BURSA ARENA / Haber Merkezi
Her şey birkaç kabın kepçeye takılmasıyla başladı. 4 yıl süren Haydarpaşa Garı kazıları İstanbul’u devasa bir hazineye kavuşturdu… Hamam, konut, saray, çanak ve tarihi geriye saran bir sikke… 50 bin kasadan fazla eser gün yüzüne çıktı.
Peronlarının kaldırılması sırasında tarihi eserlerin bulunduğu Haydarpaşa Garı’nda başlatılan kazı çalışmaları dört yıldan bu yana devam ediyor.
Antik dönemlerde “Khalkedon” günümüzde ise “Kadıköy" olarak bilinen bölgede gerçekleştirilen kazı çalışmaları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülüyor.
TRT'de yer alan habere göre, Haydarpaşa Tren Garı'nın hemen arkasındaki 300 dönümlük arazide gerçekleştirilen kazılarda ilk olarak Osmanlı ve Bizans dönemlerine ait günlük kullanım kapları gün yüzüne çıktı.
Kazı derinleştikçe tarih geriye sardı... Yüzeyde Cumhuriyet ve Osmanlı Dönemine ait kalıntılar katman katman farklı dönemleri aydınlattı.
En derin nokta 5 metre
Kadim istanbul'un 'Kadıköy'ü Roma, Bizans ve Helenistik dönemlere de ev sahipliği yapmıştı. Üstelik bu tarihi yolculuk en derini 5 metre olan kazılarla gün yüzüne çıktı.
Kalıntılar M.Ö. 5. yüzyıldan başlayarak tarihe ışık tutuyor. Klasik dönem, Helenistik, Bizans, Roma, Osmanlı ile Cumhuriyet dönemlerine ait kalıntılardanen önemlisi Khalkedon sikkesiydi. Tarihçilere göre tamamen karanlık bir dönemden günümüze ulaşan ender buluntulardan.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Sanat Tarihçisi Yusuf Tokgöz’e göre buluntular karanlık çağlara ışık tutacak.
“Biz platformun hemen altında bir mezara ulaştık. Bu mezarda kremasyon yani yakılarak gömülmüş bir iskelet tespit edildi. Mezar hediyesi olarak da hemen yanında bronz kâse içerisinde 10 adet ungartaryuma ulaşılmıştır. Bu da bizim için en önemli büyük buluntu anlamına gelmektedir.”
Kazılarda en erken tarihlisi M.Ö 5’inci yüzyıla ait olmak üzere yaklaşık 18 bin adet sikke gün yüzüne çıkartıldı.
Yusuf Tokgöz, kazı alanında bulunan Khalkedon sikkesini ayrı bir yere koyuyor.
“Haydarpaşa Garı arkeolojik kazı alanındaki çalışmalarda bizim için en erken tarihli mimari buluntu, M.Ö 2’nci yüzyıla tarihlenen mezar anıtıdır. Bu anıt çevresinde bulunan sikkeler arasında ise bizim için en önemlisi M.Ö 5’inci yüzyıla tarihlenen Khalkedon sikkesidir. Bu sikke bugüne kadar müzede vardı fakat kendi bölgesinde, toprağında ilk defa bu kazıda bulundu.”
50 bin kasa eser restorasyon bekliyor
Sikkeler haricinde kap kacak, kandiller ve hemen hemen günlük kullanım için üretilen bütün malzemeler envantere kaydedilen diğer tarihi buluntular arasında yer alıyor.
Toprak altında bulunan eserlerin ise büyük bir titizlik ile incelenip kronolojik olarak sınıflandırıldığının altını çizen Tokgöz şöyle devam ediyor:
“Kazıdan çıkan eserlerin önce tasnifi yapılıyor. Kasalar halinde atölyelere giden eserler yıkamadan geçirilirken, bütünleştirilip birleştirilebilecek durumda olanlar restorasyona teslim ediliyor. Restorasyonun ardından o eserler tümleniyor ve envantere alınıyor. Şu an yaklaşık 50 bine yakın kasa dolusu eser, restorasyon için sıra bekliyor. Envantere aldığımız küçük eser sayısı ise bin 100.”
“Arkeopark” projesinde Haydarpaşa Garı işlevini sürdürmeye devam edecek
Üç müze uzmanı, 12 arkeolog ve 150 işçinin görev aldığı Haydarpaşa Garı kazı alanındaki çalışmalarda sona yaklaşılıyor. Çalışmalarda “Arkeopark” projesi de yer alıyor.
Hayata geçirilecek arkeopark için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ortak bir proje hazırlığında olduğunu belirten Yusuf Tokgöz, “Amaç kazı alanında bulunan kalıntılar ile Haydarpaşa Garı’nı birbirine entegre edebilmek. Proje kapsamında Haydarpaşa Garı rutin işlevini yerine getirmeye devam ederken, aynı anda yürüyüş yolları aracılığıyla alanda bulunan mimari kalıntılar ziyaretçiler tarafından gezilebilecek” diyor.