Tarihi günlerden geçmekteyiz!
ABD başkanı Türkiye seçimleri ile ilgili olarak aleni taraf olmakla kalmadığı gibi Türkiye’deki seçimlerin dünya için önemini ifade etmiştir.
Gerçekten Türkiye’nin seçimi ya “kandil”de bayram yaptıracak, teröristleri ve ABD türevlerini sevindirecek ya da aziz milletimiz kendi milli yolunu seçecek ve o yolda yürüyecektir.
“Yedi Kocalı Hürmüz” ülke bu yedili ile yönetilecekmiş!?
Masa meselesi meğer neymiş!
Önceleri altılı yok yedili masa tartışmaları sürdü gitti.
Ancak tartışmanın nirengi noktası hatalıydı. İttifak diye sunulan ve kamuoyundan sakladıklarını zannettikleri yapı, CHP HDP AKSINDAN başka bir şey değildi.
Madem durum bu ise, masanın diğer ayakları Akşener, Davutoğlu (o2), Babacan (o4), Karamollaoğlu (o4/6) ve adını hatırlamadığım iri kıyım diğer parti başkanı (o) masanın nesi oluyorlardı?
Dekoru/garnitürü durumuna düştüler, masanın dekoru oldular!
Öyle olmasa Akşener’in partisi dışındakilerin dört partinin anketlere göre toplam 1.2 civarına oy alabildikleri ifade ediliyor. YRP ise dört ayrı anket şirketine göre 1.5 ila 1.8 arasında olduğu ifade edildiği düşünüldüğünde, dört partinin toplamından bir buçuk kat fazla oy oranı olan YRP kadar bile etmediği halde bu partilerin cakasının, pohpohlanmalarının sebebi nedir?
Kendileri de oy oranlarını bal gibi biliyorlar! Birkaç milletvekilliği veya “Erdoğan”la rövanş hevesi ile masa etrafında olmuşsalar da kendilerini hazin ve ibretlik siyasi son beklemektedir.
Seçim sürecine kadar süreci iyi götüren YRP, bu seçimde ilk defa seçmen huzuruna çıkmaktadır! YRP nin söylemleri, iddiaları ve halkın huzuruna çıkardıkları adayları seçmenler liyakatli ve ehil bulacak mı? Adaylar seçmende karşılık bulacak mı?
Seçmen YRP sini ülke geleceğinde, siyaset arenasında görmeye değer bulacak mı?
Seçimlerden sonra göreceğiz!
Aday belirlemede diğer siyasi partiler de görmeye alıştığımız, para, hemşehri, onun oğlu bunun bilmiyorum nesi yada ahbap çavuş ilişkisi veya sen ben bizim oğlan döngüsü mü yaşandı bekleyip göreceğiz!
Umarız insanların milli görüş’e susadığı bir ortamda liyakat samimiyet bilgi birikimi ile topluma faydalı insanlardan oluşmuş olsun!
Şayet böyle değilse YRP aşısından zor bir süreç başlamış demektir. Nihayetinde seçmen takdirini ve tekdirini sandıkta göstereceğinden kimsenin şüphesi olmasın!
Siyasi partilerin binbir atraksiyonunu, seçmen çözümlemesi ve buna cevabı;
Seçmenin feraseti ve idraki siyasi partilerin kendi aralarında ve birlikteliklerinde kapalı kapılar arkasında yaptıkları plan ve ayak oyunlarını çözmeye yetmiş bu defada yetecek ve gerekli cevabı sandıkta kendilerine verecektir!
Benzemezlerin ittifakında ilk hamleleri,
Önceki seçimlerde yapılan ittifaktan Akşener karlı çıktı partisinin baraj sorununu çözdü ve geçici de olsa MHP seçmeni üzerinde “daha milliyetçi” profili çizmeyi bazı bölgelerde başardı. Ama aynı Akşener masadan umulmadık darbe yedi masayı kumar masası olarak, noter masası niteledi ise de masaya tıpış tıpış dönmüş olması sonucu bu seçimde Akşener’i umulmadık hezimet beklemektedir. Ayrıca kendisini destekleyen seçmenin parti yönetimi konusunda dizaynı ile karşı karşıya kalacak! Bu seçim Akşener için yolun sonu olabilir!
