Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Balıkesir’in Bandırma ilçesinde On Yedi Eylül Üniversitesine konuk oldu. Hisarcıklıoğlu, gençlere hayatından kesitlerle birlikte girişimcilik konusunda bilgiler verdi.
“Girişimcilik” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Bizim hayalimiz kadın girişimcilerin, erkek girişimcileri geçmesidir. Böyle genç bir üniversitede bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Benim en mutlu olduğum anlardan biri gençlerle bir arada bulunmaktır. Gençlerle bir araya gelince en çok anlattığım girişimcilik konusudur. Ben ne bürokratım, ne de siyasetçiyim. Ben iş insanıyım. Girişimciliğin ana konusu ve amacı şudur, zengin olmak. Toplum olarak zengin olmak istiyoruz. Zengin olmanın yolu da girişimcilikten geçiyor. Milletlerin gücü artık silah gücü ile ölçülmüyor, girişimcilik ile ölçülüyor. Dünyada zenginlik, dünya liderliği yarışı ölçümü artık girişimciliktir. Bir ülkenin girişimcisi ne kadar çok ise o ülke o kadar zengindir. Evlerimizde huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamak istiyorsak girişimciliğe önem vermeliyiz. Bugün işsizlik girişimcilik ile çözülecektir. En çok sorulan soru şu: Girişimci doğuştan mı, yoksa sonradan mı olunur? Bence girişimci doğulmaz, girişimci olunur. Eğitim sisteminin girişimciliğe yol göstermesi gerekiyor” dedi.
Girişimcilikte başarılı olmak için gerekli olan altın kuralları öğrenciler ile paylaşan Hisarcıklıoğlu, “Girişimciliğin ilk şartı, hayal. Girişimci bir insan muhakkak hayal etmeli. İkincisi ise hedef koyman gerekiyor. Ama bunlar yeterli olmuyor. Başarı için muhakkak çalışmanız gerekiyor. Çalışmadan hedefinize ulaşamazsınız. Diğer altın kural ise cesur olmak gerekiyor. Girişimcilikte başarılı olmak için kaybetmekten korkmamanız gerekiyor. Girişimci olmak istiyorsanız, başarının yanında başarısızlığın da olduğunu bilmeniz gerekiyor. Ayrıca kazanmak istiyorsanız dürüst olmanız gerekiyor. Gençler olarak sizden ümitliyiz“ dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu kazanmanın anahtarının dürüst olmaktan geçtiğini belirterek, "35 yıl önce bu ülke sadece 3 milyar dolar ihracat yapıyordu. Bunun yüzde 90’ı tarım ürünüydü. Bugün 160 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Yüzde 92’si sanayi malı. Nereye satıyoruz bu malı? Yüzde 50’sini Avrupa ve ABD’ye. İtalya ile Çin’in arasındaki büyük coğrafyada sanayi devrimi olan ülke Türkiye oldu. Bunu kimin sayesinde yaptık? Türkiye’de esnaflıktan, köyden, işçilikten, ustabaşılıktan gelmiş müteşebbisler sayesinde yaptık. Bugün Avrupa’da satılan her dört beyaz eşyadan bir tanesini biz üretiyoruz. Hayal edemezdik bunu. Modası geçmiş iki tane otomobil üretiyorduk. Onu da içeriye üretiyorduk. Şimdi 11 tane marka üretiyoruz ve yurtdışına 1 milyon adet araç satıyoruz. Bunu bizim girişimcilerimiz yaptı. Biz bu ülkeyi dünya 35’nciliğinden dünya 17’nciliğine getirdik. Bizim şimdi bir hedefimiz var. Türkiye’yi dünyanın ilk 10’una getirmek. Allah izin verirse turizmde adımız okunmazken dünya altıncısı oldu. Müteahhitlikte dünya ikincisi haline geldik. Ama bu bize yeter mi? Yetmez. Çünkü zengin olmak istiyoruz. Fert başına düşen milli gelir bugün 10 bin dolarsa 25 bin dolar olmasını istiyoruz" dedi.