Yetişkinler bir araya gelince çocukken oynadıkları oyunlardan söz ederler..
"Bizler de oyun oynayan şanslı çocuklardandık.. Saklambaç, körebe, yakartop, dalya, ip atlama, yağ satarım, voleybol, havalı istop gibi gibi.... daha da bir sürü oyunlar.." diye başlayıp devam ederler;
"Her evin önünde bahçesi; hemen hemen her semtin bir boş arsası olurdu ve mahallenin çocukları top kovalardı.. Binalar bu kadar içiçe ve çok da değildi.. Otomobiller vızır vızır değildi, tehlike azdı.. Komşu teyze ve amcalar bütün çocukları sanki kendilerine emanet edilmişcesine korur, kollarlardı.. Çocuklar sokaktayken endişeler; top çarpar, koşar terler, koşarken düşer... den ibaretti.."
Güzel yıllardı o yıllar.. Yeri gelince hepimiz de böyle anlatırız. Şimdiki gibi isminin "pedofili" olduğu sapkınlıklar yoktu... Kimse de bu ismi ve anlamını bilmez, telaffuz dahi etmezdi.. Tabii ki o tür iğrenç kişiler o yıllarda da vardı, fakat barınamaz, herhangi bir fiile cesaret bulamazlardı ki.. Bilinmezdi.. O yıllarda insanlar daha bir erdemliydi herhalde.. Terbiye vardı, utanma duygusuyla gelişmiş bir toplumsal ahlak vardı.. Büyükler yaşına göre davranırdı; korumacı, yapıcı, iyimser yaklaşımla çocuklara yol gösteren komşu amca ve teyzelerdi Onlar.
Şimdi ise sınırlı oyunlara mahkum tek tük parklar. Bir de teknolojik cihazların "en başta da bilgisayarın" hapsettiği çocuklar.. Ve çocuklar da haklı kısmen de olsa.. Doğru dürüst sahaları mı var ki rahatlıkla koşup oynayacakları. Boş olan yerler otomobillerin park yeri haline geldi. Apartman bahçeleri de aynı amaçlı.. Dışarıda çocukların rahatlıkla oynayacağı güvenli alanlar da yok denecek kadar az. Ya otomobil korkusu, ya da kötü niyetli insanlar ürküntüsü.. Yine de ailelerinin refakatinde çocuk parklarına, imkan olursa piknik alanlarına gidilebilir hiç olmazsa.
Sizler hapsolmayın bilgisayar oyunlarına çocuklar, çıkın dışarı; güneşe, temiz havaya, yaşıtlarınızla oyunlar oynamak için çıkın.. Tıkılıp kalmayın on onbeş metrekarelik odalara.. Çıkın.. Güvenli yerlere, anne babalarınızla, ailenizdeki büyüklerle çıkın. Her ne kadar büyüklerin oynadığı ve geçmişte kalan oyunları bilip oynama şansınız yoksa da, bildiğiniz oyunları oynayın. Arkadaşlığın tadına varın, oyunlara doyun dolu dolu..
Oyunlar her çocuğun gelişiminde mutlaka ki psikolojik açıdan da gerekli olan, hayatı tanıma ve sosyalliğin gelişimi için önemli ihtiyaçtır. Ancak sizlerin temel haklarını kısıtlayanların, sizlere oyun sahası bırakmayanların, hepsinin birer özür borcu var. Bunu da bilin.. Siz yine de zaten dilenmeyecek olan o özürleri beklemeden, oynayın..
Çocuklar ve içinde hep birer çocuk barındıran büyükler.
Büyüyebilmenin temeli oyunu da sevmekle başlar.
Sevgiyle kalın ve içinizdeki çocuğu hep yaşatın..