Dünya genelinde sudan sonra en çok çay tüketiliyor. Türkiye, dünyada kişi başına en çok çay içilen ülkelerden biri; hatta siyah çayda kişi başına tüketimde ilk sırada yer alıyor. Ülkemizde, günlük 250 milyon bardak çay içildiği tahmin ediliyor.
Türkiye’de her eve giren, çay ocaklarında “Tavşan kanı bunlar” nidasıyla tanıdığımız, sohbetleri demleyen çay, sabah kahvaltısından akşam yemeği sonrasına günün hemen her vakti içiliyor. Dünyanın çoğu ülkesinde kahve en çok tüketilen içecek olmasına rağmen Türkiye’de çay her zaman öne çıkıyor. Hane başı toplam perakende çay tüketimi 7 kilodan fazla...
Aynı zamanda perakende pazarı kadar ev dışı tüketimin de olduğu düşünülüyor. Türkiye, ortalama 3 kiloya yaklaşan kişi başı hane çay tüketimi ile dünya sıralamasında bir numarada yer alıyoruz. Nielsen verilerine göre 2023 senesi sadece perakende çay pazarı 150 bin tona yakın bir hacim kazanmıştır. Dünya genelinde sudan sonra en çok çay tüketimi gerçekleştiriliyor.
Dünya gazetesi'nden Zühre Kurt'un özel söyleşi yazısına göre, yıllık yaklaşık 6 milyon ton çay tüketilirken, Çin, çay tüketiminde genellikle ilk sırayı alıyor. Hindistan ve Türkiye de önde gelen çay tüketen ülkeler arasında bulunuyor. Batı Avrupa ülkelerinde ise siyah çay yaygın olsa da yeşil çay daha popüler bir içecek olarak öne çıkıyor. Birleşmiş Milletler’e göre her yıl 21 Mayıs’ta kutlanan Uluslararası Çay Günü dolayısıyla Türkiye’deki çay üretimi ve tüketim alışkanlıkları üzerine Bitki Bazlı Gıdalar Derneği Başkanı, Gıda Mühendisi Ebru Akdağ ve Çay Uzmanı ve Beta Gıda İstanbul Müdürü Hatice Uğur ile konuştuk.
Türkler çayı demli sever
Çay Uzmanı ve Beta Gıda İstanbul Müdürü Hatice Uğur, diğer ülkelerden farklı olarak ülkemizde çay hazırlanışının sunumunun, tüketiminin, sosyal ve kültürel hayatın derinliklerine işlemiş durumda olduğunu belirtti.
Türkiye’de çay sever profili nasıl, diğer ülkelerle karşılaştırabilir misiniz?
Hatice Uğur: Türkiye’de çay sever profili, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça farklı ve belirgin. Türkiye, kişi başına düşen çay tüketimi açısından dünya liderlerinden biridir. Türk çay severler, genellikle yoğun ve demli siyah çayı tercih ederler ve çay tüketimi sosyal yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır. Çay, Türkiye’de misafirperverlik sembolü olarak kabul edilir ve günün her saatinde, evde, iş yerinde veya sosyal toplantılarda içilir. Diğer ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye’deki çay tüketimi bir ritüel niteliğindedir.
Örneğin, İngiltere’de çay, genellikle sütle birlikte ve belirli bir “çay saati”nde tüketilirken, Japonya›da yeşil çay seremonileri önemli bir kültürel unsurdur. Çin'de geniş bir çay çeşitliliği bulunur ve çayın tüketimi sağlık ve meditasyonla ilişkilendirilirken, Rusya’da samovar kullanılarak demlenen çay, genellikle şekerli olarak içilir. Türkiye’de ise çayın hazırlanışı, sunumu ve tüketimi, sosyal ve kültürel hayatın derinliklerine işlemiş durumdadır ve bu da Türk çay severlerin çaya olan tutkusunu ve bağımlılığını benzersiz kılmaktadır.
