BURSA ARENA / Haber Merkezi
Moskova-Washington ilişkileri hakkında Sputnik’e konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin saldırgan adımlarına gerektiği gibi karşılık vereceklerini söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya-ABD ilişkileri ve iki büyük nükleer gücün nükleer-füze potansiyelini düzenleyici olarak kalan son araç Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’nın (START) uzatılması olasılığı konusunda Sputnik’e bir röportaj verdi.
Sputnik'le Röportajı sırasında Kuzey Akımı-2 doğalgaz boru hattı projesinin inşası ile ilgili görüşlerini de paylaştan Lavrov, “ABD ile diyalog olasılıklarına gerçekçi yaklaşıyoruz. Özellikle de Washington’daki iç siyasi durumu ve yaklaşan başkanlık seçimlerini göz önünde bulundurarak. Rusya, kendi güvenliğini, vatandaşları ve iş dünyasının çıkarlarını korumak için gerekli tüm tedbirleri alacak, saldırgan adımlara gerektiği gibi yanıt verecektir“ dedi.
Rusya’nın cepheleşme yanlısı olmadığını ve farklı alanlarda işbirliği kurma teklifinin hala geçerli olduğunu belirten Sergey Lavrov, “Bu tekliflerin birçoğunu yakın zamanda gerçekleştirmek mümkün” ifadesini kullandı.
Lavrov, işbirliğinin başlatılabileceği alanlara örnek olarak, karşılıklı iş danışma ve uzmanlık kurullarının faaliyetinin başlatılması, iki ülkenin birbirlerinin içişlerine müdahale etmeyeceğini garanti ettiği mektupların verilmesi, nükleer savaşın kabul edilemezliğine dair ortak açıklama yapılması, START Anlaşması’nın uzatılması, orta ve kısa menzilli füzelerin konuşlandırılması yönünde mutabakat sağlanması, siber güvenliğe yönelik diyaloğun başlatılması konularını saydı.
Rusya’nın G7’ye girmek gibi bir isteği olmadığını belirten Lavrov, “Soğuk Savaş döneminde kurulan G7 artık günümüz gerçeklerine yanıt vermiyor. Bunun başlıca nedeni öncelikle G7’nin çalışmalarında yeni dünya merkezlerinin yer almaması. Bu merkezlerin katkısı olmadan tehditlerle başa çıkabilmek mümkün değil” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, G20’de birçok küresel ekonomi ve siyasete ilişkin önemli meselelerinin başarıyla görüşülebilmesinin bir tesadüf olmadığını, Rusya’nın G20 dışında BRICS, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) gibi kararların empoze etme yöntemiyle değil, dengeli bir mutabakat yöntemiyle alındığı oluşumlarda yer aldığını vurguladı.
‘START Anlaşması’nın korunmasından yanayız’
Rusya’nın START anlaşması konusundaki tavrını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açıkça ortaya koyduğunu söyleyen Lavrov, "Anlaşmanın ön koşul olmadan uzatılmasından yanayız. İki nükleer gücün nükleer-füze potansiyelini sınırlayan son araç olan anlaşmanın muhafaza edilmesini doğru buluyoruz. ABD henüz anlaşmanın uzatılması konusundaki tavrını açığa kavuşturmadı” dedi.
‘Kuzey Akımı-2’ye yönelik yaptırımlar Avrupa’nın iş faaliyetlerine müdahaleye yönelik’
Kuzey Akımı-2 projesinin inşaatının tamamlanmasında sona yaklaşılırken özellikle projenin karşıtlarının projeyi engelleme girişimlerini arttırdığını söyleyen Sergey Lavrov şunları ifade etti:
“ABD’nin 2020 bütçesinde bu yönde yaptırım hükümlerinin yer alması, açıkça, Avrupa’nın iş faaliyetlerine müdahale etmeye yönelik kötücül bir adım. Bazı ABD’li senatörler durumu projede yer alan şirketlerin yönetimine doğrudan tehdit yöneltmeye kadar götürdü. Burada amaç elbette Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlamak değil, Avrupa pazarına ABD gazının sokulması. Bu haksız rekabet ve enerji konusunun siyasallaştırılmasının apaçık bir örneği. Baskılara rağmen proje tamamlanacaktır."
Lavrov, Avrupa’nın Rus gazının en önemli alıcılarından biri olduğunu da hatırlatarak, yıllık gaz sevkiyatının 200 milyar metreküp olduğunu ifade etti.
‘Gelecek yıl birçok şey Batı’nın karşılıklı saygıya dayalı diyaloğa ne kadar hazır olduğuna bağlı’
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, gelecek yıl nasıl bir gidişatın olacağı konusunda da şöyle konuştu:
“Birçok şey Batılı partnerlerin, özellikle de Washington’ın çirkin şantaj yöntemlerinden, baskıdan, tek taraflı yaptırımlardan vazgeçmeye, uluslararası hukuka uymaya ve karşılıklı saygı çerçevesinde diyalog kurmaya hazır olup olmadığına bağlı. Rusya ise Suriye ve Ukrayna’daki gibi krizlerin, çatışmaların siyasi-diplomatik yolla çözümü için katkıda bulunmaya devam edecek.”