Yeni Turizm Bölgeleri Oluşturulacak
Turizmde standartları yükselteceklerini söyleyen Bakan Ersoy, "Sürdürülebilir turizm ancak kalite ile mümkündür. 300-350 yataktan fazlasına sahip olan otellerde kaliteli hizmet vermek zorlaşıyor. Bundan dolayı, bundan sonra yapacağımız otellerde yatak sayısını bu seviyeye çekeceğiz. Yüksek harcama gurubuna mensup turist alabilmek için yeni turizm bölgeleri oluşturacağız. Bunların başında golf, kongre ve spor turizmine ağırlık vereceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.[1]”
Arınç: Kültür ve Turizm Bakanlığı Birbirinden Ayrılmalı
“Başbakan Yardımcısı Arınç, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın birleşmesini başından beri yanlış bulduğunu belirterek, "Bu hükümette Kültür ve Turizm Bakanlığı mümkünse ayrılmalıdır." dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın birleşmesini başından beri yanlış bulduğunu belirterek, "Şimdi bir fırsatın içerisindeyiz. Tek başına iktidar değiliz ama mutlaka bir hükümet kurulacak. Bu hükümette Kültür ve Turizm Bakanlığı mümkünse ayrılmalıdır." dedi.
"Bu Hükümette Kültür ve Turizm Bakanlığı Mümkünse Ayrılmalıdır"
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın birleşmesini başından beri yanlış bulduğunu söyleyen Arınç, "Çünkü kültürün turizm ile birleşip, bütünleşip birbirine benzeyen ve örtüşen birbirlerini destekleyen yönleri olabilir. Ancak kültür başlı başına bir hazinedir, bir iştir. Turizm ile birleşince bir insan mesainin yarısını öbür tarafa da ayırmak zorunda kalacaktır. Hatta turizm gelirleri tatlı gelince turizme yüzde 60 daha fazla ağırlık verecektir. Kültür nerede kaldı? 4-5 kitap basmakla kültür hizmetini yaptığımızı zannetmeyelim. Şimdi bir fırsatın içerisindeyiz. Tek başına iktidar değiliz ama mutlaka bir hükümet kurulacak. Bu hükümette Kültür ve Turizm Bakanlığı mümkünse ayrılmalıdır. Kültürün tabi ki AK Partide kalmasını arzu ederim. Kültür bizi var eden, ayakta tutan ve bize gelecek verecek tek ciddi unsurumuzdur." şeklinde konuştu.
İnsana yapılan yatırımlarla ülkelerin ayakta durduğunu kaydeden Arınç, "Biz kültürümüzü var ettiğimiz müddetçe bu etrafımızdaki tehlikelerin hiçbirisi bize Allah'ın izniyle fiske vuramaz. İçerideki tehlikelerden de kendimizi korumuş oluruz." diye konuştu.[2]”
Işılay Saygın / 1995 Turizm Bakanı: Her bakan ayrı bir yol çiziyor, iki bakanlık ayrılmalı
Ben ayrılmasından yanayım. Kültür ağırlıklı bir ülke olduğumuz için kültürle beraber yürütülürse daha iyi tabii. Kültürel değerleri turizmle birlikte güçlü bir biçimde savunan bir bakan olursa birlikte olabilir. Benim dönemimde sadece Turizm Bakanlığı idi. O zaman Türk mutfağının otellerde öne çıkarılmasına özen gösterdim. Fakat her gelen bakan kendine göre bir yol çiziyor. Bu yüzden ayrılması daha iyi olacaktır.
İrfan Gürpınar / 1995-1996 Turizm Bakanı: Kültür muhafazakâr, turizm dinamik olduğundan birbirine ters
Ben kültür ve turizmin iki ayrı bakanlık olmasında yanayım. Çünkü kültür muhafazakâr bir sektör, turizm ise daha hareketli bir sektör. İki bakanlık birleştirilirken de ayrı olması gerektiği yönündeki görüşlerimi açıklamıştım. Türkiye’de turizm bugün önemli bir gelir kaynağı, dolayısıyla ayrı bir bakanlık tarafından yönetilmesi gerekir. Çünkü turizm, en küçük bir olayda hızla hareket edilmesi gereken bir sektör, kültür daha durağan. Bu yüzden ikisi birbirine ters.
