Geçtiğimiz son birkaç ayın en popüler partisi İYİ Parti oldu. Bu sürecin başlamasına da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İYİ parti için “Yerli ve Milli” tabirlerini kullanması ve Bahçeli’nin de “Evinize Dönün” çağrısı önemli etkenlerdendi.
Böylesine şaşırtıcı gelişmelerden itibaren bu partiye neredeyse hiç de hayat hakkı tanımayan ve ağırlığı iktidar yanlısı olan basın ve medya organları İYİ Parti’yi öne çıkarmaya başladılar. Ve tabanda “İYİ Parti yeniden rüzgarını yakaladı” algısıyla, sistemde yine bir ümit olarak görülmeye başladı.
Şahsen ben de neler oluyor diye şöyle bir inceledim ve “nedense 2. Büyük Kurultay’ın öncesine denk gelen bu sırt sıvazlamanın arkasından, mutlaka ki büyük karın ağrıları gelir” diye de düşündüm. Hani deriz ya “düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü?”. Öyle ya daha dün o iki lider değil miydi, bu partinin adını “Fetöcü”, “HDP ile işbirliğinde” ve hatta “vatan haini” yaftalamalarına götüren.. Ne olmuştu da böyle letafetle üfürmeye başlamışlardı. Basın da el birliği içinde sanki. Parti Lideri Akşener’i neredeyse “hoop” diye Cumhurbaşkanı yapacak gibi yılışmaya başladılar.
…
Ve İYİ Parti 2. Olağan Büyük Kurultay’ını gerçekleştirdi.
Kurultay’a damgasını vuran da, Koray Aydın tarafından delegeye servislendiği iddia edilen ve on isimden oluşan “üstü çizilecek isimler listesi” oldu. Bu listede aday olmayan Ümit Özdağ ve İsmail Koncuk gibi isimler dahi yazılıydı. Son anda aday olurlar diye düşünüldü belki de.
Kurultay seçimleri sonrası, partide farklı bir misyon olan Ümit Özdağ başta olmak üzere, İsmail Koncuk ve Aytun Çıray gibi ağırlığı olan isimlerin yer almadığı bir devreye girildi. Ki partinin ilk kurucularından Hayrettin Nuhoğlu ve Ahmet Çelik gibi önemli ve liyakatli isimlerin yedek üye olarak seçilmeleri de herkeste şaşkınlık yarattı. Ben de şaşırdım ve şahsen o ideal sistem gördüğüm demokrasiyi, manüple edildiği zaman çok tehlikeli görmeye başladım. Sanki ekmek bıçağı gibi bu demokrasi, elma kesersen yararlı bir alet, adam kesersen cinayet aleti..
Hülasa İYİ Parti’de de olsa ülkemizde siyaset, “yarın ne olacağı, kimin kimleri ne zaman ve hangi bahanelerle harcayacağı belli olmayan” bir kulvar olmuş. Kişisel hesaplar için insan kullanmaya ve belirli noktaya ulaşınca da, o insanları harcamaya kilitlendiği bir marjinal alt çizgide geziniyor maalesef...
…
Kurultay sonrası da sular durulmadı.
Bu defa anılan “üstü çizilecek isimler listesi”, parti tabanında Koray Aydın muhalifi bir kısım delege ve üyeler tarafından “bu bir Bizans oyunudur” şeklinde ses veriyordu. Koray Aydın ve Ekibine tepki olarak partiden 15 milletvekilinin ayrılacağı şeklinde bir haber de basın ve sosyal medyada yayılmaya başladı. Ki özellikle ODA TV’nin “15 Milletvekili istifa eşiğinde” şeklinde kırmızı büyük puntolarla yayınladığı manşet, ateşe körükle gitmek gibi çok manidar geldi bana..
En son Genel Başkan ile görüşmek ve uyarmak isteyen ve engellenen bir kısım kurucu, delege ve üyelerin parti Genel Merkezi’nde uğradıkları fiziki saldırılar ve darp edilmelerini basın ve sosyal medyadan okudukça şaşkınlığımız devam ediyordu.
Basın durur mu, yine kaşımaya devam ettiler.
Genel Başkan Akşener, bir gazete muhabirinin parti içi karışıklıkla ilgili sorusunu ustaca geçiştirdi; “Bizim derdimiz memleket meselesi. Derdimiz işsizlik ve mutsuz gençler. Dolayısıyla iç meselelerimizle Türkiye’yi meşgul etmeyi doğru bulmuyorum..”
Tamam bu konular böyle kapanır derken, özellikle Meral Akşener tarafından İYİ Parti’ye kazandırılan ve onun önemli prenslerinden bilinen Aytun Çıray’dan, twitter hesabı üzerinden bir cevap geldi; “İyi Parti’de olanlar bitenler partinin iç meselesi değildir..”
Velhasıl İyi Parti’nin siyaset arenasında sular şimdilik durulmayacak gibi görünüyor.
..
Yazımdaki başlangıç temasını bir kez daha vurgulamak da yarar görüyorum ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İYİ Parti için “Yerli ve Milli” tabirlerini kullanması ve Bahçeli’nin de “Evinize Dönün” çağrısı; sıradan sırt sıvazlamalar gibi görünmüyor.
Ancak partinin “üst aklı olması gerekenler” de, bu iç meseleler denilen yakışıksız durumlara çözüm üretemiyor, belki de üretmek istemiyorlar, kim bilir..
Sağlıcakla kalın.
Su akar arkını bulur derler de, şimdi moda olan HES. Birileri önlerine set çekecek. herhalde gününü bekliyorlar.