Ulusumuzun bağımsızlık ve egemenliğinin simgesi olan İSTİKLAL MARŞI, milli şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmıştır. O dönemde Maarif Mebusu tarafından şairlere bir Milli Marş yazmaları için yarışma daveti gönderilmiş ancak toplanan 724 şiirin de bu konu için yeterli olamadığı anlaşılmıştır. Ve neticesinde teklif Şair Mehmet Akif'e de yapılır, Hasan Basri Bey araya konularak Mehmet Akif ikna edilir. Tacettin Dergahı'na 10 gün boyunca neredeyse kapanan Mehmet Akif nihayet şiirini tamamlayarak ortaya koyar. İlk olarak 17 Şubat 1921 günü "Sebilürreşad Dergisi"nin ilk sayfasında "Kahraman Ordumuza" ithafıyla yer almıştır.
12.03.1921 günü Meclis Kürsüsünden Maarif Mebusu Hamdullah Suphi Bey tarafından seslendirildiğinde mecliste büyük heyecan yaratmış, mebusların alkışlarıyla "Milli Marş" olarak kabul edilmiştir.
Atatürk şöyle söylüyordu;
"Bu marş bizim inkılabımızın ruhunu anlatır.."
***
İstiklal Marşımız bugün tam 98 yaşındadır.
Her dizesi Türk Milleti'nin müşterek kaderi ve haykıran sesidir.
Emperyalist hegemonyayı içine sindiremeyen Türk Milleti'nin, direnerek ve;
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım!..
Dizesindeki aynı duygularla ayağa kalkışının; bir büyük kahramanlık destanı yazışının özü, özeti ve ruhudur.
Dün olduğu gibi yarınlarda da, tam bağımsızlık ve egemenliğimize, işte bu "Milli Ruh" sahip çıkacaktır.
***
İstiklal Marşımızın kabulünün 98’ncı yıl dönümünde merhum şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle anıyor, başta Büyük Atatürk olmak üzere vatan ve bağımsızlık uğruna nice destanlarda canını ortaya koyan tüm şehitlerimize ve gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum.
İstiklal Marşımızı bir kez daha okuyorum ve ömrüm vefa ettikçe de okuyacak; Onun milli ruhuna bağlılıkla, vatan ve bayrağımız için canımı daima amade kılacağım.. Bu konuda hiçbir sosyal ya da siyasal bakışın farklı değer yargıları falan da umurumda değil, olmadı ve olmayacak da..
"Vatanımız, Bayrağımız, Tam Bağımsızlığımız ve İstiklal Marşımız için canımız feda olsun!.."
Sağlıcakla..
***
Diyelim ve bu vesileyle bir kez daha okuyalım ve mümkünse çocuklarımıza da cümle cümle anlatalım;
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Mehmet Akif Ersoy