Amasya’da bir Rehber Öğretmen hakkında soruşturma açılması konusunu teessürle okuyorum.

"Dengeli beslenme ve uyku düzeni" konulu bir rehberlik çalışması yapan ve öğrencesinin “Peygamber Efendimiz iki saat uyurmuş" sorusuna ;

"Çocuklar, içinde bulunduğumuz çağ ile bundan yıllar öncesi arasında farklar bulunmaktadır. Uyku ve dinlenme ihtiyacı bireylerin yaşlarına ve yaşadıkları ortama göre, gün içindeki tempolarına göre farklılıklar göstermektedir. Sizlerin gün içerisinde hem sosyal hem akademik hem de zihinsel olarak en üst düzeye ulaşabilmeniz için en ideal olan akşam 22.00 ile sabah 08.00 saatleri arası uykuda bulunmanız."

Şeklinde cevap veren bir öğretmen hakkında soruşturma açılıyor.

Çocuklar bulunduğu çağın gereklerine uygun olan yapmalıdır, cevabı öğretmeni ipe götürüyor.

Hem de İmam Hatip Lisesi müdürü bir veli tarafından.

Hilkat garibesi bir durum.

Peygamberin neden uyuduğunu bilmeyen bir müdür şikayette bulunuyor olacak şey değil.

..

Efendimiz (aleyhissalatü vesselam) öğleden sonra istirahat ederlerdi...

Hz. Peygamber (asm) öğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, "kaylule" yapardı.

Nitekim, Hz. Peygamber'in kaylûleden, "güzel bir âdet" diye söz ettiği (Deylemî, IV, 266) zaman zaman, süt teyzesi Ümmü Haram veya Enes'in annesi Ümmü Süleym gibi yakınlarının evinde kaylûle yaptığı rivayet edilir. (İbn Hacer, Fethu’l-bari, XI, 72)

Yine Resûl-i Ekrem, gecenin bir bölümünü ibadet için ayıranların gündüz kaylûle yaparak geceye zinde girmelerini tavsiye etmiştir. (İbn Mâce, Sıyâm, 22)

Yani öğleden sonra çekilen uyku, gece namazına kalkacak insanlar için gerekli olan bir uykuydu.

Bu gece ibadetini Hz. Aişe (r.anha) validemiz şöyle anlatmıştır:

"Resulullah (asm) geceleri ayakları yarılıncaya kadar ayakta durur, ibadet ederdi. Ona:

'Senin geçmiş ve gelecek günahların bağışlandığı halde bunu niçin yapıyorsun?' dedim, bana:

'Ben de şükreden bir kul olmayayım mı' buyurdu".. (Buharî, Teheccüd, 6; Tirmizî, Salât, 187)

...

Bir öğretmen öğrencisi için doğru olanı gösterdiyse,

Bunu bir paye edinmek adına çarpıtarak bir başka yere taşımak yanlıştır.

Olayı çarpıtarak İslam’a zarar veren bu insanlardan ben kendi adıma davacıyım.

Olaydan kendine vazife çıkararak "Peygambere Hakaret" olarak algılamasını yadırgıyorum.

...

Şimdi o İmam Hatip müdürüne sormak lazım.

Peygamber Efendimiz deve üzerinde gidip gelirdi,

Çağın şartlarına uygun olarak Diyanet İşleri Başkanı ise mercedese binip gitmektedir.

O zaman bu davranışı “Hakaretin hangi kefesine" koyacağız.

Bu İmam Hatip müdürünün düşüncesine göre

Peygamber Efendimizi incitmiş mi oluyor ?

Bu nasıl bir yorum,

Bu nasıl bir te’vildir?..

...

Rehber öğretmenin öğrencisine verdiği cevap ile, Hz.Ali’nin bizlere verdiği bu öğüt arasında ne fark var;

"Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacağı çağa göre yetiştirin"

Öğretmen de doğal olarak çocuğun kendi yaşadığı şartlara göre hareket etmesi noktasında ona gerekli olan izahatı yapmıştır.

Bence soruşturma açılacaksa,

Peygamberinin yaşamını gerektiği gibi bilmeyip, öğrencilere yanlış anlatacak olan bu İmam Hatip müdürünün görevden alınmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim.

İslam’ı doğru bilip doğru anlatmak gerekir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.