Karamollaoğlu’nun CHP ile ittifak tercihi sonucu SP geçen seçimlerde Rize’nin, Trabzon’un dağlarında CHP’nin kerametlerini(!) anlattılar! Oysa Merhum Baykal’ın Rize’de yaşlı bir kadının su dolu ibriğini yardım için taşıması ve Rizeli teyze ile diyaloğu hatırlatmak isterim. Kadına ibriği taşıyanın CHP Benel Başkanı Baykal olduğunun söylemesi üzerine “uy ben o suyla abdest alacaktım şimdi bu suyla abdest alınmaz!” Dediği unutulmamış ve CHP inançlı insanlarla arasındaki aşılmaz engeli SP’nin milletvekili adayları ve partili görevlilerce adeta aklaması ve bölge halkına CHP’nin kerametlerini anlatması sonucunda ise SP açısından dağ “fare” doğurmuştu. SP bu ittifaktan sadece iki milletvekili kazanmış, kazandığı vekillerden birisi ise yuvasına yani CHP’ye dönmesi ile sonuçlanmıştı. SP bu seçimde de gene aynısını yapacak CHP’nin kerametlerini anlatacak!
Bu seçimlerde SP ne kazanma ihtimali olan yerlerde listelerde yer verilmiş olması SP yi millet nezdinde ittifaktaki konumunu aklamaya yetmez.
SP açısından durum daha içinden çıkılmaz hal almış SP seçmenin gönlünden düştüğü gerçeği ile baş başa kalmışlardır.
Sayın Karamollaoğlu açısından başka bir durum ise seksen üç yaşından sonra SP önünde Kılıçdaroğlu’nun sunuculuğunu yapması, bu da yetmezmiş gibi Ayasofya’nın bir bölümünün müze haline getirilmesini teklif etmesi! İnsan olan biten karşısında hayretini gizleyemiyor!
Karamollaoğlu’nun milletin zihninde bırakacağı iz bundan başka bir şey olmayacaktır!
Babacan ve Davutoğlu’na gelince değerlendirme yapmaya bile gerek olmadığını düşünüyorum. Parti teşkilatlarının bir bir dağılmakta olduğunu bilmeyen yok!
Sonuç olarak bazı siyasetçi ve partilerin seçimlerden sonra siyasi mevta haline gelecekleri kaçınılmaz görünmektedir.
Kılıçdaroğlu’nun HDP’ye verdiği sözleri nasıl hazmediyorlar! Bu nasıl “milliyetçilik”tir. Şayet kaldıysa bu nasıl “Milli Görüş” anlayışıdır. Bunları görmezlikten gelmenin ne milliyetçilik ile ne Milli Görüş ile ne de vatanperverlikle ilgisi asla yoktur. Bu nasıl devlet yönetme anlayışıdır!
Bu gidiş çok tehlikeli gidiştir!
Şimdi gelelim CHP-HDP aksına;
Başta Kılıçdaroğlu ve HDP sözcülerinin açıklamalarından anlaşılan, Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması halinde Allah korusun ülkemizde iç savaşın fitilini ateşleyecek mahiyette olduğudur!
İttifakın en karlı tarafı HDP olmuştur. Öcalan’a özgürlük taleplerine ses çıkarmayan Kılıçdaroğlu’nun masada hem CHP’nin hem de HDP’nin temsilcisi olduğu anlaşılmaktadır.
İşin başından beri süreç bu iki partinin amaçları üzerinden yürüdüğünün müşahhas göstergelerinden birisi Akşener’e masada gösterilen resttir. Her ne olmuşsa kumar masası, noter masası dediği masaya Akşener “tıpış tıpış” dönmek zorunda kalmıştır. Tabi ortada dolaşan özellikle ilk önceleri milliyetçi sonraları ANAP’lı son zamanlarda ise CHP’li olan bir siyasetçinin “Akşener ile ilgili elimde dosya var” demesinin etkisi midir yoksa masaya dönüşüne daha tesirli etkenler mi vardı? Bütün bunları zaman içinde kamuoyu anlayacak!
Akşener’i partisine isabet eden kurşun üzerinden feryadı figanı da kurtarmaya yetmeyecektir.
Akşenerin partisinin hezimete uğrayacağı çok yakında konuşulmaya başlayacaktır.
İşin başından beri Sayın Kılıçdaroğlunun gerek dış politikada, “Rusya Ukrayna savaşında tercihimiz Ukrayna yanında olmaktır” açıklamasının anlamı bizim tercihimiz ABD’nin perspektifi ile hareket etmek demek, Rusya’nın karşısına Türkiye’yi dikmektir! Böyle bir durumun sonuçlarını düşünebiliyor musunuz?!