Halil Çulhaoğlu /1994 Turizm Bakanı: Turizmin konumu ve büyüklüğü gereği ayrı bakanlığı olmalı
Bence iki ayrı bakanlık olarak ayrılsınlar. Turizm geldiği konum ve büyüklük itibariyle bu alanda daha uzmanlaşmış bir bakanlık yapısı gerektiriyor. Kültürle birleştirildiğinde işleyiş açısından zafiyet oluşabiliyor.”
“… Aklımın bir köşesinde duruyordu ama akıl akıldan üstün olduğu için önce genç bir kadın yazar, Hatice Kübra yazdı, ben sallanırken.
“Kültür Turizme kurban edildi” diye.
Çok yerinde bir tespit.
Bakanlığın adı “Kültür ve Turizm Bakanlığı”.
Ama bir türlü iki yakası bir araya gelemeyen bir Bakanlık.
Ya “Kültür” öne çıkıyor ender olarak, ya da genelde “Turizm”...”
Turizm Bakanlığı, Kültür’den Ayrılsın
“Ömrünü turizme adayan ve dünyadaki turizm hareketlerini çok yakından izleyen, kriz sonrasında oluşturulan Turizmde Yeni Hamle ve Hareket Platformu’nun Başkanlığını yürüten Hüseyin Baraner, Turizm Bakanlığı’nın, Kültür Bakanlığı’nın gölgesinde kaldığına dikkat çekerek, “Bu iki bakanlık mutlaka birbirinden ayrılmalıdır. Çünkü biri derinlik, diğeri hız gerektirir, ikisi bir arada yürümüyor” dedi.
Önceki gece Genç Bakış’ın konuğu olan Baraner, nerede hata yaptık sorusundan, yapılması gerekenlere kadar çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte satır başları:
Krizin nedenleri?
-Türkiye genelinde ülkeler bazında yüzde 25 ile 40 arası bir düşüş var. 2016, Türk turizm tarihinin en kötü yılı olarak kendini gösteriyor.
-Bizim sektörümüzde olmaması gereken ne varsa bir yıl içinde kendini gösterdi. Son 6 aydır ülkemizde yaşananlar bana travma yaşattı.
-Suriye’de yaşananlar sadece Türkiye’ye değil Avrupa’ya da Almanya’ya da travma yaşattı. 8 ay içerisinde 1 milyon mülteci girdi. Merkel bu yüzden makamını bile kaybedebilir.
-Turizm destinasyonlarında olan belediyeler, belediye başkanları turizmi tam kavrayamadı. Derin kültür, işletme bilgisi ve estetik duygusu bazı yörelerimizi yönetenlerde olmadığı için yapılanlar fayda vereceğine zarar verdi.
-Eğer barışçı değilseniz ben barış ülkesiyim diyemiyorsunuz. Dinler arası inanç turizmi istiyorum deyip de kiliselerinizi dört duvar arasında saklıyorsanız, insanları inandıramıyorsunuz. Sahici olmanız lazım.
-İspanya, Portekiz ve Yunan turizmi hareketsizlik içindeydi. Türkiye’den kaçan satışlar, onları uçurdu.
-Türk turizminin en kara tarafı 300 lira olan halıyı 3000 liraya satmak. Türkçe deyimi ile dolandırmak.
-İyi ve güçlü olduğumuz yıllarda, piyasayı, ürünleri ve müşteriyi çeşitlendirmedik. Nasıl olsa Almanya’dan 5 milyon, Rusya’dan 4 milyon, Hollanda’dan 800 bin geliyor, bir fuara gider, 2 broşür dağıtır, bir poşet veririm, işim biter gibi düşündüler.
Turizm politikası!
-80’lerden sonra rahmetli Özal’ın vizyonu ile Türkiye’de sıfırdan turizm hareketi başlattık. Misafirperverliğimiz, muhteşem becerilerimiz, yabancıları heyecanlandıran sunduklarımız, yemekler, müzikler, kültürümüz dünya insanlarını büyüledi.
-Belek diye bir yer oluştu. Sıfır bölgeden 50 otele vardık.
-80’li yıllarda küçücük baraka büyüklüğünde olan Antalya Havalimanı, 90’lı yılların başında Avrupa’nın en büyük yolcu havalimanlarından biri oldu.
-Türk turizmi 30 yılda çok hızlı büyüdü, bazılarımız şımardı.
-Şimdiki bakanımızın 2 altın sözü var. İlki: “Türkiye’de turizmci yok, daha çok otelci var”. İkincisi de “Biz Türkiye’ye gelen turiste dokunmuyoruz” dedi.
