İnsanlar hobi olarak birçok şeyle ilgilenirler..
Örneğin kimilerinin antika merakı vardır.. Ciddi paralar harcayarak sıkı bir kolleksiyoner olur..
Tablolar gibi eski tarihi yaşanmışlığı olan her türlü eşya merakı vardır.. Eski paralar, halılar, pullar, şamdanlar, aksesuarlar, mutfak malzemeleri v.s..
Tabii ki her eski eşya da antika değildir.. Antika'nın özelliği asırlık eşya ve nadir bulunan parça oluşundan, gerçek oluşundan, çok çok da yıpranıp parçalanmış olmamasından gibi birçok özelliği taşıyor olması önemli gibi.
Kimileri geleceğe yatırım amacıyla edinir bu tür eşyaları, kimileri de evini bu eski eşyalarla dekore etmekten hoşlanır..
Antika eşyadan anlamak da başlıbaşına bir sanattır.
Keyifli bir uğraşı, güzel bir meraktır..
Örneğin ben hiç anlamam antikadan ve birçok kişinin de anlamadığından eminim. Zira bu pahalı olduğu kadar çok da özel bir ilgi alanıdır.
Antika merakı olan çok sevdiğim, samimi olduğum bir arkadaşımdan minik minik bilgiler edindim bu konuda..
İstenildiğinde ufak paralarla da, bu keyifli hobiyle ilgilenilebileceğini, internet aracılığıyla da antika mezatlarına katılınabildiğini ve bu kanalla da alış yapılabildiğini öğrendim kendisinden..
Onu dinledikçe daha çok ilgi duymuş olsam da bu tür eşyalara içimden bir sempati duyduğumu da anlıyorum.
Bu detaylardan sonra antika konusunda merakım arttıkça ilgim de yoğunlaşıyor..
Örneğin.. Gittiğim evlerde gördüğüm bazı eşyalar eski ise dikkatimi çekiyor..
Soruyorum antika olup olmadığını.. Biliyorlar tabii ki o eşyanın öyküsünü.
Ya satın aldıklarını, ya da büyük büyük dedelerinden kalma eşyalar olduğunu söylüyorlar..
Bu eski eşyalar; antika özelliği olsun ya da olmasın mutlaka bir yaşanmışlığı olan ve bana çok mistik gelen bişey..
Bir başka arkadaşımda da o muhteşem kahve fincanları, şamdanları ilk gördüğümde de hemen gözümde canlandırmaya çalıştım. Kimbilir kimler kahve içtiler bu fincanlardan..
Ağaçtan imal edilmiş oturmalığı da bulunan, “seki” denilen duvardan duvara o zamanın mobilyası geliyor gözümün önüne... Üzerinde halı yastıklar, el işi dantel ve işlemelerle bezeli bir oda, ortada bakır bir mangal.. Yerde iri iri minderler..
O mangaldaki közde pişirilen kahveler.. Ve bu fincanlarla yapılan kahve ikramı..
Biraz da belki izlediğimiz tarihi filmlerden de yola çıkarak böylesine bir manzarayı hayal edebiliyorum.
Ve o fincanları gelişigüzel kullanıp bir kenara kaldırırken; belki de, kırılsa da bugün kırıldığında üzüleceği kadar üzülmezdi insanlar.
O yıllarda belki bilinmiyordu, günümüze intikal edecek bu tarihi miras.. Manevi değerinin artacağı kadar maddi değer de kazanacağını..
Antika eşyalara ilgi duymak, bunları edinmek güzel bir hobi, merak olmakla beraber; bence bu tür şeylere ilgi duyan insanların, mutlaka ki günümüzde, çevrelerine, akraba, arkadaş ve aile bireylerine de çok değer verebilen insanlar olduğuna da inanıyorum.. Çünkü yıllar öncesi insanlara ve onların ürettiği eşyalara ilgi duyan antika meraklısı bu kişiler, mutlaka insansever tiplerdir diye de düşünüyorum.. Hatta bundan eminim.. En azından sevgili arkadaşımdan biliyorum..
Antika sayılabilecek bir çok eşyanız olsun.. Sağlıklı ve çok yaşayalım, her ne kadar insanın eskisine "antika" denilmese de antikadan daha değerliler..
Sevgiyle kalın, hoşça kalın değerli okuyucularım..