Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Görevleri
“Kültür ve Turizm Bakanlığının görev ve yetkileri şunlardır:
a) Millî, manevî, tarihî, kültürel ve turistik değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak, yaşatmak, değerlendirmek, yaymak, tanıtmak, benimsetmek ve bu suretle millî bütünlüğün güçlenmesine ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunmak,
b) Kültür ve turizm konuları ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek, bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve işbirliği yapmak; yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları tarafından veya kamu personelini desteklemek için kurulan dernekler ve aynı amaçlarla 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre kurulan vakıflar dışındaki asıl amacı kültür, sanat, turizm ve tanıtım faaliyeti olan dernek ve vakıflar ile özel tiyatrolar tarafından gerçekleştirilecek projelere nakdi yardımda bulunmak,
c) Tarihî ve kültürel varlıkları korumak,
ç) Turizmi, millî ekonominin verimli bir sektörü haline getirmek için yurdun turizme elverişli bütün imkânlarını değerlendirmek, geliştirmek ve pazarlamak,
d) Kültür ve turizm alanlarında her türlü yatırım, iletişim ve gelişim potansiyelini yönlendirmek,
e) Kültür ve turizm yatırımları ile ilgili taşınmazları temin etmek, gerektiğinde kamulaştırmak, bunların etüt, proje ve inşaatını yapmak, yaptırmak,
f) Türkiye'nin turistik varlıklarını her alanda tanıtıcı faaliyetler ile her türlü imkân ve araçlardan faydalanarak kültür ve turizmle ilgili tanıtma hizmetlerini yürütmek,
g) Kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen diğer görevleri yapmak.[1]”
Kültür ve Turizm Bakanlıkları Birbirinden Ayrılmalı
“Kültür” hemen her yerde üvey evlat muamelesi görür. O nedenle hükümette de bakanlık sayısı azaltılmak isteniyorsa “kültür”ün “turizm”e eklenmesi ilk akla gelen tedbirlerdendir. Daha önce defalarca olduğu gibi 2003’te hükümet kurulurken sandalye sayısını azaltmak için yine akla “kültür”le “turizm”i birleştirmek gelmiş. Turizmin gelişen ve önemli miktarda döviz sağlayan bir sektör olarak “kültür”ün nimetlerinden de yararlanacağı öngörülmüş. Turizmin kültürün nimetlerinden yararlanıp mı turist sayısını artırdığını yoksa normal gelişim sonucunda mı turist sayımızın arttığını bilemiyoruz. Aradan geçen 12 yılda turizme kardeş olarak verilen kültür, bu birliktelikten ne kadar yarar sağlamış, baktığımızda ise durum pek iç açıcı değil.
Kültür ve Turizm bakanlıklarının birleştirilmesinde öne sürülen en önemli tez kültür ve turizmin ayrılmaz iki parça olduğu, turizmin görece büyük olan bütçesinden kültürün de yararlanacağı, özellikle kültürel varlıkların korunmasında bu bütçenin kullanılabileceği şeklinde. Kültürel varlıklar korunduğunda da “deniz - güneş - kum” turizminin yanında kültür turizmine de ağırlık verilebilecek ve gelirimiz artacak. Yani “1 + 1 = 2” olacak diye düşünülüyor. Ama bu tip birleşmelerde 1’le 1 toplandığında iki etmediği biliniyor.
Geçen yaz sezonunun iyi geçmemesi, turist sayısının azalması ve döviz gelirlerinin düşmesi ile turizm çevrelerinde “Kültür ve turizm ayrılsın mı?” diye bir tartışma başlamış. Turizmcilerin gerekçesi bakanlık bürokratlarının tüm güçlerini turizme veremediği, bu nedenle de yaşanan kayıpları giderecek tedbirlerin hızlıca alınamadığı... İşe kültür cephesinden de bakarsanız aynı şeyi görürsünüz. Turizmde milyarlarca dolarlık büyük bir kayıp yaşanırken bakanlık bürokratları kültürle ilgilenir mi, ilgilenmeye zaman bulur mu? Buldu mu?