-Bugüne kadar masaya vurarak, bağıra bağıra, özgüvenli olarak, “Ben bu ülkenin Turizm Bakanıyım” diyen çok az bakan gördük. Ya kültürün arkasına saklandılar ya başka meziyetlerin arkasına. Hep kısık sesle “Turizme ben bakıyorum” dediler. Ama hiçbir eser bırakamadılar.
-Türk turizmi Türkiye’nin ek işi değil. Ülkenin en büyük sektörü ve istihdam alanı. Türkiye’nin 24 saat açık bankasıdır. Halka günde 10 Euro’dan 100 bin Euro’ya para basan ve dağıtan mekanizması olan 24 saat açık tek şubesidir dünyada. Bacasız sanayidir.
Eğitimli turizmciler
-Turistlerden önce turizmde çalışan genç insanlarımızı memnun etmek mecburiyetindeyiz. Garsonluk yapabilirsiniz, ön büroda çalışabilirsiniz ama önünüzü göremiyorsunuz. Ne kazanç var ne de kariyer şansı.
-12 - 14 saat çalışanların aldıkları ücretlere bakarsak, neredeyse bir sömürü var.
-Turizm çalışanlarına net kârdan yüzde 1 prim verilebilir.
-Türkiye’de 4 bin otel var. Bunun yarısı Antalya bölgesinde. Bunların bir şekilde kontrol altına alınması ve kurumsallaştırması lazım.
-Turizmci tarihçidir, sporcudur, iyi bir aşçıdır, yazardır, şairdir, müzisyendir. Bu sebepten dolayı 39 yıl önce meslek olarak seçtim. İlaç sektöründen, helikopter pazarlanmasından, herhangi bir ürünün satılmasından tutun, cenaze sektörüne kadar tesir eden sihirli bir sektör.
-Türkiye’de turizmci genelde dünyaya bakış açısı olarak mali imkânları bilgisine göre daha dar olan insanlar. Bir rehber, 5 dil konuşuyor, cebinde 30 euro yok. Yatırım yapamıyor. Diğerine bakıyorsunuz, cebinde 150 milyon dolar var. Ben yaparım kardeşim diyor.
Nasıl kalkındırabiliriz?
-Bu iş, yüzde 100 duygusal bir iş. Ben mutlu değilsem, kimsenin tatilini mutlu kılamam.
-Türkiye hakkında hiçbir bilgi vermiyoruz, felsefesi, kültürü hakkında sunum yapmıyoruz. Alakasız eğlence türlerini sunuyoruz.
-Diğer ülkelerde turizmde çalışacak insan yok. Türkiye’nin en büyük artısı bu.
-Her otelin kardeş bir köyü olsun, o köyden herhangi bir heyet gelsin konuşmalar yapsın dedik, olmadı.
-Sultanahmet Meydanı’nı medeniyetler meydanı olarak yeniden buluşma noktası yapabiliriz. Bütün medeniyetleri oraya davet edip binlerce konu üzerine toplantı yapıp, Sultanahmet’i medeniyetlerin Kâbe’si haline dönüştürebiliriz.
-Üsküdar’dan Sarayburnu’na iki el yapıp onun altından geçsin kruvaziyerler. Asya, Avrupa ile buluşmak istiyor, mecburiyeti var gibi semboller yapabiliriz. Bunlara ihtiyaç var.
-Kültür ve Turizm Bakanımıza “Kendi dalında marka olmuş en seçkin insanlarını Türkiye Cumhuriyeti turizm elçisi olarak deklare edin” dedim. Bir yazarımız, sanatçımız, gazetecimiz, sporcumuz, aşçımız, şairimiz... Çok hoş buldu. Nasıl UNESCO’nun temsilcileri, varsa Türkiye’nin turizm elçileri olsun.
-İstanbul’un rötuşlu fotoğraflarıyla heyecan yaratamazsınız dünyada. Silueti bozmayacaktık. O iş bitti artık...
Turizmin öneminin ne kadar farkındayız? Olsaydık böyle olur muydu!..[5]”
İnternet üzerinde turizmgazetesi.com'un yürüttüğü 'Nasıl bir bakanlık?' anketine katılımlar yurtiçinden ve yurtdışından turizmin bütün kesimleri ile ilişkili olduğu sektörlerden kişilerdi. 7 Temmuz 2015 tarihine kadar katılan kişi sayısı 3.749 kişiydi. Bunlardan 2.924 kişi (%78) turizm ile ilgili bakanlığın ayrı olması gerektiğini söylerken, 825 kişi (%22) kişi de bakanlığın şimdi olduğu gibi kalması, kültür ile turizmin bir arada olması gerektiğini belirtmişti.
