Normalleşme süreci: Koronavirüs salgınında alınan önlemler ne zaman ve nasıl kaldırılmalı?

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Koronavirüs salgını dünya genelinde yayılmaya ve can almaya devam ederken, bazı ülkeler uyguladığı sıkı kısıtlamaları kaldırma yönünde adımlar atıyor.

Almanya bazı işletmelerin tekrar açılmasına karar verirken, Danimarka'da da okullarda eğitim yeniden başladı. Avrupa'da en fazla can kaybının görüldüğü ülke olan İtalya'da da bazı yerlerde kitapçı, çamaşırhane, kırtasiye ve çocuk kıyafeti satan dükkanlar yeniden açıldı.

ABD'de Başkan Donald Trump, normalleşmeye geçişle ilgili üç aşamalı bir plan açıkladı ve bunun uygulamasıyla ilgili kararları eyalet valilerine bıraktı.

Türkiye'de ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Mayıs'ta başlayacak olan Şeker Bayramı'nın ardından normalleşme sürecinin başlatılacağını açıkladı.

Bilim insanları ve Dünya Sağlık Örgütü de normale dönüşün kademeli olması gerektiğini vurguluyor ve mevcut sosyal mesafe düzenlemelerinin öngörülebilir bir geleceğe kadar devam etmesi gerektiği uyarısı yapıyor.

İngiltere Sağlık Direktörü Prof. Dr. Chris Whitty, yakın bir zamanda hayatın aniden normale dönmesini beklemenin "kesinlikle gerçekçi" olmadığını ve bu yılın sonuna kadar bazı uygulamaların yürürlükte kalacağını söyledi.

Normalleşmeye hangi aşamada geçilmeli?

Bu uyarıların temelinde, sosyal mesafe ve sokağa çıkma kısıtlamalarının bir anda kaldırılması halinde salgının bu dönemde görülen yayılma hızına ulaşabileceği, hatta durumun daha da kötüleşebileceği kaygıları yatıyor.

Bilim insanları, sosyal mesafeyi bir kişinin gün içerisinde temasta olduğu kişi sayısının normal bir dönemdeki ortalamanın yüzde 75 azaltılması olarak tanımlıyor.

Hükümetler ve bilim insanları, sosyal mesafenin kaldırılarak normalleşme sürecinin başlaması için başta yeni vaka sayısındaki artışın yavaşlaması ve yayılma hızının sağlık sistemlerinin kaldırabileceği düzeylerde tutulması bir dizi kriteri göz önüne alıyor.

Ancak Covid-19 hastalığını atlatanların bağışıklık kazanıp kazanmadığının netleşene ve bu hastalığa karşı etkili olan aşının bulunana kadar kısıtlamaların devam etmesi gerektiğini savunanlar var.

Bilim insanlarının ortak kanısı ise dünyadaki günlük yaşamın Covid-19 salgınından önceki haline çok hızlı bir şekilde geri dönemeyeceği yönünde.

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Dr. Hans Kluge, normale dönüş için hızlı bir yol olmadığını, rehavete kapılmamak gerektiğini ve doğru yöntemin kısıtlamaların kademeli bir şekilde kaldırılması olduğunu söyledi.

Çin, koronavirüsün ortaya çıktığı Vuhan'daki kısıtlamaları 76 gün sonra hafifletmeye başladı. Çin'in kısıtlamaları hafifletmesinde, yeni vaka sayısının sıfıra yaklaşması etkili oldu.

Vuhan'a giriş-çıkışlar serbest hale getirilirken, bazı işletmeler de yeniden açıldı. Çinli yetkililer, virüsün kente dışarıdan tekrar taşınmaması için gerekli önlemleri almayı ve durumu izlemeyi sürdüreceklerini söylüyor.

Dünya genelinde de birçok ülke, vaka sayısındaki artış hızının azalmasıyla birlikte kademeli bir normalleşme öngörüyor.

Şu ana kadar yapılan açıklamalar ve uygulamalar, salgının yayılma hızının takip edilerek, gerekli olması halinde kısıtlamaların tekrar devreye sokulması yönteminin benimsendiğine işaret ediyor.

KORONAVIRS ASI

Fotoğraf: EPA

Hafifletme için hangi seçenekler konuşuluyor?

Glasgow Üniversitesi Sosyal ve Siyaset Bilimleri Fakültesi'nden üç öğretim üyesinin hazırladığı raporda, hükümetlerin önünde dört seçenek olduğu belirtildi.

Bu seçenekler, kısıtlamaların aşı bulunan kadar yürürlükte tutulması, belli dönemlerde kaldırıp tekrar uygulanması, kısmen kaldırılması ve tamamen kaldırılması olarak sıralandı.

Raporda bu seçeneklerden ilkinin altından kalkılamayacak ekonomik sonuçları, sonuncusunun da yaratacağı insanı trajedi yüzünden uygulanmasının zor olduğu belirtiliyor.

Raporda, en uygun seçeneğin belli dönemlerde kısıtlamaları kaldırıp tekrar uygulamak olarak belirdiğini ancak bunun da ekonomik sonuçlar doğuracağı uyarısı yapıldı.

