BURSA ARENA / Haber Merkezi
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezinde (ANKASAM) “Ukrayna-Türkiye: Diplomatik İlişkilerin 30. Yılı” konulu konferans düzenlendi. Konferansın konuşmacısı Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar, Türkiye ve Ukrayna’nın bölgesel barışa hizmet eden çalışmalarının yanı sıra Rus saldırganlığı konusunda Ukrayna’nın tutumunu aktardı. Büyükelçi Bodnar, “Rus saldırganlığına karşı alınabilecek en büyük önlemlerden biri Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğidir.” dedi.
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nde (ANKASAM) bugün saat 11:00’de “Ukrayna-Türkiye: Diplomatik İlişkilerin 30. Yılı” konulu konferans düzenlendi. Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar (Vasyl Bodnar) konferansa konuşmacı olarak katıldı. Konferansın açılış konuşmasını ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol gerçekleştirdi.
Mehmet Seyfettin Erol, konferansın gündem konusunun ilişkilerin 30’uncu yıl dönümü olsa da bugün Ukrayna’daki durumun çok önemli olduğunu kaydetti. Erol, Ukrayna-Türkiye ilişkilerinin tarihini ve iki ülkenin halkları arasındaki derin ilişkilerin söz konusu olduğuna değindi.
Erol ayrıca Türkiye’nin Ukrayna’nın bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine destek vermesinin altında bu ortak geçmiş ve ortak tarih anlayışının yattığını kaydetti. Öte yandan Erol, Ukrayna-Türkiye ilişkilerinin bölge ve dünya siyaseti açısından önemli olduğuna dikkat çekti.
Ukrayna-Türkiye ilişkilerinin 30 yıllık kısa sürede önemli mesafeler kat ettiğini vurgulayarak, “Ukrayna sadece bölgesel değil uluslararası alanda da dünya barışının geleceği anlamında jeopolitik olarak ciddi bir öneme sahip” ifadelerinin altını çizdi. Erol, “Bunun için İkinci Dünya Savaşı öncesini çok iyi okumak lazım. Türkiye nasıl İkinci Dünya Savaşı öncesi bölgesel ve küresel olarak barış diplomasisi sürdürüyorsa bugün de aynı şekilde politika yürütüyor.” dedi.
Türkiye’nin, Ukrayna-Rusya arasındaki meselede arabuluculuk rolüne de değinen Erol, “Türkiye barış için aktif desteğini ortaya koydu” diye konuştu.
Konferansın konuşmacısı Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar ise Ukrayna-Türkiye ilişkilerini ekonomik, savunma sanayi, turizm ve insanı ilişkileri alanlarında değerlendirdi. Türkiye’de illeri gezmeye başladığını aktaran Büyükelçi Bodnar, bölgelerarası iş birliği ile ortaklık konusunu anlattı. Ortak tarih ve ortak geçmiş konusuna değinen Bodnar, arşiv belgelerinin ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. Ayrıca Türkiye ve Ukrayna’nın bölgesel barışa hizmet eden çalışmaları ve Rus saldırganlığı konusunda Ukrayna’nın tutumunu aktardı.
Büyükelçi, ortak tarih konusunda Ukrayna asıllı Hatice Turhan Sultan’ın Osmanlı ve Ukrayna için öneminin bilinmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bu konuda yakın bir zamanda ortak toplantı ve oturum aşamasına geleceğiz” dedi. Ayrıca Bodnar, Ukrayna’daki Türkler ve Türkiye’deki Ukraynalıların insani ilişkilerini anlattı.
Türk iş insanlarının Ukrayna’da lider konumda olduğunu kaydeden Bodnar, Türkiye’de sürekli ikamet eden 35 bin Ukraynalının bulunduğunu belirtti.
Büyükelçi, Türkiye genelinde Ukraynalıların kurduğu toplam 18 Ukrayna derneği olduğunu da sözlerine ekledi.
“Rus saldırganlığına karşı alınabilecek en büyük önlemlerden biri Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğidir” diyen Büyükelçi Bodnar, “2008 yılında Ukrayna’nın NATO’ya üye olmaması hatadır.” dedi.
Almanya ve Batı’nın Rusya-Ukrayna gerilimine dair tutumuna yönelik soruya karşılık Bodnar şunları dile getirdi:
“Almanya Ukrayna’ya silah gönderilmesine karşıydı. Ukrayna’nın NATO Entegrasyonu konusunda inançlı değillerdi. Onların kendi argümanları vardı. Ben de Alman tarafıyla defalarca müzakere yaptım. Bu argümanlar arasında iş dünyasının baskısı vardı. Rusya ile ilişkileri olanlar… Bunun örneği de Kuzey Akım projesiydi. Açıkçası beni şaşırtan; bazı alman diplomatların bana Rusya’ya 2014’te teslim olmamız gerektiğini söylemeseydi. Almanya Avrupa’nın güvenliğini önemsemiyor. Tutumları bunu gösteriyor. İkinci boyutu ise iyi bir arabulucu olma istekleri. Sanırım bu bağlamda onların arabuluculuğu Kremlin’e olacaktır.
NATO’ya üyelik konusu çok önemli bu devletler anlamalı ki bizim başımıza gelen bir gün onların da başına gelebilir.“
QHA