İsrail’de hükümetin, yüksek yargıdaki kontrolünü artırmaya yönelik adımına karşı yüzbinlerce kişi protestolara devam ederken, son araştırmalar birçoklarının ülkeyi terk etmeyi düşündüğünü ortaya koyuyor.
Profesör Chen Hoffman onlardan biri. Her Cuma akşamı gün batımıyla başlayan Yahudilerin ibadet ve dinlenme günü Şabat’ı, ertesi gün hükümet karşıtı protestoyla bitiriyor
Her Cumartesi akşamı Tel Aviv merkezinde büyük protesto yapılıyor:
“Protestolara katılmak gibi bir alışkanlığımız yoktu ama ülkemizi kaybettiğimizi düşündüğümüz için buna zorunlu hissediyoruz”
İsrail’de önde gelen bir radyoloji bölümü profesörü olan doktor Hoffman, İngiltere’ye taşınmaya hazırlanıyor. Dahası, Avrupa ülkelerinden pasaportları olan diğer aile üyelerini de buna ikna etmeye çalışıyor.
Hoffman, “İşten bir yıl ara alarak Londra’ya gideceğim. İsrail dışında yaşayabilir miyim, bunu göreceğim” diyor ve devam ediyor:
“Durum daha kötü olursa ki her geçen gün kötüye gidiyor, kendimize yaşayacak yeni bir yer bulacağız.”
Tel Aviv’deki Kaplan Caddesi’nde İsrail bayrakları sallayarak, korna ve sloganlarla yürüyen kalabalıklar, Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlamak isteyen yasayı protesto ediyor.
Göstericiler, yasanın demokrasiyi tehdit ettiği görüşünde. Ancak İsrail’in aşırı sağın da yer aldığı koalisyon hükümeti, bu adımın demokrasiyi güçlendireceğini savunuyor. Netanyahu hükümeti, mevcut yasalarla seçilmişlerin atmaya çalıştığı adımların çok kolay reddedilebildiğini iddia ediyor.
Yüksek eğitimli toplum kesimleri başvuruyor
Protestocular halen yeni yasaların geri alınabileceğini umarken, aralarından birçoğu da ya kendilerinin ya da yakınlarının göç etme ihtimalini değerlendirdiğini söylüyor.
Gösteriye katılan Sarah, “Bu büyük bir hayal kırıklığı olur ama çocuklarımı demokratik olmayan bir ülkede yetiştirmeyeceğim” diyor ve devam ediyor:
“Genç bir kadın olan kızımın haklarının garanti edildiğine inanırsam burada kalırım”
İsrail’in ülke değiştirme üzerine çalışan uzmanları, başvurularda artış olduğunu söylüyor.
Yüksek yargıdaki değişikliklerin getirdiği ekonomik etkiler, hayat pahalılığı gibi etkenlerin de başvuruları artırdığı kaydediliyor.
Ocean Relocation isimli şirketin sahibi Shay Obazanek, “Süreç hakkında bilgi almaya çalışan insan sayısında büyük bir artış var. ‘Başka bir ülkeye taşınmak istiyoruz, nereden başlamamız lazım?’ sorusuna yanıt arıyorlar” diyor.
Portekiz merkezli şirketinde benzer bir iş yapan Ruth Nevo da ilk kez İsrailli müşterileri olmaya başladığını söylüyor:
“Bu gerçekten delice; yıllarca tek bir telefon almamışken, şimdi günde 25 kişi bu şekilde bizimle temas kuruyor.
“Ve bilgi almak isteyenler, gerçekten çok iyi eğitim almış kişiler; hukukçulardan, hakimlerden, polislerden, akademisyenlerden ve internet teknolojileri konusunda uzmanlardan bahsediyorum. Ülkelerinde olanlar konusunda çok endişeliler.”
Aşırı muhafazakârlar 'iktidard
Benzer süreçlerden geçmiş ülkelere bakıldığında, göç etme olasılığını değerlendirmeye alan kişilerin çoğunun bunu eyleme çevirmediği görülüyor.