Türkiye’deki çay tüketimi, çayın hazırlanış ve sunuluş şekli, diğer ülkelerden farklılık gösterir ve bu kültürel farklılıklar, çayın sosyal ve günlük hayattaki yerini vurgular. Türk çay severlerin çaya olan düşkünlüğü, çayın günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmasını sağlar.
Sürdürülebilir tarım önemli
Türkiye çay sektörünü nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye çay sektörü, hem üretim kapasitesi hem de tüketim alışkanlıkları açısından güçlü bir konuma sahiptir. Karadeniz Bölgesi, özellikle Rize, yüksek kaliteli siyah çay üretimi ile öne çıkar. Türk halkı, kişi başına düşen çay tüketiminde dünya liderlerinden biri olup, çayı sosyal yaşamın vazgeçilmez bir parçası olarak görmektedir.
Bu durum, iç pazarda sürekli bir talep yaratmaktadır. İhracat açısından Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Orta Asya pazarlarına önemli miktarda çay ihraç etmektedir. Ancak, küresel rekabette daha güçlü olabilmek için ürün çeşitliliğini artırmak, organik çay üretimini yaygınlaştırmak ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını benimsemek gerekmektedir. Dijital pazarlama stratejilerinin etkin kullanımı ve uluslararası marka bilinirliğinin artırılması da sektörü ileriye taşıyacak önemli adımlardır.
Yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi önemli
Çay sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Çay sektörünün geleceği, global sağlık ve wellness trendlerinin etkisiyle parlak görünmektedir. Artan sağlık bilinci ve doğal ürünlere olan talep, bitki ve meyve çaylarının popülaritesini artırmaktadır. Özellikle yeşil çay, beyaz çay ve çeşitli bitki çayları, antioksidan özellikleri ve sağlık faydaları nedeniyle daha fazla tercih edilmektedir.
Türkiye, geleneksel siyah çay üretiminde güçlü bir konuma sahip olmasına rağmen, inovatif ürün geliştirme ve çeşitlendirme stratejileri ile pazar payını artırabilir. Organik çay üretimi ve sürdürülebilir tarım uygulamaları, hem iç pazarda hem de ihracat pazarında rekabet avantajı sağlayacaktır.
Ayrıca, yeni nesil tüketicilerin taleplerine cevap verebilmek için aromalı çaylar, soğuk çaylar ve fonksiyonel içecekler gibi yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi önemlidir. E-ticaretin yükselişi ve dijital pazarlama stratejilerinin etkin kullanımı, çay markalarının küresel pazarda daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacaktır. Online satış kanalları ve abonelik bazlı modeller, müşteri sadakatini artırmada önemli rol oynayacaktır.
Marka bilinirliği ve dijital platformlar önemli
Çay üretimi ve tüketiminde dünya pazarında Türkiye'nin yerini açıklar mısınız?
Türkiye, çay üretimi ve tüketiminde dünya pazarında önemli bir yere sahiptir. Dünya genelinde çay üretiminde Çin, Hindistan ve Kenya’nın ardından dördüncü sırada yer alan Türkiye, özellikle Rize bölgesinde yetiştirilen yüksek kaliteli siyah çayı ile tanınır. Türkiye’nin yıllık çay üretimi yaklaşık 250-300 bin ton civarındadır ve bu üretimin büyük bir kısmı iç pazarda tüketilir.
Çay tüketiminde ise Türkiye, kişi başına düşen tüketim miktarıyla dünya liderlerinden biridir. Ortalama bir Türk vatandaşı, yılda yaklaşık 3-4 kilogram çay tüketmektedir. Bu oran, çayın Türk kültüründeki yerini ve günlük hayatın ayrılmaz bir parçası olduğunu göstermektedir. Dünya çay pazarında Türkiye, özellikle siyah çay ihracatında önemli bir oyuncudur. Türkiye, çayını başta Avrupa ülkeleri olmak üzere, Orta Doğu ve Orta Asya’ya ihraç etmektedir.