Öte yanda dikkat buyurunuz bu süreçte kadre uğrayanlar oldu, yargılamalarının adil olmasını sağlayacağız demiyor! KHK ile görevden uzaklaştırılanların tamamını “iktidara geldiğimiz gün hepsine iş başı yaptıracağım” diyor! Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden, özerklikten söz etmeleri, yerel yönetimleri yerinden yönetim masalı ile “eyalet” sistemi ile bölünmeye hazırlayacakları anlamına gelmektedir. Buna ne devlet ne millet müsade etmeyecektir. Bu kalkışmalar ülkeyi Allah korusun iç savaştan öteye götürmez! Hapisteki HDP başkanını serbest bırakacakları açıklamaları, Hakkari’de özerk yerel yönetim sözü vermesi ve bileşenlerden birisinin İHA SİHA’lara dokunacağız ilanı, savunma sanayiinde gelinen noktadan, başarıdan rahatsız oldukları dış destekçilerine “savunma sanayiini durduracağız!” Mesajından başka ne olabilir? Akdeniz’de ne işimiz var? Derken de aslında söylenenin “Mavi Vatanda ne işimiz var?” Anlamına geldiğini bilmeyen mi var?
Suriye’de ne işimiz var derken “hemen sınırımızda ABD güdümlü İsrail destekli adına “Kürt” devleti dedikleri aslında yeni İsrail peyk devleti amaçlandığını bilmeyen mi var?
IMF’nin ülkeye daveti ile savunma sanayiine ayrılan bütçenin iptali ile savunma sanayiinin durdurulmasını Türkiye ilk defa yaşamamaktadır. ABD’den marşal yardımı alarak Nuri Demirağ’ın ürettiği uçakların nasıl hurdaya çıkarıldığı, Demirağ’ın iflasını ve üretilen uçakların Çekoslavakya’ya hurda olarak satıldığı ve böylece Uçak üretimin akamete uğratıldığını unutmadık.
Bu seçimlerin altılı yedili masanın en karlısının HDP olduğu gibi baş aktörü olduğu kesinleşmiş gibi görünüyor!
Bu seçimler başta Akşener olmak üzere sayın Davutoğlu, Babacan, Karamollaoğlu ve diğer partinin siyasi sonu olacağına benziyor!
Halk seçim sonuçları ile Kılıçdaroğlu’na da gerekli dersi vereceği ve genel başkanlık makamının ona dar edileceği aşikardır. Merak edenler için ifade etmek isterim İstabul ve Ankara belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcıları adaylığı sonrasında ise partilerine genel başkanlık potansiyel adaylıkları bir başka bahara kalmıştır! İki büyükşehir belediye başkanı da sürelerini algı oluşturmak üzerine kurmuş oldukları için onlar da seçimlerde halktan gerekli cevabı alacaklardır! Hani bir ata sözümüze göre “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” diye. Şapka düşmüş kel görünmüştür.
Hasılı kelam Kılıçdaroğlu’nu Jeffrey Rıfkı, Biden, Olaf Scholz ve diğerleri kurtaramayacak!
Bu seçimlerin sonunda HDP yetkililerinin ve PKK terör örgütü sözde yöneticilerinin bölücü açıklamaları akılda kalacak ayrıca da Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan’ın adını hatırlamadığım(!) diğer ortak ve hatta Kılıçdaroğlu ile Akşenerin de siyasi hayatlarının sonu olacaktır!
CHP’nin geçmişi vatandaşı korkutmakta geleceğe dair millete vereceği hiçbir şeyin olmadığı kanaati yaygın kanaattir.
Bu seçimler her bir vatandaş için ülkemiz Türk ve İslam dünyası için olduğu gibi mazlum milletler için de hayati öneme haizdir!
Bu aziz milletin feraseti ve idraki, Güneydoğu illerinde yerel yönetimlerde ÖZERKLİK ve tutuklu olan başta terörist başı Öcalan ve PKK’lı teröristleri serbest bırakma sözü verdiği iddiaları, Kılıçdaroğlu’na yani HDP aksındaki oluşum olan, CHP+HDP’ye geçit vermeyecek, ülkenin bölünmesine izin vermeyecektir. Kandil’i sevindirmeyecektir!
Vesselam..