Konuyu tartışmaya açan Bülent Arınç, Turizm gazetesine verdiği demeçte şöyle diyor: “Kültür ve Turizm Bakanlığı mümkünse ayrılmalıdır. Çünkü kültürün turizm ile birleşip, bütünleşip birbirine benzeyen ve örtüşen, birbirlerini destekleyen yönleri olabilir. Ancak kültür başlı başına bir hazinedir, bir iştir. Turizm ile birleşince bir insan mesainin yarısını öbür tarafa da ayırmak zorunda kalacaktır. Hatta turizm gelirleri tatlı gelince turizme yüzde 60 daha fazla ağırlık verecektir. Yeni hükümette Kültür ve Turizm Bakanlığı mümkünse ayrılmalıdır.” CHP’nin ve HDP’nin seçim bildirgelerinde de Kültür Bakanlığı’nın ayrılacağı belirtiliyor.
Bir görüşe göre de sorun Kültür ve Turizm bakanlıklarının ayrılıp ayrılmaması değil, işin başında kimin olduğu. İşini seven, benimseyen bir bakanın kültür ve turizmi birlikte yönetmesinin güç olmayacağı, yani bakan seçiminin doğru yapılması gerektiği söyleniyor. Üstü kapalı da olsa geçen dönemki bakan seçimi eleştirilmiş oluyor.
Turizm gazetesinin yaptığı anketten yüzde 78 ile “Turizm bakanlığı ayrılsın.” sonucu çıkmış. Anketi cevaplayan turizmciler, turizmin içinde bulunduğu krizden çıkması ve Türkiye’nin bu alanda kırılan yükseliş trendini yeniden yakalaması için turizme odaklı bir bakanlık olması gerektiğine işaret etmiş. İşin kültür cephesinden baktığımızda da görünen aynı. Türkiye kültür alanında büyük atılımlar yaptı. Sinema, özellikle televizyon dizileri önemli bir döviz kaynağı haline geldi.
Yayıncılık her yıl büyüyor. TEDA projesi ile çevirisi desteklenip yabancı dillerde yayımlanan kitapların sayısı 1500’e ulaştı. Olumlu örnekleri çoğaltmak mümkün. Sorunlar ise saymakla bitmiyor. Her zaman olduğu gibi ilk sırada yayımlama özgürlüğü sorunu var. Tiyatronun, müziğin, güzel sanatların sorunları dokunulmadan öylece duruyor. Üzerinde herkesin anlaştığı, yasalaşmaya hazır Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu taslağı bile aradan geçen iki yılda bakan tarafından imzalanıp Meclis’e yollanamadı. İşler aksadı, sorunlar hem kültürde hem turizmde büyüdü. Yani birlikten güç doğmadı. Yeni hükümet kurulurken kültürün ve turizmin özel ve birbirinden farklı durumları göz önüne alınmalı ve Kültür ve Turizm bakanlıkları ayrılmalıdır.[2]
Bakan Ersoy: 2019’da Hedefimiz 50 Milyon Turist
“Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, Almanya’dan Türkiye’ye gelen 30 Alman gazeteciyi makamında ağırlayarak, Türkiye’nin turizm hedefleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
2019 Hedefi 50 Milyon
Alman tur operatörü Öger Tours tarafından organize edilen basın gezisinde Türkiye’nin turizm hedeflerini anlatma fırsatı yakalayan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, 2018 yılında 40 milyon turiste ulaştığını belirterek, "2018 yılındaki artışımız yüzde 23 olarak 40 milyon seviyesini aşacağız. 2019’da ise hedefimi 50 milyon turisti ağırlamayı hedefliyoruz. Ülkemizi ziyaret eden turistlerin ortalama harcaması turist başına 650 dolar, geceleme sayısı ise 6.3."dedi.
Lüks Tatilciler İçin THY ile Protokol İmzalandı
Turizm gelirlerinde hedefin turist başına 1000 dolar ve üzerine çıkarmak olduğunu vurgulayan Bakan Ersoy, "Türkiye’ye gelen turistler Charter uçuşlarını kullanarak gelmektedir. Business tatil yapmak isteyen turistler için tarifeli uçuşları da destekleyeceğiz. THY ile protokol imzaladık. THY, Avrupa, Rusya ve Arap ülkelerinden turizm beldelerine haftada 67-100 tarifeli sefer yapacak. Çünkü lüks tatil yapmak isteyeni Charter uçakla getiremezsiniz. Bu insanları business uçuşlarla tatil beldelerine getirerek bu seviyedeki turistleri kazanmaya çalışacağız." şeklinde konuştu.