Türk çayının kendine özgü aroması ve demleme şekli, uluslararası pazarlarda da takdir edilmektedir. Ancak Türkiye’nin dünya çay pazarındaki yerini daha da güçlendirebilmesi için çeşitli stratejik adımlar atması gerekmektedir. Organik çay üretiminin artırılması, sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması ve ürün çeşitliliğinin artırılması bu adımlar arasında sayılabilir. Ayrıca, küresel pazarlarda marka bilinirliğini artırmak için etkili pazarlama stratejileri ve dijital platformların etkin kullanımı da önemlidir.
Hasat zamanı kaliteyi etkiliyor
Çayın kalitesini belirleyen önemli faktörler neler?
Çayın kalitesini belirleyen önemli faktörler arasında iklim ve toprak şartları, hasat zamanı, işleme teknikleri ve depolama koşulları yer alır. Çayın yetiştiği bölgenin iklimi ve toprak özellikleri, çayın lezzet ve aroma profili üzerinde doğrudan etkilidir. Yeterli yağış, nem ve uygun sıcaklık aralıkları, kaliteli çay üretimi için gereklidir.
Hasat zamanı da kaliteyi etkileyen önemli bir faktördür; en iyi çay yaprakları genellikle ilkbaharda toplanır. İşleme teknikleri, yani kurutma ve fermantasyon süreçleri, çayın nihai kalitesini belirler. Son olarak, çayın depolama koşulları, özellikle nem ve sıcaklık kontrolü, çayın tazeliğini ve kalitesini korumada kritik öneme sahiptir.
Türkiye’de bitkisel çay tüketimi nasıl?
Türkiye’de bitkisel çay tüketimi, geçmişten bugüne yaygın olarak tüketilmekle birlikte son yıllarda giderek yaygınlaşmaktadır. Bitkisel çaylar Türkiye’de geçmişten gelen güçlü bir bilinirliğe sahip. Türk çay kültürüne, bitkisel ve meyve çayları da önemli bir katkı sağlamaktadır.
Geleneksel Türk çay kültürüne bu çeşitlerin de eklenmesi, bitkisel çayları önemli bir konuma getirmiştir. Özellikle nane limon, ıhlamur, adaçayı, kuşburnu ve papatya gibi bitkisel çaylar, soğuk algınlığı, sindirim sorunları ve genel sağlık desteği amacıyla sıkça tüketilmektedir. Ayrıca, zencefil limon ve yeşil çay gibi daha faydalı sunan çaylar da popülerlik kazanmaktadır.
Lider çay firmaları arasında
Beta Çay hakkında bilgi verir misiniz?
Faaliyete başladığı 1978 yılından bu yana 184 ülkede markaları tescillenen ve dünyanın en büyük çay firmaları sıralamasında 12. sırada bulunan Beta Gıda, günümüzde dünyanın lider çay firmaları arasında yer almaktadır. Günümüzde çay sektörünün merkezi haline gelen Sri Lanka Çay Borsası’nda en yüksek miktarlarda alım yapan 10 firmadan birisiyiz. Dünya çapında çay alanında faaliyet gösteren Beta Tea, Bayce, Champion ve Howdah Brand 4 ana marka ve 300’ün üzerinde çay çeşidimiz var.
Bir Çay Daha Lütfen
18. yüzyılda Türkiye’yi ziyaret eden ve ülkemizin zengin kültürünü, geleneklerini ve günlük yaşamını kaleme alan İngiliz sefirinin eşi Lady Mary Wortley Montagu, yazdığı mektuplarla sadece dönemin Avrupası’na değil, aynı zamanda günümüz okurlarına da ilham vermeye devam ediyor.
Lady Montagu’nun mektupları, Türkiye’yi ve halkını anlamak isteyenler için adeta bir rehber niteliğinde. Aradan geçen üç yüzyılın ardından, bir başka Batılı kadının kalemi bu kadim ülkeyi tekrar keşfe çıkıyor. Katherine Branning, Fransa’da aldığı sanat tarihi dersinde gördüğü bir Gök Medrese slaytıyla başlayan ve 30 yıl süren Türkiye serüvenini mektuplar aracılığıyla bizlere sunuyor. Lady Montagu’ye hitaben yazdığı bu mektuplar, aslında Türkiye halkına sesleniyor.