Sonuç
Her toplumun bir kültürü vardır çünkü kültürsüz bir toplum düşünülemez. Yani ne kadar toplum varsa o kadar kültür vardır. Kültürler toplumlardan doğarlar; bu nedenle kültürleri birbirinin aynı olan iki toplum görülmez. Toplum fertlerini birbirlerine yakınlaştıran, onları dayanışma içerisinde bulunduran, yani hiç değilse belli bir görüşte birleştiren şey; kültürdür. Bu sebeple de başlı başına bir kurum olarak var olmalıdır. Bu, bir toplum için adeta bir mecburiyettir.
Kültür; toplumsaldır, bütünlük taşır, süreklidir ve evrimleşir. Kültürün başlıca taşıyıcısı da dildir. Bunun yanı sıra gelenek ve görenekler, sanat, dünya görüşü, tarih, bilim ve edebiyat da kültürün yapı taşlarındandır. Kültür değişimleri, bir toplumun mevcut düzenini, yani maddi-manevi kültürünü bir tipten başka bir tipe çeviren bir süreçtir. Bu değişimleri sağlayan faktörler; teknolojik, ekonomi, çevresel faktörler ve diğer kültürlerle etkileşimdir. Turizm, kültürün sadece diğer kültürlerle iletişim ayağına hizmet eden bir kurumdur.
Kültür, turizme kurban edilmemelidir. Birbiriyle iç içe ve fazlasıyla ilgili olsa da bu iki alan birbirinden ayrı bakanlıklarla temsil edilmelidir. Sonuç olarak turizm, kültür alanına dahil olan birçok alandan sadece biri. Onları birbiri üstüne koyup kıymetsizleştirmek yerine ayrı bakanlıklar olarak yürütülmelerine izin vermek, Türkiye için her açıdan fazlasıyla önemli bir konudur. Birçok gazeteci, yazar ve bakanlık görevi yürütmüş değerli insanın sözlerinden de anlaşılacağı üzere bu istek bir kapris ya da gündem yaratma sevdası değil bir zorunluluktur.
Kültür, daha çok bir milletin içine yönelik bir alandır, o milletin manevi hayatı ve bu hayatın bazı maddi yansımalarıdır. Oysa turizm, dışa yönelik bir değerdir. Turizmde amaç sendeki iyi olanı dışarı pazarlamak, değerini göstermek, kıymetini bildirmek çabasıdır. Tam da bu sebeplerden ötürü bu iki bakanlığın birbirinden ayrılması kesinlikle gerekmektedir.
Müjdat KAYAYERLİ
21.Dönem Afyon Milletvekili
Demet YENER
Balkan Uzmanı
[1] İhlas Haber Ajansı, Milliyet Gazetesi, http://www.milliyet.com.tr/bakan-ersoy-2019-da-hedefimiz-50-milyon-ankara-yerelhaber-3147517/, 10.11.208, Erişim: 11.06.2019.
[2] İhlas Haber Ajansı, haberler.com, https://www.haberler.com/arinc-bu-hukumette-kultur-ve-turizm-bakanligi-7495212-haberi/, 9.07.2015, Erişim: 11.06.2019.
[3] Turizm Gazetesi, ‘Nasıl Bir Bakanlık' İçin Eski Bakanlar Ne Diyor, 08.07.2015, https://www.turizmgazetesi.com/news.aspx?id=77642, Erişim: 17.06.2019.
[4] Fatih Altaylı, Habertürk, Keşke İlber Ortaylı Bakan Olsaydı, 13.07.2018, https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/2056891-keske-ilber-ortayli-bakan-olsaydi, Erişim: 17.06.2019.
[5] Abbas Güçlü, Milliyet Gazetesi, http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/abbas-guclu/turizm-bakanligi-kultur-den-ayrilsin-2244449, Turizm Bakanlığı, Kültür’den Ayrılsın, 13 Mayıs 2016, Erişim: 24.06.2019.
[6] Turizm Gazetesi, ‘Nasıl Bir Bakanlık' İçin Eski Bakanlar Ne Diyor, 07.07.2015, https://www.turizmgazetesi.com/news.aspx?id=77642, Erişim: 17.06.2019.