Ancak bu modelin insan sayısına göre gelir elde eden eğlence, spor, turizm, perakende gibi sektörler açısından sürdürülebilir olmayabileceği belirtildi.

Londra'da bulunan Imperial College'ın Mart ayında hazırladığı bir raporda, hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yatan hasta sayısının sıçrama yapmaya yaklaştığı dönemlerde kısıtlamaların en sıkı haline getirilmesi ve sağlık sisteminin kapasitesi kontrol edilebilir düzeylere yaklaştıkça kısıtlamaların kaldırılması önerildi.

Bu modele göre, Covid-19'a karşı etkili bir aşı bulunana kadar iki ay boyunca sosyal mesafe uygulaması ve okulların kapalı tutulması, sonraki bir ay boyunca da açılması öngörülüyor.

Hangi yöntemler uygulanabilir?

Kısıtlamaların kaldırılması konusunda hükümetler farklı önlemler almayı ve yöntemler uygulamayı değerlendiriyor.

Bazı yerlerde restoran, kafe, sinema gibi yerlerin içeriye daha az kişi kabul ederek, sosyal mesafe uygulamalarını sürdürme zorunluluğu getirilmesi ve geliştirilen cep telefonu uygulamasıyla temas takibine ağırlık verilmesi gibi seçenekler gündeme geliyor.

Harvard Üniversitesi'nden bir grup bilim adamının bu hafta içinde yayımladığı raporda ise kısıtlamaların bir süre kaldırılıp bir süre uygulamaya tekrar sokulması döngüsünün önüne geçmek için yapılması gerekenler sıralandı.

Raporda, "Yapmamız gereken şeyin büyüklüğünü çok az insan farkında. Test sayısının ciddi oranda artırmamız, temas takibi yapmamız, izolasyona devam etmemiz ve karantinayı sürdürmemiz gerekiyor" denildi.

Raporda, Nisan ile Ağustos ayları arasında ABD'de ekonomik faaliyetlerin yeniden canlandırılması sürecinin, başta açılan sektörlerdeki işgücüne yönelik olmak üzere sürdürebilir test programları sağlama kapasitesiyle eşgüdüm içerisinde yürütülmesi gerektiği vurgulandı.

Koronavirüs

Fotoğraf: REUTERS

Harvard Üniversitesi'nin üç adımlı yol planı test, temas takibi ve izolasyon aşamalarından oluşuyor. Bu planın bu ilkelere uygun şekilde yapılması önerildi:

"1) Test sayısının artırılması ve buna bağlı olarak izolasyon uygulamalarına gidilmesi, temas takibinin yapılarak, bu kişilerin virüse maruz kalmış olabilecekleri konusunda haberdar edilmeleri, test yapılmaları ve pozitif çıkanların da tecride alınmaları işleminin ne kadar etkin bir biçimde yapılacağına bağlı.

2) İzolasyon uygulamasının başarıya ulaşabilmesi için iş güvencesi, kaynak desteği ve sağlık hizmetiyle desteklenmelidir.

3) Testler ve kamu sağlığı alanında uygulanacak programların bireysel özgürlükler, hakkaniyet, eşitlik, veri ve sağlık bilgilerinin gizliliği ile sağlık ahlakına uygun şekilde yapılması gerekiyor."

Türkiye'de normalleşme konusunda neler konuşuluyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şeker Bayramı'nın ardından normalleşme sürecine başlamayı planladıklarını söyledi.

Erdoğan bu hafta içerisinde yaptığı açıklamada, "Amacımız önlemleri en titiz şekilde uygulayarak, salgının seyrini ülkemizin Ramazan Bayramı sonrası normale dönüşüne imkan sağlayacak seviyeye indirmiş olmaktır" dedi.

Bayram, 24-26 Mayıs tarihleri arasında kutlanacak.

Perşembe günü basında yer alan haberlerde, Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu toplantısında mevcut kısıtlamaların kademe kademe ve il ile meslek gruplarına göre kaldırılacağını söylediği bildirildi.

Hürriyet'te yer alan habere göre, Erdoğan, "Öncelikle tarım, tekstil, sanayi ve bu üç sektörün ardından turizmde kademe kademe rahatlamanın başlaması planlanıyor" dedi.

@drfahrettinkoca tarafından yapılan Twitter paylaşımı: Sn. Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibi, hayatın kademeli şekilde normalleşmesi, kuralların uygulanmasıyla mümkündür. Hastalık, öngördüğümüz şekilde seyrediyor. Bilinçli olursak, normalleşme gecikmeyecektir. Umut, en doğru kelime. Fakat bu umut tedbirsizlikle tehdide dönüşmemeli.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da hayatın kademeli bir şekilde normalleşmesinin kuralların uygulanmasıyla mümkün olduğunu söyledi.

Koca, "Hastalık, öngördüğümüz şekilde seyrediyor. Bilinçli olursak, normalleşme gecikmeyecektir. Umut, en doğru kelime. Fakat bu umut tedbirsizlikle tehdide dönüşmemeli" dedi. (BBC)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.