BURSA ARENA / Haber Merkezi
Yine Dünya Emekçi Kadınlar Günü haftasında kadınların ekonomideki durumu gözler önüne seriliyor. Kadınlar sadece 19 yıl çalışma hayatında kalabiliyor ve dörtte biri ücretsiz aile işçisi olarak istihdam ediliyor. Kadın girişimcilerin kamu ihalelerinden aldığı pay ise dünyada yüzde 1’i geçmiyor.
Her 8 Mart’ta olduğu gibi bu yıl da kadının ekonomideki yeri gündemin en ön sıralarında. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine Türkiye’de kadınların istihdama katılımı sadece yüzde 29.4, 3 yaşın altında çocuğu olan kadınlarda bu oran yüzde 26.4’e iniyor. Diğer bir sıkıntılı istatistik ise kadınların çalışma hayatında kalma süresi. Bu süre kadınlarda 19 yıl erkeklerde ise 39 yıl. Yani ortalama olarak kadınlar emekliliğini göremeden iş hayatının dışına itiliyor. Ve kadınların sadece yüzde 1.9’u işveren olarak sınıflandırılıyor. Girişimci kadınların güçlenmesi ekonomide söz sahibi olması için ise en büyük desteğin kamudan gelmesi gerekiyor. Dünyada kadınların devlet ihalelerinden ve yatırımlarından aldığı pay sadece yüzde 1. Öyle ki devletlerin bu ihale ve yatırımları küresel milli gelirin yüzde 15’ini oluşturuyor. Böylesine büyük bir pastadan kadınların yok denecek kadar az pay almaları girişimci kadınların gelişmesinin önündeki en büyük engel.
Her sektörde ayrımcı ücret uygulaması
TÜİK istatistikleri, kadınların erkeklerden de daha az kazandığını ortaya koyuyor. Kazanç Yapısı Araştırması, 2018 sonuçlarına göre yıllık ortalama brüt kazanç 49 bin 001 TL. Bu değer, kadınlar için 46 bin 208 TL, erkekler için 50 bin 297 TL olarak tahmin edildi. Hiçbir faaliyet kolunda erkeklerle eşit ücret alamayan kadınların en yüksek aylık ortalama brüt ücretini, 6 bin 428 TL ile "finans ve sigorta faaliyetleri" sektörü veriyor. En büyük ayrımcılık ise cinsiyetçi yaklaşımla ‘kadın işi’ olarak değerlendirilen kültür, sanat ile sağlık sektöründe. Kültür sanatta erkekler kadınlardan yüzde 24 daha fazla kazanıyor. Sağlıkta oran yüzde 23 ile imalatta ve bilişim sektöründe yüzde 20.
Okumak da ücret eşitliği sağlamadı
TÜİK kadınların erkeklere aldığı ücret farkının tüm eğitim seviyelerinde var olduğunu da gösteriyor. Kazanç Yapısı Araştırması, 2018 sonuçlarına göre; cinsiyete dayalı ücret farkı toplamda ve tüm eğitim düzeylerinde erkek ücretinin lehine gerçekleşti. Cinsiyete dayalı ücret farkı toplamda yüzde 7.7 oldu. Bu fark, en fazla yüzde 28.8 ile meslek lisesi mezunu erkekler ve kadınlar arasında görülürken en az fark yüzde 14.3 ile lise mezunu erkekler ve kadınlar arasında oldu.
Cep telefonu kullanan kadınların oranı yüzde 90.2
Hanehalkı bilişim teknolojileri kullanım araştırması sonuçlarına göre; 2019 Ocak-Mart aylarını kapsayan üç aylık dönemde, 16-74 yaş grubundaki bireylerin cep telefonu kullanım oranı yüzde 93.5 oldu. Bu oran, kadınlarda yüzde 90.2, erkeklerde ise yüzde 96.9 olarak gerçekleşti.
Kadınlar çalışma hayatında kalamıyor
Çalışma hayatında kalma süresi, bir kişinin hayatı boyunca işgücü piyasasında aktif olması beklenen yıl sayısı olarak tanımlanıyor. TÜİK’in hanehalkı işgücü araştırması sonuçlarına göre; çalışma hayatında kalma süresi, 2013 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki kadınlarda 16.7 yıl, erkeklerde 37.7 yıl iken 2018 yılında çalışma hayatında kalma süresi kadınlarda 19.0 yıl, erkeklerde 39.3 yıl oldu.
Kenya’daki yüzde 30 hedefi örnek olmalı
Yapılan araştırmalar dünyada ortalama olarak hükümetlerin bütçelerinin beşte birini özel sektörden mal ve hizmet satın almakla geçirdiğini gösteriyor. Ancak kadınlara ait işletmeler bu pazarın sadece yüzde 1'ine ulaşabiliyor. Türkiye’de Kamu İhale Kurumu cinsiyete göre bir istatistik tutmuyor. Ancak tüm kadınlara ilişkin verilerdeki dünyaya göre Türkiye’nin durumu göz önüne alındığında bu oranın yüzde 1’den fazla olmadığı düşünülebilir.
Dünya kadın hareketi bu oranı artırmaya kararlı. Küresel milli gelirin yüzde 15’ine ulaşan bu büyük pazar kadın girişimcilerin gelişmesi için de çok önemli. Kadın hareketi en küçük bir değişikliğin bile piyasa üzerinde çok büyük bir etkisi olacağında hemfikir.
Bazı ülkeler bu oran daha yüksek. Kanada’da ihalelerin ve tedarik sözleşmelerinin yüzde 10’u kadınlara ait işletmelere gidiyor. Arnavutluk’ta belediye sözleşmelerin yüzde 5’i, tedarik ihalelerinin ise yüzde 3.2’si kadınlara ait işletmelere veriliyor. Kenya hükümeti tedarik sözleşmelerinin yüzde 30’unu kadınlar, engelliler ve gençleri güçlendirmek için ayırdığını 2018 yılında ilan etti.
Kariyer hedefine engel çocuk sorumluluğu
Ipsos MORI ve King’s College tarafından yapılan global araştırma kadınların iş hayatında karşılaştığı ayrımcılık ve zorlukları ortaya koyuyor. 27 ülkeden 20 bini aşkın kişiyle gerçekleştirilen araştırma kapsamında kadınlara “ İş yerinde kabul edilebilir davranış şekli nedir? Uygunsuz davranışı neler oluşturur? Kadınların kariyerlerine neler zarar verir? Ve bazı kararlar kariyeri nasıl etkiler?”
Buna göre kadınların yüzde 41’i iş arkadaşlarının çıkma teklif etmesine olumsuz bakıyor. “Cinselliğe dayanan hikayeler anlatmak veya şakalar yapmak” da hem Türkiye’den katılımcılar hem de global kamuoyu yüzde 74-71 ile hemfikir. Kadınlar kariyerine erkeklerin kariyerinde olduğundan daha çok zarar veren unsurların ilk üçü şu şekilde belirtiliyor:
*Çalışma saatlerinde çocuklarla ilgili sorumlulukların olması (%35)
*Çalışma arkadaşından gelen bir çıkma veya romantik ilişki teklifinin reddedilmesi (%26)
*Aileyi işten önce önceliklendirme (%26)
(Kaynak: Ş. Turhan - Dünya)