin yeşil ışık yakması sonucu, CHP milletvekillerinin yemin etmesi kararı alındı. CHP milletvekilleri Temmuz ayında, boykota son veren BDP destekli milletvekilleri de 1 Ekim 2011’de başlayan İkinci Yasama yılının ilk birleşiminde and içtiler.  

CHP’li tutuklu milletvekillerinden Prof. Mehmet Haberal 5 Ağutos 2013, Mustafa Balbay da 9 Aralık 2013 tarihinde tahliye edildi.

Tutuklu BDP milletvekillerinden İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım'ın tahliyeleri ise 3 Ocak 2014 tarihinde gerçekleşti.

Tutuklu diğer milletvekilleri de takip eden aylardaki farklı tarihlerde serbest kalarak and içti ve TBMM çalışmalarına katılmaya başladı.

CHP’li Balbay ve BDP’li milletvekillerinin tahliyelerinde Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararları etkili oldu.

---

İYİ HAFTALAR

remzidilan_48@hotmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.