Donald Trump’ın 20161’da seçilmesinin öncesinde ve sonrasında, başka ülkelere taşınacaklarını söyleyen birçok Amerikalı bu fikirlerinden sonra vazgeçti.
Ancak İsrail’deki son siyasi karmaşa, toplumda derin ayrılıklar yarattı.
Benyamin Netanyahu’un oluşturduğu koalisyon, ayakta kalabilmek için aşırı dinci ve milliyetçilerin desteğine ihtiyaç duyuyor. İsrail toplumunun bu unsurları, doğum oranlarının yüksek oluşu nedeniyle nüfus artışının yüksek olduğu muhafazakârlar.
İsrail’de toplumun laik kesimleri giderek ülkede azınlık konumuna düşerken, liberal hayat biçimlerinin de tehdit altında olduğunu düşünüyor. Mahkemelerin insan haklarını artık koruyamayacağından korkuyor.
Tel Aviv Üniversitesi’nden Kamu Hukuku Bölümü Başkanı Profesör Alon Tal, son altı ayda alttan alta yaşanan sürecin bir anda “aşırı görünür hale” geldiğini söylüyor.
Tal’a göre ülkedeki laik Yahudiler, vergi yükünün büyük bir kısmını omuzlamakla beraber, askerlik hizmetini de büyük ölçüde üstleniyor. Buna karşın, aşırı dinci Yahudi toplulukları, on yıllardır askerlik hizmetinde elde ettikleri çeşitli muafiyetlerin faydalarını sürüyor.
Profesör Tal, kitlesel bir göç hareketinin yıkıcı sonuçları olabileceğini; tıp, akademi ve yüksek teknoloji alanlarında büyük etkilere yol açabileceğini savunuyor:
“Bu ülkeyi bugün olduğu konuma getiren, ekonomik gelişim ve inovasyonu omuzlarında taşıyan yetenekli insanlar, artık bu ülkenin kendilerini temsil etmediğini düşünür ve ayrılmaya karar verirlerse, bir ekonomik yıkım görebiliriz”
'Bu askerlikten sonra ikinci vatani görev'
Sheba Tıp Merkezi’nde Profesör Hoffman hamile bir kadının emar görüntülerini inceliyor. İsrail’de fetal nöroradyoloji konusunda uzman dört isimden biri.
Ülkede yapılan son bir araştırma, İsrailli genç doktorların ve tıp öğrencilerinin üçte birinden fazlasının ülkeden ayrılmayı planladığını gösteriyor.
Profesör Hoffman kendisi gibi deneyimli birçok kişinin de aynı seçeceği değerlendirdiğini ama arada kaldığını söylüyor:
“Şu anda bile doktor açığımız var. Yalnızca yüzde 5’i ayrılsa bile bunun yıkıcı etkileri olur”
Tel Aviv’deki haftalık protestoda ülkenin ulusal marşı çalıyor.
Gösteri için sokakta olanlar kendilerini vatansever olarak tanımlıyor. Buradaki birçok kişi eski ordu mensubu ya da halen yedek asker.
Aralarından bazıları ne olursa olsun ayrılmacaklarını söylüyor.
Daha önce başka ülkelerde çalışmış bir doktor olan Ruth isimli kadın, “Çok endişeliyim ama yine de kalacağım çünkü dayanışmayı hissediyorum” diyor.
“Bu benim sorumluluğum. Benim için bu askerlikten sonra ikinci (vatani) görev gibi. Biz bir ordu gibiyiz” diye hislerini anlatıyor.
Demokrasi isteğiyle slogan atan kitleler, hükümeti yasa değişikliği planından geri adım atmaya zorlamaya çalışırken, bir yandan da artık ülke farklı bir mücadeleye evriliyor; İsrail’den ayrılmak, ya da ayrılmamak.
Yolande Knell
BBC News Ortadoğu Muhabiri