Bisiklet
Bisiklet bir tutku bir yaşam tarzıdır. Festivalleri, toplulukları ve etkinlikleri ile ayrı bir dünya . Bu dünyanın içerisinde olmayan ama bisiklete binmeyi çocukluğundan beri çok seven biriyim.
Eskişehir’de karşıma çıkan yön vermemi bekleyen tatlı hayat gibi duran, pembe bisikleti görünce ilk olarak: nostaljik bir sahne canlandı gözümde. Çiçekli şapkam pembe bisikletim. bisikletimin gidonunda çiçekler, bir tarafımda göl diğer tarafım ağaçlık gidiyorum orman evime doğru…Bu güzel bisiklete binme keyfini, yaşattığı hayali anlatmak ve o eşsiz bisikleti göstererek, bisiklet üzerine bir şeyler yazmak istedim sizler için değerli okurlarımız.
Eskişehir’de karşıma çıkan yön vermemi bekleyen tatlı hayat gibi duran, pembe bisikleti görünce ilk olarak: nostaljik bir sahne canlandı gözümde. Çiçekli şapkam pembe bisikletim. bisikletimin gidonunda çiçekler, bir tarafımda göl diğer tarafım ağaçlık gidiyorum orman evime doğru…Bu güzel bisiklete binme keyfini, yaşattığı hayali anlatmak ve o eşsiz bisikleti göstererek, bisiklet üzerine bir şeyler yazmak istedim sizler için değerli okurlarımız.
Bisiklet için yazılabilecek yazıları araştırırken; Albert Einstein’ın sözü çıktı ilk olarak karşıma ‘Hayat bisiklete binmek gibidir. Dengede durmak için , hareket etmeye devam etmen gerekir.
Hayat bisiklete binmek gibiyse peki bisiklet nedir dersek bunu da Aydan Çelik manifestosunda şöyle açıklamış :
Bisiklet Nedir?
Eşitliktir: Bazen o sizi taşır, bazen siz onu.
Özgürlüktür: Ferman padişahın ,dağlar bizimdir.
Kardeşliktir: Bir ağaç gibi tek ve hür öte yandan,
Tevazudur: Estağfurullah beri yandan
Çocukluktur: Hayatla izdivacın balayı günlerinden
Aylaklıktır: Akreple yelkovana nispet.
Sükunettir: Ne der filozof:gürültü, zekayla ters orantılıdır.
Rüyadır: Üç yaşında başlar , hayat boyu sürer.
Hayal gücüdür: Durduğunda devrilir.
Kendisidir: Doğan görünümlü Şahin değil.
Ütopyadır: Ayaklar hep havada.
Bisiklet rüzgarı hissetirir, motoru kendin olduğun, egzos dumanı derdi , yer bulma; park etme derdi yaşamadığın, hem spor yapıp hem istediğin yere gidebildiğin hepimizin bildiği ama tutkunlarının yaşattığı, eskimeyen , teknolojiye yenik düşmeyecek, düşmemesi gereken, insanın insana, kendine ihtiyacı olduğunu hissettiren, insanı otomatikleştirmeyen yaşatan bir araç.
Susan B. Anthony ; Bisiklet için şöyle demiş, “kadınların özgürleşmesine dünyadaki diğer her şeyden daha fazla katkı sağlamıştır.”
Oldukça da haklı görünüyor.
Makineleşmek yerine özgürleşmektir aslında bisiklet…
Şimdiki çocuklar daha şanslı..Benim hiç "velesbit"im olmadı..Bizim zamanımızda "velesbit" yani "bisiklet"ler kiralanırdı...Biz hep kiraladığımız bisikletlere binerdik..Çok da severdik..bisiklete binmek bir ayrıcalıktı..