Türkiye’de yaşadığı süreçte büyük toplumsal olaylara tanıklık etmiş olsa da, odak noktası daima insan olmuş. Türk insanını, onların günlük yaşamlarını ve kültürel dinamiklerini derinlemesine incelemiş. Branning’in mektupları, Lady Montagu’nun eserlerinde olduğu gibi sadece bir gözlem değil, aynı zamanda bir dostun samimi bir sohbeti niteliğinde. Türk insanının belki de kendisinin bile farkında olmadığı birçok özelliğini keşfetmiş ve bunları zarif bir dille kaleme aldı.
"Günlük ortalama 250 milyon bardak çay tüketiyoruz"
Bitki Bazlı Gıdalar Derneği Başkanı Gıda Mühendisi Ebru Akdağ, iyi ve dengeli yaşama ilginin artması, daha düşük kalorili içeceklere yönlenilmesi ile bitki çaylarının son yıllarda yükselen bir trende sahip olduğunu belirtiyor.
Türkiye’de çay içme alışkanlıklarına dair bilgi verir misiniz?
Ebru Akdağ: Türkiye, dünyada kişi başına en çok çay tüketen ülkelerden biridir; hatta siyah çayda kişi başına tüketime ilk sırada yer alır. Çay, bizim kültürümüzde özel bir yere sahiptir ve günlük yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.
Kahvaltıdan akşam yemeği sonrasına kadar gün boyu tüketilen çay, toplumsal bağları güçlendirir ve birçok sosyal etkinliğin merkezinde yer alır. Türkiye’de çay tüketimi alışkanlıkları dünyada önde gelen seviyededir.
Ülkemizde, günlük 250 milyon çay bardağı çay tüketildiği tahmin ediliyor. Hem siyah çayın hem de bitki çaylarının gün boyunca içildiği görülüyor. Tüketicilerin iyi ve dengeli yaşam rutinine olan ilgisinin artması, daha düşük kalorili/şekersiz içeceklere yönelinmesi ve bitki ve meyve çaylarının farklı tatları denemek için iyi bir seçenek olması gibi etmenler ile bitki ve meyve çaylarının son yıllarda artan bir trende kavuştuğunu da görüyoruz.
Çay, günü karşılama ritüeli
Türkiye’de ve dünyada çay tüketimi ne durumda?
Tüm dünyadaki toplam çay tüketimi senelik 6.7 milyon ton olarak ölçülmüştür ve bu miktarın 2025 yılına kadar 7.4 milyar kilograma ulaşması beklenmektedir. Çay, suyun ardından dünyada en çok tüketilen ikinci içecektir. Küresel çay pazarı, 2018-2024 yılları arasında yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) ile %4.5 oranında büyüme göstermiştir ve bu trendin devam etmesi beklenmektedir. Dünyada her sabah 2 milyar insanın güne çay içerek başladığı tahmin ediliyor. Çay bir anlamda en yaygın günü karşılama ritüelleri arasında bulunuyor.
Çay tüketiminde nelere dikkat etmeliyiz?
Tüm dünyada çok sevilerek tüketilen siyah çay ve bitki çaylarındaki en önemli nokta; hijyen. Bu noktada, hasattan tüketiciye satılmasına kadar tüm aşamalarda çayın güvenli ve halk sağlığını riske atmayacak şekilde olması büyük bir önem taşıyor. Özellikle kaliteli hammadde temini, tüm gıdalarda olduğu gibi burada da kilit rol oynuyor.
Türk Gıda Kodeksi’ne göre çaylar, dökme olarak satılamıyor. Üstelik açıkta satılan her üründe olduğu gibi çayda da ürünün içine farklı maddeler karıştırılması mümkün. Ne kadar süredir, nasıl ve hangi koşullarda saklandığına dair bilgimiz de olmuyor. Dolayısıyla bu tür ürünleri tüketmek sağlık açısından büyük riskler taşıyor. Bu yüzden her üründe olduğu gibi çok yoğun olarak tükettiğimiz çay konusunda da güvenilir markaların güvenilir satış noktalarında satılan ambalajlı ürünleri tercih edilmeli.