Reklam Yeterli Değil
Tanıtım stratejilerini değiştirdiklerine değinen Bakan Ersoy, “Bu zamana kadar yaptığımız tanıtım şekline yeni bir konseptle devam edeceğiz ve Türkiye’yi kanaat önderlerine, dünyaca bilinen önderlere tanıttıracağız. Bizi biz değil onlar bakış açışından tanıtacağız. Tanıtımda reklam yeterli değil. Hem ürünlerimizi hem ünlüleri kullanacağız.”
"Turizm Bakanlığının gücü nedir? "şeklindeki soruya, ise Bakan Ersoy, "Ben sektörden geliyorum. Nelerin eksik olduğunu ve nelerin yapılması gerektiğini çok iyi biliyorum. Bu konuda Cumhurbaşkanımızdan da çok büyük destek alıyoruz. Aldığımız bu destekle bakanlık olarak söz verdiğimiz şeyleri yerine getirebiliyoruz." diye cevap verdi.
''Alman Turistleri Geri Kazanacağız''
Alman pazarına yönelik bir soru üzerine Bakan Ersoy, "Alman dostlarımızı kazanabilmek için ne gerekiyorsa yapacağız. İspanya’ya gidenler Türkiye’deki standartları bulamadıklarını biliyoruz. Dolayısıyla Almanya pazarını tekrar kazanabilmek için çalışmalarımız önümüzdeki aylarda ardı ardına yapacağız ve İspanya’ya kaptırdığımız turisti geri alacağız" diye cevap verdi.
Öğrencilere Altı Farklı Dilde Eğitim
Turizm sektörünün altı aya sıkışmasından dolayı kalifiye personel bulunamadığını dile getiren Mehmet Ersoy, "Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında, kalifiye personel yetiştirmek için protokol imzaladık. Turizm liselerinde ve yüksek okullarında okuyan öğrencileri turizm sektöründe değerlendirerek sektöre kazandırmayı hedefliyoruz. Bu öğrencilerimize altı farklı dilde eğitim vereceğiz. Hem turizm sektörünün eleman ihtiyacını karşılayacak hem de yüksek sezondaki açığı kapatacağız’’ ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de herhangi bir güvenlik sorunu yok. Türkiye konusunda seyahat uyarısı yapan ülkelerin gerekçelerini anlayamıyorum. Mesela Japonya, Türkiye’ye dönük seyahat uyarısını kaldırdı. Diğer ülkeler ne kadar güvenliyse; Türkiye de o kadar güvenlidir. Türkiye’ye gelen 40 milyon turist için Türkiye güvenli de diğerleri için mi güvensiz."
Yeni Turizm Bölgeleri Oluşturulacak
Turizmde standartları yükselteceklerini söyleyen Bakan Ersoy, "Sürdürülebilir turizm ancak kalite ile mümkündür. 300-350 yataktan fazlasına sahip olan otellerde kaliteli hizmet vermek zorlaşıyor. Bundan dolayı, bundan sonra yapacağımız otellerde yatak sayısını bu seviyeye çekeceğiz. Yüksek harcama gurubuna mensup turist alabilmek için yeni turizm bölgeleri oluşturacağız. Bunların başında golf, kongre ve spor turizmine ağırlık vereceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu.[3]”
DEVAM EDECEK..
Müjdat KAYAYERLİ
21.Dönem Afyon Milletvekili
Demet YENER
Balkan Uzmanı
[1] T.C. Turizm ve Kültür Müdürlüğü, Kuruluş Amacı ve Görevleri, http://www.kultur.gov.tr/TR-96130/kurulus-amaci-ve-gorevleri.html, Erişim: 11.07.2019.
[2] Metin Celal, Kültür ve Turizm Bakanlıkları Birbirinden Ayrılmalı, Cumhuriyet Gazetesi,
http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/405191/Kultur_ve_Turizm_bakanliklari_ayrilmali.html, 4.11.2015, Erişim: 01.06.2019.
[3] İhlas Haber Ajansı, Milliyet Gazetesi, http://www.milliyet.com.tr/bakan-ersoy-2019-da-hedefimiz-50-milyon-ankara-yerelhaber-3147517/, 10.11.208, Erişim: 11.06.2019.