BURSA ARENA / Haber Merkezi
İstanbul Ticaret Odası, 37 yazarın hatıra ve izlenimlerinin bir araya geldiği “İstanbul’un Kültürel Yüzü Cağaloğlu, Sultanahmet, Beyazıt” kitabını tanıttı. İTO Başkanı Avdagiç, 'Bu şehrin özeti eskilerin deyimiyle özünün özü de Tarihi Yarımada’dır, Suriçi bölgesidir' dedi.
İstanbul Ticaret Odası, İstanbul’un üç tarihi semtinin yayın, edebiyat ve kültür mekanlarını, bu mekanlarda yaşamış 37 yazarın hatıra ve izlenimleriyle “İstanbul’un Kültürel Yüzü Cağaloğlu, Sultanahmet, Beyazıt” adlı kitapta bir araya getirdi. Kitapta, dünden bugüne bölgedeki hayat tarzları, yapıların mimari biçimleri, kültürel ve sanatsal birikimi, gelenekleri ve etkinlikleri aktarılıyor. Kitabın tanıtımı İTO’nun Eminönü’ndeki merkez binasında video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıyla yapıldı. Kitapta, üç tarihi semtte bulunan Osmanlı’nın son yılları ile Cumhuriyet’in ilk döneminden günümüze kadar tarihi yapılar ve kurumlar, basımevleri ve kitapevleri, atölyeler, çarşılar, tiyatro, sinema salonları ve lokanta gibi mekanlara ilişkin bilgiler, fotoğrafl arla zenginleştirildi.
Şehrin özeti: Tarihi Yarımada
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, ‘İstanbul’un Kültürel Yüzü Cağaloğlu, Sultanahmet, Beyazıt’ kitabını, milletleri ve medeniyetleri kalıcı yapanın mekanlara sinmiş kalıcı hafızalar olduğu gerçeğinden yola çıkarak hazırladıklarını söyledi. Avdagiç, “Mekanlar çok boyutlu pencereler gibidir. Ait olduğu medeniyetin siyasetten tarihe, edebiyattan müziğe kadar birçok değerini temsil eder. İstanbul da böyledir. Bu niteliğiyle İstanbul, Türk tarihinin 1453’te İstanbul’un fethi ile başlayan görkemli yükselişinin özetidir” dedi. Köprübaşı’ndan Cağaloğlu’na, Sultanahmet’ten Beyazıt’a kadar geniş bir alanın İstanbul’un karakteri ve hafızası olduğunu vurgulayan Avdagiç, “Nasıl İstanbul geniş bir coğrafyanın düğümlendiği şehir ise; bu şehrin özeti de, eskilerin deyimiyle özünün özü de Tarihi Yarımada’dır, Suriçi bölgesidir. Çünkü Köprübaşı’ndan Cağaloğlu’na, Sultanahmet’ten Beyazıt’a kadar geniş bir alan İstanbul’un karakteri ve hafızasıdır” dedi.
'Üç mekanın değişik yönlerini gündeme getirdik'
Kitabın editörü Cevat Özkaya da kitap ile üç mekânın değişik yönlerini; mimari, müze, kütüphane, sinema gibi diğer kültür alanlarını matbuat hayatıyla bağlantıları vesilesiyle gündeme getirdiklerini söyledi. Özkaya, “Kitapla büyük ölçüde kaybolmuş bir matbuat mekânını silik çizgilerden kurtarmak ve yaşayabilmesi mümkün kısımlarıyla kültür hayatının bir parçası ve devamlılığı temsil eden bir unsuru şeklinde ortaya koymayı arzuladık. Böylece Cağaloğlu’nu ve burayı besleyen kültürel mahfillerin üzerindeki sis bulutlarının kısmen de olsa kaldırılabileceğini düşündük” dedi.
(Dünya)