"Gelecek Bitkiden gelecek"
Dernek hakkında bilgi verir misiniz?
Bitki Bazlı Gıdalar Derneği’ni (BİTKİDEN) 2022’de “Gelecek bitkiden gelecek” mottosuyla kurduk. Uluslararası Bitki Bazlı Gıdalar Çalışma Grubu (IPBFWG) ve Avrupa Bitki Bazlı Gıdalar Birliği›nin (EAPF) üyesiyiz. Türkiye’deki gıda perakendecilerinin ve şirketlerin, karbon ayak izi etkisini yönetmek için ESG ilkelerini temel alarak sürdürülebilirlik stratejilerini güçlendirmelerini destekliyoruz. Ben de Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Gıda Mühendisliği ve ODTÜ Endüstri Bölümünde Mühendislik Yönetimi Yüksek Lisans eğitimimi tamamladım. Ağustos 2023’de Soframızdaki Hurafeler isimli kitabım yayınlandı. Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesiyim.
Çay ile ilgili ipuçları
-Demlenmiş çayın %99'u sudur, çay içerek günlük su ihtiyacınızın bir kısmını karşılayabilirsiniz.
-Çay demlerken iyi kalite taze kaynamış içme suyu kullanılmalıdır.
-Uzun süre kaynatılmamalıdır.
-Ambalaj üzerindeki yönlendirmelere göre demlenmelidir.
-Çaydan en güzel tadı alabilmek için saklama koşullarına (kuru, serin, kokusuz ortamda) dikkat edilmeli, tavsiye edilen tüketim tarihi geçilmemelidir.
- Kullanılan poşetler gıda atık kutusuna atılması halinde geri dönüştürülebilir.
-Özel bir sağlık gereksinimi durumunda bitki çayları tüketilmeden doktora danışılmalıdır.
- Çayın doğru demleme süresi ve sıcaklığına dikkat edilmelidir. Genellikle siyah çaylar 3-5 dakika arasında, yeşil çaylar ise 2-3 dakika arasında demlenmelidir. Su sıcaklığı ise siyah çay için yaklaşık 95°C, yeşil çay için ise 75-85°C olmalıdır.
-Çayın hava almayan kaplarda saklanması, tazeliğini korumasına yardımcı olur.
-Çayın içerdiği kafein miktarına dikkat edilmelidir. Aşırı kafein tüketimi uyku sorunlarına, anksiyeteye ve kalp çarpıntısına neden olabilir. Günde 3-4 fincan çay, genel olarak güvenli kabul edilir.
Çay en iyi nasıl demlenir
Çay demleme yöntemleri, çayın türüne göre farklılık gösterir. Türkiye'de en yaygın olarak kullanılan çay demleme yöntemi, geleneksel siyah çay demlemesidir. Bu yöntem için öncelikle kaliteli bir çaydanlık kullanılır. Üst demlikte çay yaprakları konulurken, alt demlikte su kaynatılır. Kaynayıp bir iki dakika dinlenmiş su, üst demlikteki çayın üzerine dökülerek çayın dem alması sağlanır. Demleme süresi genellikle 10-15 dakikadır. Çayın acılaşmaması için demleme süresi çok uzun tutulmamalıdır. Yeşil çay ve bitki çayları için demleme yöntemleri ise farklıdır. Yeşil çay, kaynar su yerine yaklaşık 70-80°C’deki su ile 2-3 dakika demlenir.
Bu şekilde demlendiğinde, yeşil çayın hassas yaprakları yanmaz ve acı bir tat oluşmaz. Bitki çayları ise genellikle 90-100°C’deki su ile 5-10 dakika demlenir, böylece bitkilerin aroması ve faydalı bileşenleri suya tam olarak geçer. Çayın en iyi şekilde demlenmesi için temiz ve taze su kullanımı, doğru demleme süresi ve sıcaklığı önemlidir. Ayrıca, demlenen çayın üzerine kaynar su eklenmemesi, çayın tadını koruması açısından dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Bu yöntemlerle, her çay türü için ideal lezzet ve aroma elde edilebilir.